Güncelleme Tarihi:
Balıkesir’de Ekonomi Ödülleri Töreni’ne katılan ve toplu açılışlar yapan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
FİLANCA ÜST AKIL
“Karşımıza dış güçler kadar içerideki maşaları da çıkıyor. Kimi zaman darbe söylemleriyle, kimi zaman parti kapatma davalarıyla ortaya çıktılar, kimi zaman siyasi, kimi zaman ekonomik, kimi zaman sosyal kriz çıkarma çabalarıyla Türkiye’yi eski, kötü günlerine döndürmenin gayreti içine girdiler. Hatırlayın, Gezi’den 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne kadar, son yıllarda yaşadığımız hadiselerin gerisinde hep aynı amaç var. Şimdi de dövizle, faizle, manipülasyonla, fısıltıyla, MİT Müsteşarı ile ellerine ne geçerse onunla aynı yöndeki gayretlerini sürdürüyorlar. Ekonomideki belirsizlik, bir kriz görüntüsü oluşturmak için özellikle çalışıyorlar ama nafile. Bunların hepsi koskoca bir hiç. Bunları başaramazlar, bundan sonra da başaramayacaklar. Biz ne zaman, nerede, ne yapacağımızı çok iyi biliriz. Şunu da söyleyeyim: Dışarıdan birileri köşelerinde bir şeyler yazıyorlar. Bunların hiçbirisi bizim aklımıza girmez. Bizim aklımıza bir şey girer, biz ne yaptığımızı, nasıl çalıştığımızı aldığımız neticelerle ortaya koyuyoruz. Filanca işadamının, filanca holdingin, filanca üst aklın veya filanca köşe yazarlarının yazdıkları yazı veya yazılar bizim aramızdaki muhabbeti ortadan kaldırmaz. Bunu da böyle bilmeleri lazım.
BİRBİRİMİZE DÜŞÜREMEZLER
Birilerinin köşelerinde 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şahsım ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili yazdıklarını görüyorsunuz. Dertleri, ‘Acaba biz bunları birbirine düşürebilir miyiz?’ Boşuna uğraşmayın. Bunları yapamazsınız, bunları başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler. Eğer üreteceğiniz, yapacağınız bir şey varsa gelin, yarışın içine girin ve bu yarışta yerinizi alın. Yapacağınız bir şey varsa bu. Çok açık söylüyorum, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz, bunun böyle bilinmesi lazım. Hâlâ bunlar buradalar, böyle yürünmez, ülkeye zarar veriyorsunuz.
NEYİN EKSİK SENİN
2005’te, Diyarbakır konuşmamda bunu açıkladım. Ne dedim? Bu ülkede her etnik unsurun kendine has sorunları var. Dün Roman kardeşlerimle yaptığım buluşmada da söyledim. Roman kardeşlerimin de sorunu var. Türk’ün de sorunu var, Laz’ın da sorunu var, Abaza’nın da sorunu var. Boşnak’ın da sorunu var. Hepsinin sorunu var. Ama bu sorunları gidermek kimin görevi, şüphesiz ki hükümetlerin, yönetimlerin görevi. Bunları yapıyor muyuz, yapıyoruz. Kardeşim neyin eksik senin? Bir Kürt olarak sen bu ülkede Cumhurbaşkanı oldun mu, oldun. Başbakan çıkardın mı, çıkardın. Bakan çıkardın mı, çıkardın. Devletin en üst kademelerine yönetici gönderdin mi, gönderiyor musun, var. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde var mısın, var.
NE İSTİYORSUN DAHA
Ne istiyorsun daha? Ne istiyorsun? Allah aşkına bizden farklı neyiniz var. Her şeye sahipsiniz. Yıllar yılı yolunuz yoktu yolunuzu yaptık. Havaalanı yapıyoruz Hakkâri’ye, havalanı yaptırmıyorlar. Bunları biz yaptık. İşadamlarının, müteahhitlerin makinelerini yakıyorlar. Niye yakıyorsun. Hani hizmet istiyordun. Iğdır’a yaptık havalimanı, Ağrı’ya yaptık havalimanı, Kars’a havalimanı... Bu devlet bir ayrım yaptı mı? Batı’ya ne yaptıysa Doğu’ya da Güneydoğu’ya da aynısını yaptı, yapıyor. Kardeşlerim dert başka. Biz ret politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Kardeşlerim biz asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Biz inkâr politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Çünkü biz şunu söyledik: Yaradılanı yaradandan ötürü sevdik, seviyoruz, seveceğiz.”
TÜRKİYE AŞ GİBİ YÖNETİLMELİ
MEVCUT sistemin artık Türkiye’yi taşımadığını da belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Büyük Türkiye’ye bu şekilde ulaşılamaz. Sürekli darbe üreten, darbeci yetiştiren bu Anayasa, bizim ufkumuzu, yolumuzu aydınlatamaz. Başkanlık sistemine karşı çıkanlara bakıyorsunuz; Türkiye’yi şikâyet ettikleri, model olarak heveslendikleri ülkeler başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Ama kendileri kullanım ömrü bitmiş, soluğu kesilmiş, tedavülden kalkmış, Soğuk Savaş dönemi artığı, 27 Mayıs üretimi, 12 Eylül darbesiyle tahkim edilmiş bir sistemle Türkiye devam etsin diyorlar. Bu sistemde ısrar etmek milletimize inanın haksızlıktır. Sizden benim bir istirhamım şudur: Yeni Türkiye’yi, başkanlık sistemini, yeni anayasayı her fırsatta milletimize anlatmanızdır. Sizler bir işadamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.”
FİDAN DİKTİLER
BALIKESİR Valiliği’ni ziyaret eden Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, üzerinde isimleri bulunan iki çam fidanını valiliğin bahçesine dikti. Ödül töreninin yapılacağı salonun karşısına Erdoğan ve eşinin resminin bulunduğu dev bir afiş asıldı. Afişte akrostiş yöntemiyle yazılan yazıyla “Başkan” yazısı yer aldı.
- Erdoğan toplu açılış töreninin yapıldığı alanda kendisine, “Götür bizi büyük usta Aksaray’a” diye seslenen gençlere, “İnşallah yeni yerler yapılacak, bitsin elbette. Orası milletin yeri, anlayan anlasın” yanıtını verdi.
- Erdoğan, kendisine Fethullah Gülen aleyhine tezahürat yapanlara da seslenerek, “Her akşam 23.00-24.00 seansında, beddua seansları yapıyorlarmış. Ama bizim böyle bir derdimiz yok, değil mi? Biz insanların hidayetiyle görevliyiz. Bizim görevimiz bu. Biz buna devam edeceğiz” dedi.