Güncelleme Tarihi:
İşte Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un açıklamalarından satır başları:
"Süreç denilen şey 1 Ekim Bahçeli'nin DEM'lilerle tokalaşmasıyla başlayan aşama. Bunu süreç olarak değil yeni bir aşama olarak değerlendirmek lazım. Burada yeni bir aşama var. 1 Ekim’de Bahçeli’nin tokalaşması ile başlayan, bugüne kadar gelen bir aşamadan söz ediyoruz. Bu yeni aşama 1 Ekim’de başladı ama sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 29 Ekim günü yaptığı konuşma ve 30 Ekim günü yaptığı konuşma ile devlet kararlılığı olarak ortaya kondu. Nedir bu? Terörsüz Türkiye hedefi. Bunun üst amacı. Terörsüz Türkiye hedefi.
Türkiye'den terörün tüm mecralardan tasfiyesi. Türkiye'nin Kürtlerini istismar ederek terör siyaseti yapanların bu durumdan kurtulmasına yönelik çağrı. Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin de milli devletidir. Kürtlere devlet vaadi bir emperyalist projedir.
Bahçeli'nin çıkışları tarihsel önemde.
Türkiye partisi olması gereken DEM Parti ve diğer partilerin terör vesayeti yükünü sırtından atmalı. Devlet terörsüz devlet hedefine ulaşmak için kararlılıkta olduğunu gösteriyor. Devlet her türlü imkanı kullanabilir. Devlet, Öcalan'ın mektuplarını okutmuştu. Güçlü devletler bu tip kararlar alabilir.
(Öcalan -DEM Parti görüşmesi) Devlet uygun görürse bu görüşme gerçekleşir. Mesele ne görüşüleceği.
"ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜLER 'SİLAHI BIRAKIN ÇAĞRISI' GELDİ AMA SONUÇ ALINAMADI, O ZAMAN NE OLACAK?"
Herkes Öcalan’ı bir şekilde istismar ediyor. Öcalan irademizdir diyor. En azından Öcalan’ı istismar ettikleri teşhir olur. Bu konuda samimi olmadıkları ortaya çıkar. DEM’de şapkasını önüne koyup düşünmek zorunda kalır. DEM’e oy veren demokratik siyasette karar kılmış, katılımla Türkiye’ye katkı yapmak isteyen DEM seçmenlerini de istismar ediyorlar. Bunun açığa çıkması önemli bir şeydir.
"KÜRTÇE, SEÇMELİ DERS OLARAK OKUTULABİLİYOR"
Bizim devlet okullarında, özel okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak okutulabiliyor. Özel kurs açılabiliyor. Özel okullarda sadece 5'inde talep olduğu açılabilmiş. Dille ilgili bir problem kalmamış. Bu talebin çok olmadığını gösteriyor.
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk halkı denir. Herkesi ifade ediyor. Etnik kimliğine ve dinsel kimliğine bakılmıyor. Anadilin okutulması mevcut sistemde de mümkün. Dil ve vatandaşlıkla ilgili bir sorun yok. Bunlar fiilen çözülmüş sorunlar.
Geriye ne kaldı? Türkiye'nin Kürtlerinin statü hakkı dediğinde bir devlet vaat ediyorsun? Gelin uydu bir devlet kuralım size, diyorlar. Buna ben dış Kürt sorunu diyorum.
KAYYUM ATALAMARI
Niye kayyum? Terörle ilgili suçlarda davalarda kayyum meselesi var. Diğer suçlarda yok. Eğer belediye başkanlığı düşerse belediye meclisinde seçiliyor. Terör soruşturmasında bu yapılmıyor. Terörle ilgili suçlarda kayyum var diğerlerinde yok.
Terörle mücadelede etkili sonuçlar alındı, dağa çıkma sayısı azaldı.
ERDOĞAN'IN YENİDEN ADAY OLMASI MÜMKÜN MÜ?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi zaten başkanlık sistemi. 1960'tan sonra parti üyeliğine engel konulmuştur. Partili bir cumhurbaşkanı olması zorunluluk değil, imkandır. Partili cumhurbaşkanlığı diye bir sistem yok. Bizim sistemimiz başkanlık sistemidir.
Aday olması mümkün. 7 Mayıs 2028'den önce Meclis'te alınacak kararla Cumhurbaşkanımıza adaylık yolu açılabilir. Erdoğan, Türkiye'nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü bir liderimiz varken adaylık imkanının sağlanmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
İMAMOĞLU'NA 'SİYASİ YASAK' DAVASI
Siyaset, aktüel siyasetin dinamiklerini yargıya yüklemesin. Siyasi yasak gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz ki. O zaman tartışılır. Sürekli varsayım üzerinden niye tartışıyoruz. Eğer çıkarsa, yargının değil siyasetin konusu olur.
Muhalefet halkla kavga etmeye devam ederse hep kaybedecek. 2018'de bu sisteme geçildi mi, geçildi. 2023'te de halk devam etme kararı aldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konusunda muhalefet artık halkla kavga etmeyi bırakmalı."