Güncelleme Tarihi:
Aklın ermesi olarak da bilinen bluğ çağına giren birçok genç için Farz-ı Ayn olarak nitelendirilen Cuma namazı, toplamda dört rekat sünnet, iki rekat farz ve dört rekat son sünnet olarak kılınmaktadır. Cuma namazı, zamanı olanlar tarafından zuhr-i ahir namazı ile de tamamlanabilmektedir. Peki, Cuma namazı nasıl kılınır? İşte, o konu hakkında bazı bilgiler
Cuma namazı, farziyyeti Kitap, sünnet ve icma ile sabit olan ve hutbeyi de ihtiva eden iki rekatlı, cemaatle kılınan bir namazdır. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allâh’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allâh’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” buyurmaktadır (Cumu’a 62/9-10)
Cuma namazının kılınışında niyet etmek önem arz etmektedir. Cuma namazı dört rekat sünnet, iki rekat farz, dört rekat son sünnet olmak üzere toplam 10 rekattır. Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken:
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur.
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur.
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir.
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
ZUHR-İ AHİR NAMAZI NEDİR?
Zuhr-i âhir, son öğle namazı demektir. Bazı İslam bilginleri, bir yerleşim biriminde birden fazla yerde cuma namazı kılınmasının sahih olmayacağı ihtimaline binaen, o günkü öğle namazının ihtiyaten kılınmasını önermişlerdir. Zuhr-i âhir adıyla dört rekât olarak kılınan bu namaz, cuma namazına dâhil değildir. Hz. Peygamberden (s.a.s.) ve ilk dönemlerden gelen rivayetler arasında bu isimle kılınmış bir namaz yoktur.
Zuhr-i âhir, İslam coğrafyasının genişlemesi ve şehirlerde nüfusun kalabalıklaşması sonucu, cuma namazının, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde olduğu gibi, bir şehirde bir tek camide kılınmasının mümkün olmaması, birden fazla camide cuma namazının kılınması zorunluluğunun ortaya çıkması ile gündeme gelmiş bir namazdır. Gerekçesi de, birden fazla camide kılınan cuma namazlarından ilk önce kılınanın geçerli olacağı, diğer camilerde kılınan namazın ise geçersiz olabileceği varsayımıdır. İşte bu şüpheli durumdan kurtulmak için, içinde bulunulan cuma vakti kastedilerek ihtiyaten, zuhr-i âhir yani “vaktine ulaşılıp da eda edilemeyen son öğle namazı” niyeti ile dört rekâtlık bir namaz kılınması bazı âlimlerce uygun görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 16-18; Karâfî, ez-Zehîra, II, 354-355; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 212; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 420-422).
Fakat böyle bir varsayıma mahal yoktur. Çünkü cuma namazının tek camide kılınması, cumanın anlamına uygun olmakla birlikte, nüfusu milyonlara ulaşan büyük şehirlerin ortaya çıktığı günümüzde bunun yerine getirilmesi mümkün değildir. Zaten Hanefî mezhebinde fetvaya asıl olan görüşe göre, herhangi bir kayıt olmaksızın bir şehirde birden çok camide cuma namazı kılınabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 15-16). İmam Şâfiî de Bağdat’a gittiğinde cuma namazının birden fazla yerde kılındığını görmüş ve buna karşı çıkmamıştır (Nevevî, el-Mecmû’, IV, 585; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 420-422). Böyle olunca, her bir camide kılınan cuma namazının ayrı ayrı geçerli olması, bu yönden aralarında bir fark gözetilmemesi esas olup cuma namazı kılanların ayrıca zuhr-i âhir (son öğle namazı) kılmaları gerekmez.
Ancak cuma namazına dâhil olmadığını bilerek, bu namazı kılmak isteyenler için de bir sakınca söz konusu değildir.
CUMA GÜNÜ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER
Cuma gününün önemiyle ilgili birçok kaynak bulunmaktadır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
Allah katında günlerin efendisi Cuma’dır. O kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de faziletlidir. Cuma gününde şu beş özellik vardır: 1- Hz. Âdem o gün yaratıldı. 2- O gün yeryüzüne indirildi. 3- O gün vefat etti. 4- O günde öyle bir an vardır ki, günah veya akrabalarla ilişkiyi kesme konularında olmamak şartıyla kul Allahü teâlâdan bir şey isterse Allahü teâlâ mutlaka onu verir. 5- Kıyamet o gün kopacaktır. Allah’a yakın hiç bir melek, hiçbir gök, hiçbir yer yoktur, hiçbir rüzgar, hiçbir dağ ve taş yoktur ki, Kıyametin kopmasına sahne olacağı için Cuma gününün heybetinden korkmasın. [Buhari, İ. Ahmed]
Cuma, müminlerin bayramıdır. Bugün yapılan ibadetlere en az, iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur. [Ramuz]
Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer. [İ.Gazali]
Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır” derler. [Deylemi]
Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur. Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevap verilir. [Taberani]
Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri. [Deylemi]
Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur. [Taberani]
Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur. [İbni Sünni]
Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehid olur, kabir azabından kurtulur. [Ebu Nuaym]
Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur. [Tirmizi]
Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur. [Dare Kutni]
Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir. [İsfehani]
Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk verilir. [Taberani]
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı. Adil veya zalim bir imam [başkan] zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cuma namazını terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz. [İbni Mace]
Allah’a ve ahirete inanan, Cuma namazına gitsin! [Taberani]
Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir [iyilik yapamaz olur], gafil olur. [Müslim]
Cuma namazına giderken ayakları tozlanan kimseye Cehennem ateşi haramdır. [Tirmizi]
Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn [yani iki Kul euzüyü] okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur. [İbni Sünni]
Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir. [Müslim]
Seferi olana Cuma kılmak farz değildir, kılarsa farz sevabını alır. [Hindiyye]
Cuma namazı kılınmayan çok küçük köylerde ve kâfir ülkelerinde, cemaatle öğle namazı kılınır ve ikamet okunur. Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur. [R.Muhtar, Fetava-i Abdurrahim]
Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi şöyle:
Cuma namazı kılmak, köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır. [Hakim]