Güncelleme Tarihi:
Cülus Bahşişi; Padişahın ölümü veya tahttan indirilmesi üzerine tahta geçen yeni padişah tarafından askerler ve memurlara verilen hediyenin adıdır. Osmanlılarda iki çeşit cülûs bahşişi vardı. Birisi bir defaya mahsus olmak üzere verilir diğeri ise askerlerin ulûfelerine zam yapılmasıyla gerçekleştirilirdi. Tahta çıkan padişahın “kullarımın bahşiş ve terakkileri makbulumdur” şeklindeki karar ve bu kararın açıklanmasını askerin işitmesi kural olmuştur. Cülûs bahşişi her asker için aynı değildi. Yeniçeriler üçer bin, sipahiler biner, acemi oğlanları ikişer, cebeciler ve topçulara biner akçe verilmesi kanundu. Memurlardan sadrazama otuz bin, müderrislere üç bin, defterdara yirmi bin, nişancıya otuz bin, reisü’l-küttaba yedi bin akçe cülûs bahşişi verilirdi.
Cülûs bahşişi uygulamasına Yıldırım Bayezid devrinde başlandığı iddia edilmekte ile de kanun haline Fatih Sultan Mehmet zamanında getirilmiştir.
XVI. yüzyıl sonunda dönem dönem, cülûs bahşişini yeterli bulmayan Yeniçeriler sık sık ayaklanmışlar, çeşitli olaylara sebep olmuşlardır. Bu olaylar Osmanlı maliyesini zor durumlara sokmuştur.