Metin TURAN/ KAHİRE, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2008 17:37
İSLAM Konferansı Teşkilatı (İKT) tarafından düzenlenen ‘İslam ülkelerinin gelişmesinde kadının rolü' konulu toplantı, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek'in başkanlığında Kahire’de başladı. İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Geyt'in de birer konuşma yaptığı toplantıya Türkiye'yi Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu temsil etti.
Toplantının açılışının ardından Türk basının sorularını yanıtlayan Çubukçu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en az 3 çocuk önerisini desteklediğini söyledi.
Kahire’de 2 gün sürecek toplantıda konuşma yapan İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, kadın ve erkeklerin ortak çaba harcamadığı ve hakları eşit paylaşmadığı sürece toplulukların gelişemeyeceğini söyledi. İhsanoğlu, şöyle dedi:
“Toplumun yarısı işsiz ve atılken hiçbir zaman gerçek ilerleme sağlanamaz. Kadın ve erkekler ortak çaba göstermez ve hakları eşit paylaşmazsa topluluklar gelişemez. İslam karşıtı aktivitelerin yoğunlaştığı, İslam'ı lekeleme gayretlerinin arttığı bu dönemde İslami simgelere saldırılar yapılarak Müslümanlar ve İslam aleyhine bir nefret oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu tür saldırılara karşı akıllıca karşılık vermek gerekmektedir. Kadın konusu da İslam düşmanları tarafından tahrif edilen bir konudur. Peygamberimiz bir hadisinde ‘kadınlar erkeklerin kız kardeşleridir. Yüce insan onlara saygı gösteren, kötü olan ise onları incitendir.’ demektedir. İslam kadını çağdışı geleneklerden kurtarmış, toplumun aktif bir parçası haline getirerek yükseltmiş, kadın ve erkeği toplumun birer dayanağı haline getirmiştir. İslam kadına da erkeğe de öğrenmeyi mecbur kılmıştır. Kadının eğitimli olmasıyla toplumun gelişebileceği öngörülmüştür. İslam böyle zengin bir medeniyetten gelirken biz halen Müslüman kadını lekeleyen bazı klişelerle, geleneklerle ve adetlerle karşı karşıya bulunuyoruz.”
İhsanoğlu, İslam dininin ailenin kurulması ve korunması, toplumun ve bütün ümmetin gelişimi ve refahı için kadına büyük önem verdiğini kadın ve erkeğe karar verme konusunda eşit haklar tanıdığını anlattı.
Kadınların eğitiminin önemine ve İKT'nin bu yönde attığı adımlara dikkat çeken İhsanoğlu, şöyle devam etti:
““Toplumda kadının rolünün artırılması konusuna 2005 yılında Mekke’de yapılan İKT zirvesinde alınan 10 yıllık Eylem Programı’nda yer verilmiştir. Buna göre Müslüman topluluklarda kadının ekonomik, kültürel, sosyal ve politik alanlarda ayrımcılığa maruz bırakılmaması tam tersine kadının eğitimine özel önem verilmesi ve kadın eğitimsizliğiyle mücadele edilmesi hedefimizdir. Bu konuda ilk adımı İstanbul'da 2006 yılında yaptığımız toplantı ile attık. Bu, kadının güçlendirilmesi ve gelişimi için atılan tarihi bir adımdı. Bu toplantıda dört kilit alan üzerinde duruldu; kadına daha fazla iş verilmesi konusunda ulusal politika ve stratejiler geliştirilmesi, kadınlar arasında fakirliğe son verilmesi, yerel ve ulusal düzeylerde karar alma mekanizmalarında kadının rolünün artırılması ve kadına daha iyi bir gelecek sunmak için onlara karşı uygulanan ayrımcılıklara son verilmesi ve eğitimlerine daha fazla önem verilmesi. Atılan tüm adımlara rağmen önümüzde duran sorunlar halen çok büyüktür ve çözülmesi de çok kolay değildir.”
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, toplantını açılışı sonrası soruları cevapladı. Çubukçu, öncelikle İKT'nin kadın sorunları konusunda kadına yönelik şiddet başta olmak üzere, kalkınma ve toplumsal rollerin değerlendirilmesi konusunda öncü bir rol üstlenmiş olmasından memnuniyet duyduğumu söyledi. Çubukçu İKT'nin Yemen’in başkenti Sana’da yaptığı toplantıda, kadınların sorunlarına yönelik 1 satır konu geçtiğini anlatırken, şöyle dedi:
“Sayın Başbakan Türkiye’ye döndükten sonra ‘kadın sorunları konusunda İKT’nin bir girişimi olacak” dedi. ‘Buna öncülük edelim. Türkiye’de bu konuda bir toplantı düzenleyelim ve başlıklar halinde kadın sorularının İKT çatışı altında İslam ülkelerindeki kadınların sorunlarını bir bütün olarak ele alalım' dediler. 2006 yılında birinci bakanlar konferansı Türkiye’de gerçekleştirdik ve bu toplantıda bir takım kararlar aldık.
4 ana başlık altında tartıştık. Kadınların eğitimlerinde şiddet ve ayrımcılığa uğramamalarına varan kadar kadının karar alma mekanizmalarında katılım ve toplumsal rollerindeki güçlendirilmesine kadar orada alınana kararlardan birisi de 2 yılda bir bu toplantıların İKT üyesi ülkelerden birinde yapılması kararıydı. Zirve toplantısını olarak sürdürülmesi ve eylem planlarının oluşturulması ve bu eylem planlarının oluşturulması ve raportör ülkenin bu eylem planlarını izlemesi gibi kararlar alındı. Bir takım prosedürlerin yeni oluştuğu düşünülürse 2 yıl içersinde tartıştığımız konularda mesafe kaydettiğimizi söyleyebilirim. En azından bu konuların konuşulur kılınması mesela Mısır Dışişleri Bakanı konuşmasına yaparken 150’ye yakın eğitim programını bu yıl ülkelerinde uygulamaya başlayacaklarını söyledi. Kız çocuklarının ve kadınların eğitimine ilişkin olarak. Tüm ülkeler kendilerine yönelik eylem planlarını oluşturmasının dışında uluslararası işbirliğine yönelik uzmanlar düzeyinde toplantılar yapıldı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Genel Sekreterliği döneminde böyle bir açılımın olmasından dolayı mutluluk duyuyorum.”
“Kadınların sağlık sorunlarından eğitimlerine kadar çok önemli meseleler var” diyen Çubukçu, bunun tüm dünyada önemli bir sorun olduğunu vurgularken, “İslam ülkelerinin Ekmeleddin beyin konuşmasında da söylediği gibi dinimizin temelinin eşitlik ve adalet olduğunu, bir dinin mensupları olarak bu eşitlik ve adaleti gerçekleştirme konusunda başarılı olacağımıza ben yürekten inanıyorum” dedi.
Karar alma mekanizmalarında kadınları önemsediklerini, belirten Çubukçu, şiddet başta olmak üzere kadınların tüm sorunlarının temelinde eğitim yattığını vurguladı. Çubukçu, “Türkiye’de okuma- yazma kursları, kız çocuklarının okullaşma konusunda, ileri yaşta okuma yazma bilmeyenlerimiz için ana kız okula kampanyası gibi yürüyen projelere var. Eğitimi en temel noktaya alıyoruz. Bunun dışında karar alma mekanizmalarına, istihdamdaki rollerini önemsiyoruz. En önemlisi kadınların herhangi bir şekilde şiddete ve ayrımcılığa uğramadan eşit fırsatlardan yararlanarak toplumdakieşitlikçi rollerini geliştirmelerini teşvik ediyoruz. Bu başlıklar altında Türkiye çok farklı eylem planlarını uyguluyor. Biz zaten bu konuda ulusal eylem planlarımızı açıkladık şiddet başta olmak üzere bugün burada da tartışılacak .Göreceğiz ki kadınların aslında toplumsal hayata katılımlarındaki önündeki engeller aslında ne yasalar ne dinler. Olumsuz gelenekler. Belki bunların yıkılması konusunda tartışma açmak gerekir” diye konuştu.
Çubukçu, Türkiye kadının rolünün artması konusunda öncülük ederken yayınlanan bir raporda kadın erkek eşitliği açısından sonlarda yer aldığının hatırlatılması üzerine “O istatistiklerin oluşturulmasında metodoloji soruları var. Türkiye'yi gören ve bilen birçok insan Türkiye’nin 130 ülke içinde 123'üncü sırada olmadığını biliyor. Kriterlerle oluştururken çok farklı. Biz Türkiye'nin kadın hakları konusunda birçok ülkeden daha ilerde olduğunu biliyoruz” dedi.
TÜRK DİZİLERİOrtadoğu’da Türk dizilerinin çok seyredildiği, fakat yasaklanması yönünde talepler bulunduğu hatırlatılan Çubukçu, bu konu ile ilgili olarak şöyle dedi:
“Türkiye’de yakın bir tarihe kadar televizyonlarda Amerikan dizilerinin oynadığı bir dönem vardı. Sektörel anlamda Türk oyuncuların oynadığı dizilerin olmasını memnuniyetle karşılıyorum. En azından kendi kültür ve geleneklerimizi ve göreneklerimizi bir nebze olsa da yaşatıyor. Bunlar tartışılabilir. Bunlar nihayetinde kurgudur.
Sinema filmleri üzerinden diziler üzerinden tartışma açmayı bu anlamda doğru bulmuyorum. Türkiye’nin yeni dönem yüzünün bulunduğumuz coğrafyada ülke halkları tarafından anlaşılması konusunda da önemli bir ışık tutuyor. Ben de çok memnun oluyorum. Gittiğim yerlerden Türk aktörlerinin bu kadar tanınıyor olması güzel. Çok gurur verici.”
“EN AZ 3 ÇOCUK”Bakan Çubukçu, bir soru üzerine, Başbakan Erdoğan'ın dile getirdiği ‘En az 3 çocuk' önerisini desteklediğini belirterek, “Türkiye’nin nüfus yapısının artış hızını düşüyor olması ülkemizin gelecekte nitelikli nüfus konusunda sorunla karşı karşıya kalacağının göstergesi. Biz elimizdeki verilere göre, Türkiye’de yenilenebilir nüfusun gerçekleşebilmesi için bir ülkede en az üç çocuk sahibi olması gerekiyor bir ailenin. Bu oranların altına düştüğü zaman nüfusumuz yenilenemiyor, yaşlanıyor. İkinin altına düştüğünüz zaman nüfus negatife düşüyor. Nüfus negatife düştükten sonra bunu pozitife çevirmiş hiçbir ülke yok. Dolayısıyla Türkiye bizim elimizdeki verilere göre kritik sürece girmiş durumda.
Yani nüfus artış hızı olarak aile başına düşen çocuk sayısı üçün altına düşmüş durumda. Marmara, Akdeniz, Ege gibi bölgelerde negatife düşmüş durumda. Dolayısıyla yaşlı ve genç nüfusun olmadı ülkelerin yaşadığı sorun çözümlenebilir bir sorun da değil. Ülkemizin geleceği için Sayın Başbakan öneriyor. Ve nüfus konusunun dini bağlamda tartışılmasını yadırgıyorum. Nüfus son derece teknik bir konu. Herhangi bir ideolojiyle yönetilen dünyanın ülkelerinin liderleri bunun önemini bilirler, bu yönde açkılama yaparlar. Başbakanı sonuna kadar destekliyorum” dedi.
Toplantıya katılan kadın bakanların hatıra fotoğrafı çektirdiği etkinlikte, Bakan Çubukçu Suzan Mübarek ile tokalaşarak kısa süre konuştu. Konferansa, Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Şafak Göktürk de katıldı.