A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2010 13:18
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, İstanbul'da okul kantinlerinde ve sözleşmeli olarak çalışan 233 sabıkalının, artık çalışmayacağını belirterek, “Bu isimlerin hiçbiri bir suçtan mahkum olmuş kişiler değil. Ama arandıkları ya da yargılandıkları suçlar, çocukların daha yüksek düzeyde korunması düşüncesinden hareketle, daha titiz davranmamızı gerekli kılıyor” dedi.
Çubukçu, bakanlığın talebiyle yapılan araştırmada, İstanbul'daki okullarda sabıkalı çalıştırıldığının ortaya çıkmasına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Okul kantinlerinde çalışan sabıkalı bir kişinin söz konusu olmadığını belirten Çubukçu, sabıkalı ile bazı suçlardan aranan kişilerin birbirine karıştırılmaması gerektiğini söyledi.
Çubukçu, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işbirliği protokolü çerçevesinde konunun ortaya çıkarıldığını, bakanlığının, bu işin ortaya çıkarılması için çalışma yapan kurum olduğunu kaydetti.
Üzerlerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirme gayreti içinde olduklarını dile getiren Çubukçu, “Okul servislerimiz, kantinlerimiz olsun, eğitim hizmetleri dışında çalışan insanlarla ilgili büyük bir titizlik gösteriyoruz. Okullarımız ve çocuklarımızın, en yüksek düzeyde himaye, korunmaya ve tedbirli davranmaya ihtiyacı var. Okulları, çocuklarımızın, çoğu zaman kendi evlerinden daha yüksek düzeyde korunmaları gereken kurumlar olarak görüyorum” diye konuştu.
“KESİNLEŞMEDEN SUÇLANMASINI DOĞRU BULMAM”Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, okulların kantin ve servis işletmeciliği gibi, kurum dışındaki bu gruplara yönelik ihalelerden önce bazı belgeler istendiğini, bunlardan birinin de sabıka kaydı olduğunu anımsattı. Çubukçu, sabıkasızlık durumunda, diğer şartların da uygun olması halinde, ihalenin verildiğini söyledi.
Çubukçu, ihaleleri, bakanlığın ya da bakanlık kurumlarının değil, Kamu İhale Kanunu çerçevesinde oluşturulan komisyonlar ve okul aile birliklerinin yaptığını hatırlattı. Çubukçu, bakanlığın, minimum düzeyde inisiyatifinin bulunduğunu buna rağmen denetim görevlerini yerine getirmek adına daha titiz davrandıklarını ifade etti.
Kantin işletmelerini alanlar, burada çalışacaklarla ilgili sabıka kayıtları ve diğer belgelerin istendiğine dikkati çeken Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çoğu durumda, herhangi bir hüküm giymemiş olsa dahi bazı isimler, bazı suçlardan aranıyor olabiliyor. Bir hukukçu olarak, bir kişinin hakkında verilmiş kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmaksızın suçlanmasını doğru bulmam. Dolayısıyla bu isimlerin hiçbiri bir suçtan mahkum olmuş kişiler değillerdir. Ama arandıkları ya da yargılandıkları suçlar, nitelik itibariyle söylediğim nedenlerle, çocukların daha yüksek düzeyde korunması düşüncesinden hareketle, daha titiz davranmamızı gerekli kılıyor. Bu çalışmayı biz bu nedenlerle yaptık, gösterdiğimiz hassasiyetin bir sonucu olarak görülmesini temenni ediyorum.”
“KİMSEYİ SUÇLAMAK İSTEMİYORUM, BİZ TİTİZLİK GÖSTERİYORUZ”Bakan Çubukçu, “Sabıkalılar hakkında bir şey yapılacak mı?” sorusuna, “Sabıkalı değiller, suçlu da değiller. Bazı suçlardan haklarında arama, yakalama, yargılama gibi işlemler var. Sonuçlanmamış meseleler” karşılığını verdi.
Okulların, çocuklar için en güvenli kurumlar olması, onlara zarar verecek unsurların bulunmaması gerektiğini bildiren Çubukçu, kimseyi suçlamak istemediğini, kendilerinin titizlik gösterdiklerini dile getirdi.
Çubukçu, “233 sabıkalı çalışmaya devam edecek mi?” sorusunu “Hayır” diye yanıtladı.
“ÖNERİLERİN, RAPORA DÖNÜŞMESİ GEREKİR”Milli Eğitim Bakanlığı çalıştayında, “4 karne verilsin, 2 ara dönem olsun” önerisinin çıktığının anımsatılması üzerine Çubukçu, farklı konularda, sık sık çalıştaylar yaptıklarını anlattı. Çubukçu, eğitimin dinamik bir unsur olması, sürekli yenilik ve gelişmeye açık çalışma ortamının bulunması için bu çalıştayları yaptıklarını belirtti.
Çubukçu, ders saatlerinin fazlalığı, bazı derslerin kaldırılması gibi sistemle ilgili zaman zaman eleştiriler geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımızın yapması gereken en önemli şeylerden birisi, bu itiraz ve şikayetleri dikkate alacak şekilde bilimsel çalışma yapmak. İşte bu çalıştay tam da bu düşünce çerçevesinde ortaya çıktı. Çeşitli öneriler, görüşler dile getirilecektir muhakkak. Bu önerilerin her şeyden önce ortak karara ve rapora dönüşmesi, bunun Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından yeniden incelenip, değerlendirilmesi gerekir. Benim şahsi olarak, bu doğrudur, yanlıştır, bizim görüşümüzdür diye derc etmem mümkün değil. Şahsi fikrimin oluşması için öncelikle bu raporların tamamlanması lazım. Nasıl dile getirildiğine, hangi gerekçelerle ortaya atıldığına da bakmam lazım. Benim kişisel görüşümü açıklayacağım bir safhada değiliz.”
“DEHŞET İÇİNDE KALDIM”Bakan Çubukçu'ya, bir öğretmenin, ders kitabını getirmeyen öğrenciye, sınıftaki 28 öğrenciye tokat attırmasına ilişkin
haberler de soruldu.
Dehşet içinde kaldığını dile getiren Çubukçu, yaklaşık 700 bin öğretmen camiası içinde, zaman zaman hiç arzu etmedikleri, sağlıklı kişilik yapısına sahip olmayan öğretmenlerin de bulunabileceğini kaydetti. Çubukçu, “Bence bu, o örneklerden birisi. Kabul edilebilir bir şey değil. Ben bu tür bir tutumu, davranışı hiçbir öğretmene yakıştırmam. Yapanlar hakkında da en ağır şekilde yaptırım uygularım” diye konuştu.