Çubukbeli'ne yazık oluyor
Güncelleme Tarihi:
‘...Çekemedim Akçakızın gızın göçünü, of göçünü, Bırak dövsün ipek saçlar döşünü,
a gız döşünü, Geliver de görem mercan dişini, of dişini, Yol ver bana Çubukbeli geçeyim, geçeyim a gıza gideyim...’
TÜRKÜLERE konu olan Burdur-Antalya Karayolu üzerindeki Çubukbeli... 950 rakımlı Çubukbeli Tepesi, geçmişte yörük aşiretlerinin göç, günümüzde de Antalya-Burdur karayolunun ünlü bir dinlence yeri. Dağbeli Beldesi sınırları içinde kalan ve halk kültüründe özel bir yeri olan bu tepenin yöre halkının ve Dağbeli Belediyesi'nin karşı çıkmasına rağmen kum ocağı olarak kiraya verilmesi tepkilere yolaçtı. Çubukbeli Tepesi'nin İki firma tarafından kum ve çakıl ocağı haline getirilmesine tepki gösteren Dağbeli Belediye Başkanı Ali Gökay, doğa güzelliklerinin yanı sıra içme suyu kaynaklarının tehdit altında olduğunu bildirdi.
ÇEVRE ADINA BÜYÜK KAYIP
Çubukbeli Tepesi'nde Nadir Sarıgül ve İbrahim Ergül adlı şahıslar tarafından kum ve çakıl ocağı yapma girişimlerine ilk tepki Dağbeli Belediyesi ile yöredeki mahalle muhtarlarından geldi. Ruhsat verilmemesi için Antalya Valiliği'ne başvuran belediye başkanı ve muhtarlar kum ve çakıl ocaklarının doğayı tahrip edeceği gibi, çalışmalar esnasında gerçekleşecek dinamit patlamalarının konutlar ve yeraltı su kaynaklarına zarar vereceğini bildirdiler. Ancak halkın karşı çıkmasına rağmen kiralama talebinde bulunan firmalardan Nadir Sarıgül'e ait Dağ-Kum ruhsatını aldı. İkinci firmanın da önümüzdeki günlerde açılan ihaleyi kazanıp, ruhsat alacağı ileri sürüldü.
ANIT DİKİLECEKTİ
Yörük kültüründe özel bir yeri olan Çubukbeli, bir süre önce ölen Cevat Uyanık'ın ünlü ‘‘Çekemedim Akçakızın göçünü’’ Türküsü'ne mekan olan bir yer. Geçtiğimiz yıl, ANSAN üyesi sanatçılar tarafından Cevat Uyanık'ın anısına park haline getirilen ve türküyle ilgili bir yazıtında yer aldığı Çubukbeli'ne, Dağbeli Belediyesi'nin de desteğiyle bir anıt dikilmesi için hazırlıklar sürüyordu. Ağaçlandırılması planlanan tepe çevresinde çakıl ve kum ocağı için ruhsat verilmesi, sanatçılar ve halk kültürünü sevenler arasında da üzüntü yarattı.