CSO’dan İsmet İnönü konseri

CSO İsmet İnönü’yü Anma Konseri, bugün saat 20.00’da CSO Ada Ankara’da seyirci ile buluşuyor. Kübra Şenyaylar yönetiminde Koro İstanbul’un da yer aldığı etkinlikte, Aykal’ın Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yılı için bestelediği marş da seslendirilecek. Ayrıca ünlü besteciler Antonin Dvorak’ın “Viyolonsel Konçertosu Si minör Op.104”, Pyotr İlyiç Tchaikovsky’nin de “Francesca da Rimini Op.32” eserleri de seyirci ile buluşacak. Konser öncesinde çello virtüözü Gerhardt ile bir araya geldik.

ANNE KARNINDA BAŞLADI

- Müzikle ilginiz nasıl başladı?

Annem ve babam müzisyendi; annem solist, babam ise kemancıydı. İlk müzik deneyimim anne karnında sayılır. Katıldığım ilk konser muhtemelen ben üç yaşımdayken olmuştu ve bir yıl sonra annem beni Richard Wagner’in Meistersinger’ını dinlemeye götürdü.

- Repertuvarlarınızı nasıl belirliyorsunuz?

Çello repertuvarının büyüklüğü keman veya piyanonunkiyle karşılaştırılamayacağı için biz çellistler çok eklektik olamayız ve ben her dönemin müziğini severim. Ama romantik döneme biraz daha öncelik veririm. Kendimi bir okuyucu değil de bir anlatıcı olarak gördüğüm için resitallerimi her zaman kalpten çalıyorum.

- Berlin Filarmoni Orkestrası’yla çalışmak nasıl bir duygu?

Berlin Filarmoni Orkestrası, babamın 45 yıldır üyesi olduğu, 18 yaşıma girdiğimde, babamın doğum hediyesi olarak çello bölümünde vekil olarak oturmama izin verilen, birlikte büyüdüğüm bir orkestra. Bu bir hayalin gerçeğe dönüşmesi gibiydi. Bu muhteşem orkestranın sahnede kattığı enerjinin dünyada eşi benzeri yok diyebilirim.

İCRA ETTİĞİM MÜZİĞE ÂŞIĞIM

- Enstrümanınızla ilişkiniz nasıl?

Hiçbir enstrümanla hiçbir zaman özel bir ilişkim olmadı; icra ettiğim müziğe âşığım, çello benim için sadece yapmayı sevdiğim şeyi yapma aracı. Elbette böyle güzel bir enstrümana sahip olduğum için çok mutluyum ama Ankara konserimde aslında Joseph Guarnerius’un yaptığı, karanlık Gofriler’imden biraz daha parlak sesi olan bir enstrümanla çalacağım.

- Türk izleyicisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

CSO ile ilk defa tanışma fırsatı bulacağım ve dört gözle bekliyorum. 2018’de Tekfen Orkestrası ile Ankara’yı ziyaret etmiştim ve ülkenizin başkentine tekrar dönmek beni mutlu ediyor. İstanbul ve Ankara’daki seyirciler takdir etmesini çok iyi biliyor, sıcakkanlı ve bilgiliydi. Onlar için çalmak gerçekten keyifliydi ve üçüncü kez Türkiye’de çalmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

TANIŞMADIĞIM ÇEK DEDEM

- CSO ile Dvorak’ın ünlü Çello Konçertosu’nu çalacaksınız. Bu eser hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Birçok müzisyen, Dvorak Çello Konçertosu’nun herhangi bir enstrüman için en iyi konçerto olduğunu iddia eder, ben de aynı fikirdeyim. Bu eserde o kadar özlem, duygu ve güzellik var ki, onu sevmemek neredeyse imkânsız. Her çaldığımda, tanışamadığım Çek dedem aklıma geliyor. O bir besteci ve orkestra şefiydi ve onun kızı yani annem aracılığıyla müzikal içgüdülerimi miras aldığımı hissediyorum.”

AYKAL: VİYOLONSEL DERSİ ALIRDI

- ŞEF Gürer Aykal konsere ilişkin Hürriyet’e şunları aktardı:

“İsmet İnönü’nün anısına, ölüm haftasında yapılan özel bir konser olacak. İnönü, CSO’nun hemen hemen her konserine gelirdi. Konserlerimize gelmesi, orkestramıza disiplin katardı. Kendilerinin yaptıkları müzik devriminin bir devamı olarak orkestrayı İstanbul’dan Ankara’ya getirdiler. O açıdan İnönü adına yapılan konserler, hep bu geleneği gösteren konserler. Ben de İstanbul’da başlayıp Ankara’da CSO’nun şefliğini yaptığım sürede, her aralık ayında bu konseri yapmışımdır. Böyle bir geleneğin devamında bir payım olmasında çok büyük mutluluk duyuyorum.

Lozan, Cumhuriyet’e gidişte altımıza serilmiş bir halıdır. Sözleri Anayasa Mahkemesi’nin Onursal Başkanı Yekta Güngör Özden yazdı. Çok anlamlı sözleri var. Bu sözler de marş için yazılmıştır. Hecelerine çok dikkat etmiştim. Çünkü marşların hecelenmesinde belirli kurallar var. Yekta Bey, bu kurallara uyarak yapmıştır. Viyolonsel solist olmasının nedeni de İsmet İnönü’nün o savaş koşullarında viyolonsel dersi alması. Konserin solisti de bir çellisttir.”