Güncelleme Tarihi:
Covid-19 pandemisinin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, virüs dünyada ciddiyetini korumaya devam ediyor. Omicron’un en son alt varyantı olan BA.5 dünyada hızla yayılıyor ve baskın varyant haline geliyor. Ülkemizde haftalık vaka sayıları sürekli artış halindeyken, son veriler haftalık 226 bin 532 vaka olduğunu gösteriyor.
İnsanlar aşılarına ve önceki enfeksiyonlarından gelen antikorlara güvenirken, uzmanlar bu faktörlerin BA.5 varyantına karşı sınırlı koruma sağladığının da altını çiziyor.
Harvard Tıp Okulu'ndan Doç. Dr. Lin Chen, “Yüksek bulaşıcılık nedeniyle her yerde olduğunu varsayabiliriz” dedi.
Yale Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Jorge Moreno, bu düşünceyi yineledi ve topluluk yayılımının yüksek olduğunu ekledi. Moreno, verilerin bir kişinin yakın zamanda bir omicron varyantı ile enfekte olsa bile BA.5 ile hasta olabileceğini gösterdiğini söyledi.
Vakalar bu denli yükselip, korkutmaya devam ederken yeni alt varyant pek çok soruyu da beraberinde getiriyor.
-Kapalı alanda etrafımızdakiler maske takmaz, biz takarsak ne kadar korur?
-Açık havada bulaş ne kadar arttı?
-Hasta biriyle aynı ortamda ne kadar süre kaldığımızda bulaş gerçekleşir?
Gündelik hayatta oldukça merak edilen soruları Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile konuştuk…
YENİ ALT VARYANT AKCİĞERİ HEDEF ALIYOR
Omicron’un BA.5 alt varyantı ile tutunma özelliğini geliştirdiğini ve beraberinde hastalık yapma özelliğinden hiçbir şey yitirmediğini ifade eden Ertuğrul, “Yani hastalık belirtilerimiz aslında oldukça benzer. Ancak daha önce hastalığı geçirmiş ya da aşı olmuş kişilerde biraz farklı olarak alt solunum yolları bulgularından daha çok üst solunum yolu bulguları ile seyrediyor” dedi.
Aydın ise BA.5'in dünyadaki de en yaygın olan varyant olarak karşımıza çıktığını vurgulayarak, “Diğer varyant ve alt varyantlar bu denli hızlı bulaşamadığından zaten silik kaldılar. Yeni alt varyantın akciğerlerdeki reseptörlere bağlandığını görüyoruz, bu nedenle akciğer sorunları oluşturabilme ihtimali karşımıza çıkıyor” açıklamalarında bulundu.
HANGİ ORTAM OLURSA OLSUN MASKE TAKILMALI
Virüste yaşanan değişikliklerin aşıdan kaçmasını da kolaylaştırdığını söyleyen Aydın, “Daha hızlı bulaşan bir varyantla karşı karşıya olduğumuza göre çok daha dikkatli olmalıyız. Dünyada ciddi bir aşılanma olsa da hala aşılarını tamamlamamış insan yığını da var. Dolayısıyla hangi ortamda olursa olsun maskeyle kendimizi korumalıyız. Maske takmayanların oluşturduğu risk maske takanlara göre elbette çok daha yüksek. Uygun olmayan maskeleri takan kişilerde aynı risk sürüyor” dedi.
'TOPLU TAŞIMADA MASKE HİÇ ÇIKARILMAMALI'
Ertuğrul, bulaşın en yoğun olduğu yerin toplu taşıma araçları olduğunu vurgulayarak, “Aslında toplu taşıma araçlarında hiçbir zaman maskeyi çıkarmamalıyız. Karşılıklı maskeli olmak hastalığın bulaşını yüzde 90'ın üzerinde engelliyor ama tek kişinin maskeli olması bu oranı düşüren etken. Bu nedenle özellikle toplu taşıma araçlarında araçta bulunanların tümünün maskeli olması gerekiyor” dedi.
Aydın da, seyahatin süresinin ne kadar güvenli olduğu konusunda belirleyici olduğunu söylerek, “Altıncı zirvesini yapmaya hazırlanan bir virüsle karşı karşıyayız. Hastaneye gelen kişilerin de pozitiflik oranı yüzde 60’ların üzerinde. Gerek uçak, gerek otobüs, ulaşım aracı ne olursa olsun maske takmanın faydası olur. Eğer siz takarsanız, karşı taraf takmazsa da korunma oranınız yüzde 35 civarında olur. Karşı tarafta takarsa bu oran yüzde 90’a çıkar” dedi.
BULAŞ İÇİN SANİYELER YETERLİ
Bulaş oranını kapalı ve açık ortamlar göre değerlendirmelerini istediğimiz uzmanlar, bulaşın çok kısa sürelerde gerçekleştiğini vurguladı.
Ertuğrul, “Kapalı alanda maskesiz olarak biriyle sosyal mesafenizi korumadan bulunursanız, hastalığın size bulaşması için geçmesi gereken süre sadece birkaç saniye. Ama açık alanda bu süre biraz daha uzayabilir. Burada önemli etkenler, her zaman olduğu gibi sosyal mesafe ve maske” dedi.
Aydın ise, “Eğer hasta birinin verdiği havayı solursanız, ister kapalı olsun ister açık alan olsun hastalık şansınız artar. Burada rüzgârın yönü bile oldukça etkili. Bu yüzden açık havada da sosyal mesafeye önem verilmeli. Kapalı alanda da hava değişimi olmazsa, odaya virüs yükü verildikçe partiküller artar ve odanın havasını soluyanlar enfekte olabilir” diyerek Ertuğrul’u destekledi ve ekledi:
"Eğer hasta bir kişi ile aynı ortamda bulunacaksak kesinlikle N95 maskeler kullanılmalı. Delta gibi diğer varyantlarda hasta biriyle aynı ortamda 15 dakika bulunmak virüsü almaya sebep oluyorken, şimdi sadece 5 dakika yeterli. Hatta 5 dakikanın altında bile bulaş gerçekleşiyor."