OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 03, 2003 00:00
Yunan asıllı Fransız yönetmen Costa Gavras, Türkiye'de çok az
film çekildiğini ifade ederek, ''Türkiye gibi büyük bir ülkeden az film çıkması bizi şaşırtıyor'' dedi. Gavras, Boğaziçi Üniversitesi'nin (BÜ) 140. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Mithat Alam Film Merkezi'nde gerçekleştirilen söyleşiye katıldı. Avrupalı bir yönetmen olarak Hollywood'a gitmenin ''
rüya gibi'' olduÄŸunu dile getiren Gavras, ''Ben bu rüyanın kabusa dönüşebileceÄŸinede inanıyorum. Hollywood'da ilerleyebilmenin yolları; kurgu, senaryo, aktör ve aktrist seçimine baÄŸlı'' dedi. Gavras, Avrupalı yönetmenlerin Hollywood'da film çekmesinin artık eskisi kadar kolay olmadığını da belirterek, Holllywood'da genelde aksiyon filmlerinin çekildiÄŸini, Avrupalı yönetmenlerin ise böyle filmler çekmek istemediklerini söyledi. SöyleÅŸide, Yılmaz Güney ile Cannes Film Festivali'nde birlikte ödül aldıklarını hatırlatan Gavras, Güney'in Türk sinemasının önde gelen yönetmenlerinden olduÄŸunu ve onunla ödül almaktan gurur duyduÄŸunu anlattı. SON DÖNEM TÃœRK SÄ°NEMASI...  Türk sinemasının son dönemini de deÄŸerlendiren Gavras, ''Türkiye'de çok az sayıda film çekiliyor ve Fransa'ya az film geliyor. Türkiye gibi büyük bir ülkeden az film çıkması bizi ÅŸaşırtıyor. Cannes'da en son 'Uzak' filminin ödül almasıyla ön plana çıktı Türk sineması...'' diye konuÅŸtu. Almanya'da genç kuÅŸak Türklerin filmlerine de iÅŸaret eden Gavras, ''Türkiye gibi bir ülkede çok yetenekli ve önemli yönetmenler var ve olmalı. Bu yetenek, Avrupalının ve Amerikalının genlerinde deÄŸil sadece'' dedi. Dünya sinemasına da iÅŸaret eden Gavras, dünya üzerinde ABD dışındadevlet desteÄŸi olmadan ayakta duran sinema olmadığını anlattı. Fransız sinemasının da 2. Dünya Savaşı sonrasında ekonomik ve ideolojik olarak yıkıma uÄŸradığını ifade eden Gavras, Fransız sinemasının ÅŸimdi yılda 140-150 film çektiÄŸini dile getirdi.  Gavras, Brezilyalı bir arkadaşının, ''Sinema ayna gibidir. Ulusal sinemanız yoksa, baÅŸka ulusların sinemasında kendinizi seyredersiniz''sözlerine iÅŸaret ederek, ulusal sinemanın önemini vurguladı. ''Geceyarısı Ekspresi'' filmine de deÄŸinen Gavras, ''Geceyarısı Ekspres'i bir Türk filmi deÄŸil. Bu filmin ilgi çekmek amacıyla dramatik olarak çok fazla abartıldığını düşünüyorum'' dedi. TÃœRK-YUNAN Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°NE BAKIŞ Yunan asıllı yönetmen Gavras, ''Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliklere geçmiÅŸte karşı durmuÅŸtuk'' dedi. Türk-Yunan iliÅŸkileri hakkında o dönemde bir film çekmek istediÄŸini, ancak bu filmin ''Yunan kızın, Türk erkeÄŸine aÅŸkı'' hikayesine dayanmamasını dilediÄŸini de anlatan Gavras, şöyle dedi: ''Derin ve dokunaklı bir konu arıyordum. Öyle bir hikaye bulamadım. Åžu an Türkiye-Yunanistan iliÅŸkileri çok iyi. Eskiden Türkiye ve Yunanistan 'daimi düşman' olarak gözükürdü. Fakat ben bu durumdan iki ülkenin de çıkması gerektiÄŸine inandım. KomÅŸu olduklarınıkabullenip, birbirlerini sevmeye baÅŸlayabilirler. Bir ÅŸekilde birbirlerini kabul etmeyi öğrenebilirler ve ÅŸu an da öyle...'' Sinemanın ders verme aracı deÄŸil, duyguları ortaya koyan bir form olduÄŸunu da ifade eden Gavras, ''Sinemayı kimi meslektaşım gibi geçim kaynağı olarak görmüyorum'' diye konuÅŸtu.  Â
button