Güncelleme Tarihi:
Hürriyet'te yazmak bir ayrıcalıktır. Bir dünya gazetesinin temsilcisi olduğunuzda tüm kapılar açılır. Cenevre'de 2-5 Şubat'taki 4.Dünya Geri Kazanım Kongresi'ni(R'99) izlemek, katılmak 600 İsviçre frangıydı. Hürriyet farkı böyle bir bedeli gereksiz kıldı. ÇEVKO'nun desteğiyle tek Türk gazetesi olarak atıklar alemine sihirli bir yolculuktu Cenevre'deki üç gün, üç gece. Kimi zaman çok teknik, çok karmaşık gelse de bilimsel araştırmalara, bireysel, kurumsal çabalara kulak vermek, standları gözlemek, konunun en yetkin isimlerine ulaşmak, sohbet etmek, kilolarca dokümanla İstanbul'a dönmek heyecan vericiydi.
Öncelikle ‘‘geri kazanım’’ (recovery) ve ‘‘geri dönüşüm’’(recycling) sözcüklerini kısaca açıklayalım. Geri kazanım, yeniden değerlendirebileceğimiz malzemeleri, mesela cam kırıkları, kağıt, plastik, metallerin çöpten kurtarılmasıdır. Geri dönüşüm ise bu atıkların hammadde haline getirilmesi ve ikinci el bir mal olup yine yararlanmanızdır. Eski gazeteler yine kağıt hamuru, sonra da tuvalet kağıdı olduğunda önce geri kazanılmış, sonra da geri dönüşmüştür.
Bir Portekizli, ‘‘Çöpünü göster, kim olduğunu söyleyeyim’’ diyordu ve şemalar, araştırmalar tek sonuca işaret ediyordu: Çöpünüz uygarlık seviyenizdir. Cenevre'deki akşam turlarında evlerin, ofislerin önünde dikkat çeken çöpler, gelişmiş bir ülkenin caddelerinde, mesela Rue des Alpes'de, dolaştığımızı hatırlatıyordu. Sıkı, sıkı bağlanmış, tertemiz, kocaman torbalar, ayrıştırılmış çöpler, yığın, yığın kağıtlar, kartonlar gözünüze çarpıyordu. Atıklarının yüzde 40'ından yararlanan İsviçre'nin 6 ayrı bölmeli özel çöp kamyonlarını duymuştum, bakındım, ama göremedim. Zira misler gibi dağ havasına, şık lokantalara çarpılmış, çikolatalardan mest olmuştum.
Çöpleriniz, kimliğiniz, kültürünüz, uygarlığınızla ilgili notlarımı hemen aktarayım. Yaşam biçiminiz, mevsim, bina tipiniz, nüfus özellikleri, hatta haftanın günü çöp manzaranızı belirliyor. Avrupa Geri Kazanım ve Geri Dönüşüm Derneği'nin (E.R.R.A) verileri hayli anlamlı. Bu sektörün önderi, en gelişmiş Almanya'da organik, yani yaş çöpler, mesela sebze-meyva atıkları az, ambalaj çok. En az gelişmiş Portekiz'de ise tablo tam tersi, yani organik çok, ambalaj az. Gelişmekte olan ülkelerde yaş çöp yani organik atık miktarı yüzde 50'nin üzerinde. Çok doğal olarak önce ekmek, sonra kitap geliyor. Satın alabilme gücünüz tercihleri, daha doğrusu tercihsizliği, kısacası tüketimi ve çöp miktarınızı, manzaranızı çiziyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Bölüm Merkezi'nin (ÇEVMER) ÇEVKO için yaptığı araştırma ise şu gerçekleri aktarıyor: Zenginlerin çöpünün yüzde 40-60'ı, diğerlerinin çöpünün yüzde 7-50 oranı geri dönüşüme elverişli. Yılda yaklaşık 15 milyon ton çöpün çıktığı ülkemizde bu oran yüzde 20-25 civarında.
Bizler neler yapıyoruz, ne yapmalıyız ? 76 kurumu temsil eden Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı'nın (ÇEVKO) iyi niyetli çalışmaları ayrı bir yazı konusu. Atık kağıtların toplanmasına 1994'teki Kağıt Ormanlar projesiyle önderlik eden Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı'nın (ÇEKÜL) çabalarını hatırlatmak gerek. Çok sınırlı olanaklarla haftada 2 ton atık kağıt toplayan ÇEKÜL'ün yeni bir araca, maddi desteğe ve talepleri geri çevirdiğinde de hoşgörüye ihtiyacı var. Unutmayalım ki bir ton kağıt 17 ağacı kurtarıyor, atmosferden 30 kg atık azaltıyor.
Geri dönüşümde başarılı olabilirsiniz. Ciddi, kapsamlı bir araştırma, sanayicilerin desteği, yerel yönetimlerin işbirliği ve halkın bilinçlenmesi ve katılımıyla neden olmasın? Bu sistem henüz uzun ve zorlu bir yol gibi görünse de hiç olmazsa herşeyi çöpe atmayın, işe yarayabilecekleri ayrı, şeffaf bir torbaya koyun ki bunları toplayanların işi kolaylaşsın. Belki bir gün yeni bir mal olarak yine döner sizlere...