Çocukluğumun Gökkuşağı Kasabı bir baktım Rainbow Kasabı olmuş

Güncelleme Tarihi:

Çocukluğumun Gökkuşağı Kasabı bir baktım Rainbow Kasabı olmuş
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2002 21:07

Yabancı isimler bir defa sokaklarımızın görüntüsünü bozuyor. Benim çocukluğumda bir kasap vardı okul yolumun üzerinde adı Gökkuşağı Kasabıydı.

Harfleri de gökkuşağının renkleriyle boyanmıştı. 2-3 yıl önce gördüm Rainbow Kasabı olmuş. Bu bence mantıksızlık. Dünyanın neresine giderseniz gidin bir etkilenme vardır. Ama Türkiye’deki kadar, işyeri adlarında yabancılaşma başka ülkede görülmüyor.

Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, 15 Nisan 2001 tarihinden bu yana Türk Dil Kurumu Başkanı. TDK başkanlığında yaşadığı en büyük sıkıntı CHP ile olmuş. CHP, geçen yıl kurumda yaşanan yolsuzluk olayı gerekçesiyle Atatürk'ün İş Bankası'ndaki mirasının nemasından kuruma düşen payın ödenmesine izin vermemiş. Akalın, hálá bu sorunu çözmeye çalıştıklarını söylüyor.

TDK, Türkçeyle ilgili işlevini yerine getirebiliyor mu?

- TDK'nın kuruluş yılı olan 1932'deki Türkçeye bakarsak gerçekten önemli çalışmalar yaptığını görürüz. Son yıllarda yaşadığımız dilde yabancılaşma olgusu karşısında TDK elinden geleni yapmaya çalışıyor, fakat yaptırım gücümüz olmadığı için fazla etkili olamıyoruz.

Etkili olamamasının bir nedeni de TDK'nın kendisi olabilir mi?

-Yapısından kaynaklanan bir sorun yok bize göre. Çünkü üyelerimiz Türk dili edebiyatı bölümlerinde ya da filoloji bölümlerinde görev yapan öğretim üyeleri. Her sorunu ortaya koyuyoruz, çözüm yollarını gösteriyoruz. Fakat bunların uygulanması aşamasında yetkimiz yok.

Yaptırım yetkinizin mi olması gerek?

-Yabancı kaynaklı kelimelere karşılık komisyonu 1993'de kuruldu. İki ayda bir toplanıyor, dilimize yeni girmesi söz konusu sözleri belirleyip önerilerde bulunuyor. Bu öneriler basına, kamuoyuna duyuruluyor. Yaptırım gücü olmasına da gerek yok aslında. Önemli olan yazarların, gazetecilerin, spikerlerin bunu görev kabul edip, bilinçle hareket etmesi.

Bütün yabancı sözcüklere karşılık arıyor musunuz?

-Dil, yabancı sözcüklere kendi karşılık türetebilir. Geçmişte bu oldu. Buzdolabı gibi, biçerdöver gibi sözleri halk türetti. Televizyonda olmadı, televizyon zamanla yerleşti dilimize. Önemli olan eleştirmek değil doğruyu göstermek. Türetilen bu karşılıklara da öneri diyoruz.

Medyada Türkçe hataları konusunda bir düzelme var mı?

- Dildeki bozulmanın, yanlış söyleyişlerin artmasında özel radyo ve televizyon kuruluşlarının bir ara olumsuz etkisi oldu, ama zamanla değişti. Aslında tam bir düzelme sözkonusu değil. Bazı spikerler başkasının hatasını düzeltiyor, bunu sevinçle görüyorum.

12 Eylül döneminde yapısının değiştirilmesi TDK'yı nasıl etkiledi?

- 70 yıllık tarihinde TDK'da pek çok değişiklik yapılmış. Mesela 1951'e kadar kurum başkanlığını hep Milli Eğitim Bakanları yapmış. 1951'de önemli bir tüzük değişikliği oldu. Kurum kendi başkanını seçmeye başladı. 1983'te ise TDK, Atatürk'ün istediği gibi bir akademik kurum haline geldi.

Ama eski TDK'yı savunanlar, Türk Dil Derneği'ni kurdu. Bu ikiliği ortadan kaldırmak için neler yapılabilir?

- TDK Başkanı olarak Dil Derneği'nin çalışmalarını saygıyla, takdirle karşılıyorum. Çünkü benim için Türkçe önemli. Keşke bir değil, birkaç Dil Derneği olsa. Türkçeyi geliştirmek için herkesle işbirliğine hazırım.

Birleştiğiniz noktalar mı çok, yoksa ayrıldıklarınız mı?

- Önemli olan ayrılıkları değil, birleştiğimiz noktaları gündeme getirmek . Türkçenin sorunları konusunda hemen hemen aynı şeyleri konuşuyoruz. Dilde yabancılaşma konusunda, sözgelimi, q, x, w harflerinin alfabeye girmemesi konusunda aynı şeyleri düşünüyoruz.

Kılavuzlarınız birbirinden farklı olunca güvenilirlik sorunu çıkıyor.

İmla veya yazım, ne dersek diyelim. En köklü değişiklik 1965'de çıkan imla kılavuzunda oldu. Düzeltme (şapka) işareti bazı sözlerin kullanımında kaldırıldı. Ayrı yazılan bazı sözler birleştirildi. Fakat bu düşünülmeyen noktalara gitti. Uluslararası sözü ayrı yazılıyordu, birleştirdik. Bu kez arası sözünün her yerde bitişik yazılması gerekir gibi bir izlenim uyandı. Ortaokullararası voleybol şampiyonası, şehirlerarası otobüs terminali gibi.

Peki şapka işareti kalktı mı, kalkmadı mı?

-
TDK, düzeltme işaretini hiçbir zaman tamamen kaldırmadı. Bunlar bir defa Türkçe sözlerde değil, yabancı kaynaklı sözlerde. Şimdi kaldırılmadığı yerler, k,g,l ünsüzlerinden sonra a,u ünlüleri geliyorsa ve bunlar ince okunması gerekiyorsa bunlar korundu, burada kullanılıyor. Sözgelimi káğıt derken inceliğe işaret etmek için, kağıt denmemesi için...

TDK'nın yazım kılavuzlarındaki kurallar, öbür kılavuzlarla çelişiyor.

- Aslında bu görev yasayla TDK'ya verilmiştir. Fakat amatör bazı çalışmalar var. Dil Derneği'nin veya Ömer Asım Aksoy'un çalışmalarını saygıyla karşılıyorum. Ama ticari makamlar, bazı kuruluşlar rastgele imla kılavuzları yayınlıyorlar, ortalığı karıştıranlar bunlar. 2000 yılında çıkardığımız son imla kılavuzunda tartışmalara çözüm getirmeye çalıştık. Toplumdaki genel kabul ve alışkanlıklara bakarak orta yol bulduk.

Eski başkan A.Bican Ercilasun, Türkçenin yüzde 30'unun yabancı sözcükler olduğunu söylemiş. Hálá öyle mi?

-Hiç bir dil tam arı değildir. Elbette her dilde yabancı öğeler olacaktır. Türkçe sözlüğümüzdeki sözcüklerin yüzde 70'i Türkçe, yüzde 30'u yabancı kökenli. Şu anda İngilizceden sözcük alıyoruz. Hayatın her alanında etkilenme sözkonusu, ama en açık şekilde kendini dilde gösteriyor.

Artık yerleşmiş yabancı sözcüklere karşılık aramıyorsunuz sanırım....

- Yerleşmiş sözlere karşılık bulmak çok zor. Yeni giren söze karşı bir çaba sarfediyoruz. Zaman zaman başarı sağladığımız oluyor. Squash için duvar topu, faksimile cihazı için belgegeçer, faks için de belgeç önerdik.

Yanıt, anımsamak gibi türetilen sözcüklere bakışınızı sorabilir miyim?

-Bunlar Türkçenin malı olmuş sözler. Dil doğal gelişmesi içinde zamanla birini benimser. Ama en kötüsü sözcük yasaklamak. Şunları kullanın, bunları yasakladım demek doğru bir tutum değil. TDK sadece öneride bulunuyor.

Hammam, Taxim, Eskidji gibi isimler görünce rahatsız oluyor musunuz?

- Kan grubu A olan birine siz B grubu kan verirseniz ne olur, o kişinin hayatı tehlikeye girer, bu da böyle. Bunlar farklı görünme, dikkati çekme anlayışı. Ama dilin genel işleyişini, özelliklerini bozmamak gerekiyor.

AD DAVALARINDA BİLİRKİŞİYİZ

Kürtçe öğrenim, Kürtçe tv yayını tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?

-İnsanların evlerinde, sokaklarında konuştuğu dile müdahale sözkonusu değil, ama eğitim ve yayın dili denildiğinde bu dil ülkenin dili olmalı.

Ama televizyonlarda sadece kısa süreli Kürtçe yayından sözediliyor.

- Yalnız tek bir dil yok. Kürtçe için 4-5, belki daha fazla ağızdan sözediliyor. Bunlar belirli dil adacıkları şeklinde karşınıza çıkan yerel diller. Ama cumhuriyetin yapısının korunması açısından eğitim ve yayın dilinin Türkçe olması gerektiği düşüncesindeyim. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk de zaten bu düşüncedeydi.

Kürtçe isim konulması konusu da tartışılıyor bugünlerde...

- Nüfus ve Vatandaşlık yasasında Türkçe ve Türkçeleşmiş ad olması, Türkçede yaygın olması ve ad verme geleneklerimizde bulunması hükmü var. Sadece Kürtçe değil, başka adlar da verilmek isteniyor. Mesela anne ve baba kendi adının ilk hecesiyle eşinin adının ilk hecesini birleştirip bir isim çıkarıyor. Bu durumda Nüfus Müdürü mahkemeye başvuruyor. Biz de mahkemelere bilirkişilik yapıyoruz.

Bu tür soruları nasıl yanıtlıyorsunuz?

-Öncelikle kaynaklarımıza bakıyoruz. O ad eğer sözlüklerimizde varsa ve kökeni belliyse ‘Bu ad Türkçedir veya Türkçeleşmiştir' diyoruz. Yoksa ‘Bu ad kaynaklarımızda bulunamamıştır ve ad verme geleneğimizde yoktur' diye bildiriyoruz. Asla ‘Bu ad verilebilir veya verilemez' görüşü belirtmiyoruz.

Çocuğa istediği ismi verme, aynı zamanda bir özgürlük sorunu değil mi?

-Ad verme geleneklerimiz belli, uygulamalarımız belli. Bizim düşüncemiz bu geleneğin sürdürülmesi.

TÜRKÇE DANIŞMA HATTI KURACAĞIZ

Türkçe danışma hattı için Türk Telekom ile yazıştık, sonucunu bekliyoruz. Uzmanlarımız gece gündüz bekleyecek. Olabilir, bir yarışma sırasında soru sormak isteyen arasın hemen karşılığını verelim. Ya da bulmaca çözen bizi arasın sorsun. Mühendislik terimleri sözlüğü hazırlıyoruz.

TÜRKÇEYE İTİBAR KAMPANYASI YAPTIK

Türkçeye itibar kampanyası yaptık, belediyelerimizle yakın bir ilişkiye girdik. ‘‘Burası Türkiye’’ diye bu isimlerin yeraldığı afişler hazırladık. Mahalli idareler yasasında bir düzenleme getirilmesi için girişimde bulunduk. Türkçe ya da Türkçeleşmiş adların kullanılması, özellikle yeni açılacak işyerlerini kapsıyordu. Belediyelere yetki verilecek ve Türkçe adlar özendirilecekti.’’

ÖPÜCÜK VAR MI?

Adana'da bir dükkana girdim. Birisi girdi, tezgahtara ‘‘Öpücük var mı?’’ diye sordu. Ben şaşkınlıkla bakarken, tezgahtar da ‘‘Kalmadı, sipariş verdik gelecek’’ dedi. Merak edip sordum. ‘‘Ben dilciyim, öpücük nedir?’’ Meğer bu cama yapışan vantuz gibi plastiklere öpücük diyorlarmış. Halk ne güzel karşılık bulmuş, hemen sözlüğe ekledik.

DSP GRUP BAŞKANVEKİLİ EMREHAN HALICI, TDK'NIN SIRTINDAN NASIL PARA KAZANDI?

Benden önceki TDK Başkanı A.B.Ercilasun ile Emrehan Halıcı arasında imzalanmış bir sözleşme var. Bu sözleşme yetkili kurullardan geçmemiş, ihale açılmamış. Ben başkan olunca sözleşmenin aslını bile kurumumuzda bulamadım. Sadece fotokopisi var. Halıcı Yazılım şirketinden istedik. Üzerinde tarih bile yoktu, 1995'te imzalandığını sonra öğrendik. TDK sözlüğünün bilgisayar ortamına aktarılması ve internette kullanıma açılması hakları 15 yıllığına Halıcı Yazılım'a aktarılmış. Elde edilecek net kárın 80'i Halıcı Yazılım'a, yüzde 20'si ise TDK'ya verilmiş. Biz buna itiraz ediyoruz. Bu sözlük 1945'ten beri TDK'nın en önemli başvuru kaynağı. Bu sözlüğü hazırlayan pek çok kişi toprak oldu, onların emeği, göznuru var, yüzde 80'in firmaya bırakılması haksız. İkincisi harcamaların ve satışın denetlenmesi yetkimiz de yok. Bugüne kadar sadece Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılan satış bildirilmiş. Toplam 832 bin dolarlık satış yapılmış, kárdan bizim payımıza düşen sadece 96 bin 540 dolar. Bir de süreyi 25 yıla çıkarmak istediler. Biz bunu imzalamadık, sözleşmeyi de geçersiz kabul ettik. Dava açtılar, biz de sözleşmenin iptali için karşı dava açtık. Konu şimdi yargı aşamasında. Ama biz sözlüğü internet ortamına koyduk. İmla kılavuzumuzu kullanıma daha önce açmıştık.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!