Güncelleme Tarihi:
Şİddet içerikli her olay çocuklar tarafından ‘tehlike’ olarak algılanabiliyor. Her türlü sarsıcı olay, temel güven duygularını sarsıyor. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal Emiroğlu, şu uyarılarda bulunuyor: “Çocukların algıları en çok bizim algılarımızdan ve onlara verdiğimiz tehlike sinyallerinden etkileniyor. Biz erişkinlerde olan durum tabii ki çocuklar için de geçerli. Her türlü sarsıcı olay temel güven duygusunu sarsmasının yanında, belirsizlik, tehlike ve sevdiklerini kaybetme duygusuyla karşı karşıya bırakıyor. Kendi ve çevresine olan güvenini sarsıyor. Kaygı düzeyi yüksek olan çocukların biraz daha fazla etkilendiğini söyleyebilirim.”
İŞTE AİLELERE ÖNERİLER
Travmayı daha şiddetli yaşayan ve kayıpları olan çocuklar kaygı, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlara daha fazla maruz kalabiliyor. Psikiyatrik bozukluklar olumsuz çevre koşulları ve genetik altyapı gibi faktörlerden etkilenerek ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Emiroğlu, bazı çocukların travmaya karşı daha dayanıklı olabilirken, bazılarının sadece tanık olmayla bile travma sonrası stres bozukluğu yaşayabildiğini söylüyor ve ailere şu önerilerde bulunuyor:
Onları tehlikelerden korumak baş görevimiz. Ancak aşırı abartmamaya çalışın.
Yaşanan zorlukların aşılacağına dair umut aşılayın.
Güzel anıları konuşun ve tekrar güzel günler yaşanacağını hatırlatın.
Duruma hâkim, sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olun.
Günlük yaşamın rutinlerini değiştirmeyin.
Belirsizliği körüklemeyin.
Şefkatli olun. Bedensel temas özellikle küçük çocuklarda iyi olabilir.
Travma ortamına yönelik uyaranlara maruz bırakmayın.
STRES UYKUMUZU BOZUYOR
Günlük yaşantımızda şu veya bu nedenle karşı karşıya kaldığımız stres, uyku kaçıran önemli faktörlerden biri. Araştırmalar, her on erişkinden yedisinin yoğun strese bağlı haftada en az bir gece uyku sorunu yaşadığı yönünde. Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sinan Yetkin, “Stres uykuyu bozarken, bozulan uyku da gün içindeki stresin daha da artmasına neden olur” diyor ve uyku yetersizliğinin dikkat, bellek, yargılama ve duyguların yönetiminde bozulmalara yol açtığını söylüyor. Stresle süreğenleşen yetersiz uyku, ilerleyen dönemde kronik yorgunluğun yanı sıra hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları veya diğer tıbbi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına da neden oluyor.
Doç. Dr. Yetkin, iyi ve kaliteli bir uyku için şu önerilerde bulunuyor:
Yatak odası sessiz, karanlık olmalı ama çok sıcak olmamalı.
Yatak odasını sadece uyumak için kullanın. Burada ders çalışmayın, televizyon izlemeyin, yemek yemeyin.
Gece vücut ısısı düşer. Uyku öncesi ılık veya sıcak bir banyoyla vücut ısısını yükseltip ardından serin bir odada yatmak, uykuya dalmayı kolaylaştırır.
Uyku saatine yakın yemek yemeyin.
Uyku öncesi kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçının.
Yatağa uykunuz gelince girin. Yatakta uykuyu beklemeyin.
Yatak odasında çalışmayın.
Her sabah aynı saatte kalkın.
Gündüzleri uyumayın.
Düzenli egzersiz yapın. Ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçının.
ARDIŞIK TERÖR ÜLKEDEN KAÇIRIR
Psikİyatrİ uzmanı Dr. Muzaffer Uyar’ın tespitleri: “Yeni olan bu ardışık terörün kişileri depresyon, umutsuzluk ve güvensizliğe sürüklemesi. Bu durum onların yaşam enerjilerini etkiliyor. Yaşam ortamlarından memnuniyetsizlik, içe kapanma, olumlu bir gelecek görememe ve ülkeden kaçma tepkileri ortaya çıkıyor.”
BİTTİ