OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 16, 2001 00:00
Ä°stanbul Ãœniversitesi Çocuk SaÄŸlığı Enstitüsü'nün araÅŸtırmasına göre depremin olumsuz etkilerinden çocuklar ve gençler daha çabuk kurtuldu. Prof. Dr. Aysel EkÅŸi baÅŸkanlığındaki bir ekip tarafından, depremden birinci derecede etkilenen 6 bin 500 çocuk arasında yapılan araÅŸtırma sonucuna göre, çocuk ve gençlerin büyük bölümü günlük yaÅŸama daha kolay uyum saÄŸladı. 17 AÄŸustos'ta yaÅŸanan deprem felaketinin psikolojik etkilerinden, gençler ve çocuklar yetiÅŸkinlere oranla daha çabuk uzaklaşıp normal hayata uyum saÄŸladı. Ä°stanbul Ãœniversitesi (Ä°Ãœ) Çocuk SaÄŸlığı Enstitüsü tarafından, depremden en çok etkilenen 6 bin 500 öğrenci arasında yapılan araÅŸtırmada, ''Çocuklar ve gençlerde deprem yüzünden meydana gelen, ciddi sayılabilecek bir ruhsal bozukluk kalmadığı'' sonucu ortaya çıktı. AraÅŸtırma Psikiyatrist Prof. Dr. Aysel EkÅŸi baÅŸkanlığında, Doç. Dr. Behiye Alyanak, uzman psikologlar Reyhan Saydam, Gülcan Peykerli ve Derya Toparlak'tan oluÅŸan bir ekip tarafından gerçekleÅŸtirildi. AraÅŸtırma iki aÅŸamada gerçekleÅŸtirildi. Ekip, depremden birinci derecede etkilenen 6 bin 500 öğrenciyle depremin ardından ve 19 ay sonra 2001 yılının Mayıs-Haziran aylarında görüştü. Ekibin baÅŸkanlığını üstlenen Prof. Dr. EkÅŸi, 17 AÄŸustos depreminden en fazla etkilenen Adapazarı ile Avcılar bölgesi okullarında ve depremde babalarını kaybeden çocukların yerleÅŸtirildiÄŸi Ä°stanbul'daki Darüşşafaka Lisesi'nde eÄŸitim gören çocuklar ve gençlerle depremden 2 ay sonra baÅŸlayan çalışmanın ilk aÅŸamasının, 4 ay sürdüğünü söyledi. AraÅŸtırmanın bu bölümünde anket sorularına verilen yanıtlara göre, öğrencilerin yüzde 64'ünün istemedikleri halde depremle ilgili rahatsız edici düşüncelerin zorla akıllarına gelmesinden, yüzde 52'sinin ise depremle ilgili görüntülerin gözlerinin önünden hiç gitmemesinden ÅŸikayetçi olduklarını belirten Prof. Dr. EkÅŸi, erkek öğrencilerin bu konudaki ÅŸikayetlerinin yüzde 72 oranında olduÄŸunu anlattı. Geceleri uykuya dalmakta güçlük çekme, gece korkunç rüyalarla sık sık uyanma, yalnız kalamama sorunlarının hemen hemen tüm öğrencilerin ÅŸikayeti olduÄŸunu söyleyen Prof. Dr. EkÅŸi, araÅŸtırmanın ikinci aÅŸamasında psikolojik açıdan çok örselenmiÅŸ olan göçük altında kalmış, yaralanmış, ailelerinde kayıplar olmuÅŸ 10-16 yaÅŸ grubundaki öğrencilerle görüştüklerini sözlerine ekledi.   ERKEK ÇOCUKLAR DAHA ÇOK ETKÄ°LENDÄ°Â Â Â Seçilen 167 çocuÄŸun psikiyatristler tarafından ayrıntılı incelenmesi sonucu, bu öğrencilerin yüzde 53'ünde travma sonrası stres bozukluÄŸu, yüzde 8'inde ciddi depresyon ve anksiyete bozukluÄŸuna rastlandığını anlatan EkÅŸi, depresyon puanlarının da yine erkeklerde daha yüksek çıktığını vurguladı. Prof. Dr. EkÅŸi, erkeklerin daha fazla etkilenme nedenini ''Ciddi ruhsal bozukluklar erkeklerde daha fazlaydı. Çünkü bu gençler baÅŸta enkaz kaldırma çalışmalarına katılma olmak üzere, parçalanmış cesetlerle sık sık karşılaÅŸmış, ceset taşımış ve örselenmiÅŸlerdi'' sözleriyle açıkladı. Çocukların yüzde 39'unun ise yaÅŸadıkları tüm olumsuzluklara raÄŸmen ciddi ruh saÄŸlığı problemi göstermediÄŸini belirten Prof. Dr. EkÅŸi, bu öğrencilere ''depreme özgü korku tepkileri'' tanısı konduÄŸunu söyledi. SORUNLAR ÖNEMLÄ° ÖLÇÜDE AZALDI   AraÅŸtırmanın üçüncü aÅŸamasında, deprem bölgesine gidilerek, ciddi ruhsal bozukluk tanısı konmuÅŸ olan öğrencilerle 2001 Mayıs- Haziran aylarında tekrar görüşüldüğünü anlatan Prof. Dr. EkÅŸi, ÅŸunları söyledi: ''Sonuç olarak, travma sonrası stres bozukluÄŸu, depresyon ve anksiyete bozukluÄŸu gibi ciddi bozuklukların hiçbir öğrencide kalmamış olduÄŸu görüldü. KuÅŸkusuz, uyku bozuklukları, tedirginlik, korkular, yaÅŸadıklarını sık sık hatırlama gibi belirtiler, tüm bölge insanlarında olduÄŸu gibi bu çocuklarda da belirgin olarak varlığını sürdürmekte. Bu çocuk ve gençlerin bir kısmını yaÅŸadığı felaket ve yüklendiÄŸi sorumluluklar olgunlaÅŸtırdı. Bir kısmında ise bağımlılık eÄŸilimleri arttı. Bunlar, örneÄŸin hala yalnız kalamıyor ve anneleriyle birlikte yatıyor. Büyük kayıplar yaÅŸamış olanlarda kuÅŸkusuz bu acı yaÅŸam boyu sürecektir. Ancak araÅŸtırma ekibinin vardığı sonuca göre, bütünüyle çocuklarımız ve gençlerimiz artık okula, çevreye normal uyum saÄŸlayabiliyor, güçlüklerle ve yaÅŸadıkları endiÅŸelerle baÅŸa çıkabiliyor. Ciddi bozuklukların iyileÅŸmesinde en büyük neden geride kalan aile bireylerinin inanılmaz desteÄŸi ve bazı yatılı okullardaki rehberlik servislerinin varlığı.'' Â
button