<b>Nuran ÇAKMAKÇI </b>
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2002 12:28
Elimde bir ilan var.
Ya-Pa Yayınları tarafından tüm gazetelere tam yedi yıl önce verilmiş.
Çocuklar için yapmamız gerekenler tek tek sıralanmış.
İlan, şu cümleyle sona eriyor:
‘‘Geç olmadan çocuklarımızın minicik ellerine, sıcacık yüreklerine, pırıl pırıl bir dünyayı koyabilir miyiz, ne dersiniz?‘‘
Eğitimdeki hedefler, beklentiler anlatılıyor, var olan tablo açıklanıyor.
Maddelere tek tek baktım, araştırdım.
Bugün de değişen birşey yok.
* * *
Oysa dünyada ilk kez çocuklara bayram armağan eden ulusuz.
Ve her 23 Nisan'da bu önemi gösteririz.
Çocuklarımıza en güzel elbiselerini giydirip, Çok değerli büyüklerimizin koltuklarına oturtup, yapacaklarını sıralamasını istiyoruz.
Bir saatliğine cumhurbaşkanı, başbakan ve bakan yapıp, Göğsümüz kabara kabara izliyor, ciddiyetle dinliyoruz.
Tebessümle alkışlıyor, sözler verip, yerine getireceğimizi söylüyoruz.
* * *
Sevinçli, renkli ve tertemiz duygularla, dünyanın dört bir yanından gelen yaşıtları ile eğlenceli zaman geçiren çocuklarımız farkına varmayacak belki...
Ama, bizler bu bayramı da geçiştireceğiz.
Üstelik o koltuklara bir gün, gerçekten onların oturabileceğini, ya da en azından oralara oturacakları kendilerinin seçeceğini düşünmeden.
* * *
'Çocuklar geleceğimiz' deyip, onlar için bir şey yapmadan, yine 50-60 kişilik sınıflara doldurup, iyi eğitim almalarını bekleyeceğiz.
Oyun alanı sağlamadan, okullarının bahçesini bile otopark yapacağız.
Evde, okulda, toplumda şiddeti kaldıramadığımız gibi, televizyonda da izlemesine seyirci kalacağız.
Cinsel tacizi sınıfa kadar sokup, kimsesiz, özürlü, suçlu, çalışan çocuklar için somut bir adım yine atmayacağız.
* * *
Hayatımızda birçok şeyi erteleyebilir ya da zamana yayabiliriz.
Ama çocuk beklemez.
Çocukların ihtiyacı ertelenmez.
Çünkü çocuk büyür.
Beslemeden, eğitim vermeden, sevgi göstermeden, sağlığına dikkat etmeden bırakırsak, iş işten geçer,
Onarıp telafi edemeyiz.
Elimizi çubuk tutalım.