<B>Burhanettim DEMİRCİOĞLU</B>
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2003 14:59
Bir bayramı daha geride bıraktık. Bayramda görüşüp de sohbet ettiğim insanlar hep eski bayramları özlediklerini, bu bayramlardan tat almadıklarını söylediler.
Haksız değiller aslında, hele günümüzün çocukları bu konuda gerçekten şanssızlar.
Çocuklar, hakkında konuşacakları, özlem duyacakları güzel bir geçmiş bayram hatırlamayacaklar. Hatırlayacakları bir tek şey olacak: Sürekli çalışmaları ve çocukluklarını yaşayamamaları...
Belki aranızdan birileri, ‘benim çocuğum çalışmıyor, eğitimini sürdürüyor’ diyebilir. Ancak ülkemizdeki çocuk işçiliği tablosu pek parlak değil. Genelde geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde gözüken çocuk işçiliği ülkemizde de ciddi rakamlara ulaşıyor.
Okula gitmesi gereken yüzbinlerce çocuk maalesef tehlikeli ve ağır işlerde, sağlıksız ortamlarda, fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki yapacak işyerlerinde kayıtdışı olarak çalıştırılıyor.
DİE'nin 2002 yılı ikinci dönem hane işgücü anketi sonuçlarına göre, Türkiye genelinde 12-17 yaş grubunda çalışan çocukların sayısı bir milyon 59 bin kişi. Bu çocukların yüzde 34'ü kentlerde çalışıyor. Bu yaş gurubunda bulunan çocukların yüzde 60.2'sini erkek çocuklar oluşturuyor.
* * *
Yine rakamlara yansımamış milyonlarca çocuk, ücretsiz aile işçisi olarak tarım ve diğer sektörlerde, sosyal güvenlikleri olmadan çalışmaktadır.
Yine birçoğunuz şahit olmuştur. Çocuklar, tüm tehlikelere açık şekilde sokak satıcılığı, cam siliciliği, mendil satma türü işler yapmaktadır. Üstelik bu işler aile hesabına yapılmaktadır.
Türkiye'de işyeri denetimlerinin yetersiz olması nedeniyle genelde çocuklar küçük işyerlerinde düşük ücretlerle çalışmaktadır.
* * *
Birçok aile, bu çalışmalara 'çocuğum meslek öğrensin' diye göz yummaktadır. Aile ileride bunu pahalıya ödemekte ve vicdan azabı çekmektedir.
Bazı hak sahipleri, benden ölüm aylığı bağlanması için yardım istemektedir. Ölen sigortalının çalıştığı işyerlerine baktığım zaman, sağlıksız işyerlerinin ölüm nedeni olarak karşıma çıktığını söyleyebilirim.
Küçümsenmeyecek sayıda çocuk, aile için evde de çalıştırılmaktadır. Ev, mutfak işleri yapmakta, kardeşine veya aile bireylerine bakmakta ya da evde yapılan işe katılmaktadır. Bunlarda da herhangi bir ücret söz konusu değildir.
* * *
Yoksulluk, eğitimsizlik, hızlı nüfus artışı, denetimsizlik çocuk işçiliğin oluşmasına hızla zemin hazırlamaktadır.
İlköğretimin beş yıldan sekiz yıla çıkartılmasıyla çocuk işçilikte yıllar itibariyle azalma gözlenmiştir.
Çocuk işçilerde, ilk anda anlaşılmasa bile, psikolojik ve bedensel arızalar çalışma yaşamı içinde kendini göstermektedir.
Eğitimlerini tamamlamadıkları için genelde vasıfsız işçi olarak kalmaktadırlar. İleride işgücünü kaybedenler düşük ücretle çalışmaya devam ettirmektedirler.
* * *
Yetişkinlerin yapacağı işlerin çocuklara yaptırılması, işsizliği körüklediği gibi diğer taraftan da sosyal güvenlik sistemini olumsuz etkilemektedir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler'in Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) çocuk işçiliği ile ilgili sözleşmelerini kabul etmiştir. Yine çocuk işçiliğin önlenmesi ile ilgili çok sayıda yasa mevcuttur. Buna rağmen, eğitimde olması gereken yüzbinlerce çocuk, çalışmaktadır.
Ülke olarak, hiçbir kişi ve kurum ayrımı yapmadan herkes, bu konuda duyarlı olmalıdır.