Güncelleme Tarihi:
Çağrıların 30'nu ihbarlar oluştururken, çocukların cinsel istismara uğradığı yönünde yapılan şikayetler, ihbarların yüzde 28'ni kapsıyor.
Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği Başkanı ve Proje Danışmanı Prof. Dr. Oğuz Polat, çocuklarda yaşanan istismar konularının zamanla değiştiğini belirterek, “Organize suç örgütlerinin içine girdiği çocuk pornosu, çocuk fuhuşu ve çocuk seksi turizmi henüz konuşulan bir konu değil, ama 2 yıl sonra birinci sıraya oturacak ve konuşulacak bir konu olacak” dedi.
Elazığ'da, projenin yerel bilgilendirme toplantısında konuşan Polat, Türkiye'de istismar konusunda açılan hatlara son zamanlarda çok sayıda ihbarın geldiğini, “Alo 183” hattının yavaş da olsa işlevselliğini yakalamaya başladığını söyledi.
Polat, çocuk fuhuşunda, çocuk pornosunda ve çocuk seksi konusunda ihbarların sayısının çok artmaya başladığını ifade ederek, Türkiye'de bu konunun, zannedildiğinden çok daha yoğun şekilde yaşanmasına rağmen tartışılmayan bir konu olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Oğuz Polat, “Bu konu, çocuklara karşı yapılan diğer istismarlardan farklı. Orada saldırıda bulunan olarak aile bireyi veya kurumlardan birilerini görüyoruz. Bu konuda ise örgütleri, organize suç örgütlerini görüyoruz. Bu da bizim daha değişik bir çalışma yapmamızı gerektiriyor” dedi.
Çocuklarda yaşanan istismar konularının zamanla değiştiğini ifade eden Polat, “Mesela Elazığ'da da yaşanan akranlara şiddet konusu bundan 3 yıl önce tartışılan bir konu değildi. Ama bugün bunları tartışıyoruz. Bir an önce çok katmanlı, devletin tüm kuruluşları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının çalışması gereken bir konu” dedi.
MERKEZE GELEN ÇAĞRILAR
Proje kodinatörü Tanzer Gezer ise süresi 1 yıl olan projenin, 6 Aralık 2005 tarihinde başladığını anımsatarak, projenin amacının, çocuk ve ebeveynleri cinsel sağlık, üreme sağlığı ve hakları ile cinsel istismar konularında bilinçlendirerek çocuğa yönelik cinsel istismar olgularının gün yüzüne çıkmasına, mağdurların biran önce sağlık hizmetlerinden yararlandırılmalarına zemin hazırlamak olduğunu söyledi.
Cinsel istismarın çocukların sokağa kaçma sebeplerinden biri ve ciddi bir halk sağlığı problemi olduğuna dikkat çeken Gezer, proje kapsamında 'Çocuklara Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Destek Hattı' oluşturduklarını, çağrı merkezi kurduklarını kaydetti.
Merkeze, 26 Eylül 2006 tarihi itibariyle 2 bin 274 çağrının geldiğini ifade eden Gezer, şunları söyledi:
“Merkezimize yapılan çağrılar arasında İstanbul yüzde 44.5, Ankara 6.9, Diyarbakır 3.3, Adana, Bursa ve Antalya ise 2.6 olarak dağılım gösterdi. Çağrı merkezinin İtanbul'da olmasının fazlalık konusunda etkisi olduğunu düşünüyoruz. Yapılan çağrıların yüzde 26'sı cinsel konularda bilgi almak, 30'u ise ihbar konusunu taşıyor. Bu ihbarlarda sokak çocuğu bildirimi yüzde 27, cinsel istismar 22, fiziksel istismar 20, ensest 6 olarak dağılım gösterdi. Burada cinsel istismar ile ensesti birleştirirsek ihbarların yüzde 28'nin cinsel istismar olarak gerçekleştiğini görüyoruz.”
İHBARI YAPANLAR ÇEKİNİYOR
Gezer, ihbarda bulunan kişilerin çekindiklerini tespit ettiklerini belirterek, bunun istismar hakkında bilgisizlik, hangi konuda nereye ve nasıl ihbarda bulunulacağının bilinmemesi, kurum ve kuruluşlara güvensizlik, çekinme, istismarcıdan ve çevreden korkma, yüz yüze konuşmaktan utanma, çekinme, neticenin ne olacağını bilmemekten korkma ve duyarsızlık olduğunu söyledi.
İhbarı yapan kişilere mağdurlara olan yakınlıkları, mağdurun yaş grubu ve cinsiyeti konusunda sorular yöneltiklerini anlatan Gezer, şu bilgileri verdi:
“İhbarda bulunan kişilerden yüzde 31'i yabancı, 28'i ise durumunu belirtmemiş. Aynı sistemde tanıdıklar 15, mağdurun kendisi yüzde 10 olmuş. Mağdurların yaş grupları olarak 0-5 yaş arası yüzde 11, 6-11 yüzde 15, 12-17 yüzde 13, 18'den büyük olanlar yüzde 2, yaşı belirtilmeyenlerin oranı ise yüzde 59. İhbarda bulunulan mağdurun cinsiyeti konusunda yüzde 41 bayan, 16 erkek. Burada da bilgi alınamayanların oranı yüzde 43.
Mağdura olan yakınlık, yaş grubu ve cinsiyet unsurlarındaki bilgi alınamama ve belirtilmeme oranlarının yüksek olması; ihbar yapanların konu hakkında konuşmak istememeleri, soru sorulduğunda hemen telefonu kapatmalarından kaynaklanıyor.”