Güncelleme Tarihi:
Tanıtımında “Ücretsiz bulmaca oyunumuzda büyük teyzenin bahçesini eski görkemine kavuştur” gibi masum bir vaat barındıran bir oyun, seviyeleri atlamak için belirli kararlar verilmesi gereken romantik bir hikâyeye dönüşüyor. Bulmacalarla çocukların problem çözme becerisini geliştirdiği için masum gözüken dijital oyunlar, diğer yandan barındırdıkları hikâyelerle çocukları farklı bir dünyaya yönlendiriyor.
SORUN: TERCİHLER
Oyunlarda genellikle bir kahraman bulunuyor. Kahramanın ailesi ve kurgulanmış bir hikâyesi de mevcut. Oyun ilerlerken yeni seviyelerdeki bulmacalara geçebilmek için çocuklara bu hikâyeler içinde çeşitli seçenekler sunuluyor ve tercih yapmaları isteniyor. Sorun da tam burada başlıyor. Mesela oyunun karakterinin ablası hikâyeye göre aldatılıyor ve küçük oyuncunun karşısına iki seçenek çıkıyor: “İntikam al” ya da “Ağla”. Başka bir hikâyedeki kız çocuğunun arkadaşları bir sorunu çözebilmek için kavga ediyor. Burada da oyunu oynayan çocuğa “Kavgaya katıl” ya da “Kaç” seçenekleri sunuluyor.
‘SEN DE ONU ALDAT’
Kucağında bebeğiyle kocasının onu aldattığını gören kahramanın seçenekleri ise belki de en vahimi: “Sen de onu aldat” ya da “Kocanı terk et”. Dolayısıyla her yaş grubuna uygun olarak piyasaya sunulan bu oyunlar üç yaşındaki bir çocuğu gelişim evresinde şiddete ya da farklı seçimlere yönlendirebiliyor.
TABLETLER ANNE VE BABADAN BİLE ETKİLİ
Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, sanal alemde bile olsa şiddetin ve cinsel tutumların bir seçim olarak sunulmasının çocuğu gerçek hayatta benzer bir durumda karşılaşması halinde yanlış seçimlere yöneltebileceğini söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu tür oyunlarda tercih etmek zorunda kalacağı tutumlar çocukların gelişen değerlerini net bir şekilde etkiler. Araştırmalar ile sigara ve kanserin bağlantısını biliyoruz. Benzer ilişki şiddet sahneleri ile şiddet arasında da var. Eskiden çocukların değer yargılarını ve iç dünyalarını oluşturan başlıca faktörler; çevre, anne ve babalar, büyükanneler, dedeler ve mahalle arkadaşlarıyla sınırlıydı. Ancak bugün artık tabletler değer yargılarının oluşumunda anne babadan bile etkili.
GELECEĞİMİZ RİSKLİ
Biz çocukların eline tableti eğlenmeleri için veriyoruz ama aslında onun eline gelecekte problemlerle karşılaştığında nasıl çözüm bulacağını gösteren bir kılavuz vermiş oluyoruz. Ayrıca bu oyunlar cinsellik ve şiddet açısından birçok olumsuz duruma yönlendirici olabiliyor. Facebook’tan tutun bütün platformlarda bütün oyunlarda psikologlar, pedagog ve psikiyatristler yer alıyor. Çocukları seçmek için psikolojik eğilimleri kullanıyorlar. Bilerek ve tasarlayarak şiddeti hayatımıza sokuyorlar. Çünkü şiddet genlerimizde var. Seks nasıl satıyorsa, şiddet de satar. Ama bu durum sırf ticari açıdan gideri var diye pervasızca her yaş için oyunlarda kullanılmamalı. Geleceğimizi riske atıyorlar.
SINIRLAMAYA İNANMAYIN
Çocuk hikâyede gördüğü ‘İntikam al’ seçeneğiyle seviye atlayıp bir sonraki bölüme geçtiğinde kendini başarılı görüyor. Diğer yandan 3 yaşındaki bir çocuk için intikam duygusunu öğrenmek de gereksiz ve aşırı bir yükleme. Dolayısıyla oyunlarda yaş sınırlamalarına inanmamak gerekiyor. Çünkü bunlar daha çok satış amacıyla koyuluyor, çocukların iyiliği amaçlanarak değil. Hükümetlerin de bu konuda çalışması gerekiyor.”
ÇOCUĞU DİJİTAL DÜNYADAN UZAK TUTMANIN 5 ŞARTI
Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak, çocukları dijital oyunlardan korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Cep telefonu, oyuncak değildir ve oyun-oyalama amacıyla çocuğa verilmemelidir.
1- Bilgisayar ve interneti erken yaşta kullanmaya başlamak çocuğu daha zeki yapmaz. Bilakis çocuk, beş duyusunu ve tüm bedenini ne kadar çok ve yoğun kullanırsa zihinsel açıdan o kadar iyi gelişir ve daha kolay öğrenir.
2- Çocuklara on bir yaşına kadar, günde bir saati geçmeyecek şekilde eğitsel oyunlar oynaması için müsaade edilebilir.
3- Anne ve baba bilgisayar ve cep telefonunu doğru kullanma konusunda model olmalıdır.
Çocuğun kişiliğine ve yeteneğine uygun bir spor ya da sanat alanında yetişmesi sağlanmalıdır.