Güncelleme Tarihi:
Atatürk Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşe Gürol, Hitit Üniversitesi’nce düzenlenen 3’üncü Adli Sosyal Hizmet Kongresi’nde “Medyada Çocuk Resimlerinin Paylaşılmasının Güvenlik Riski” konulu bildiri sundu. Bildiride özetle şunları söyledi:
6 YAŞINDA DİJİTAL KİMLİK
“2010’da yapılan bir araştırmada çocukların ortalama 6 yaşına kadar dijital kimlik kazandıkları tespit edildi. Ancak çoğu durumda bu çevrimiçi uygulamalar, doğum öncesinde anne karnındaki sonogram görüntülerin paylaşmasıyla başlıyor. Her 60 saniyede 136 bin fotoğraf Facebook’a yükleniyor. Çocuklarının fotoğraflarını yayınlayan ebeveynlerin sayısı ise yüzde 98. Birçok ebeveyn gizlilik ayarlarını kullanıyor. Ancak gizlilik ayarları tüm kullanıcılar tarafından iyi anlaşılamamıştır.
Ayrıca belirli türdeki bilgileri yeniden sınıflandırabilen sosyal medyanın gizlilik politikaları değişebilir, bugün özel paylaşılanın gelecekte özel kalacağı garanti edilemez. Çocukların velayet anlaşmazlıkları ya da aile içi şiddet vakaları gibi durumlarda bilgilerin açıklanması önemli risk oluşturabilir.
Sorunlar, çocuklarıyla ilgili utanç verici veya çok kişisel bilgileri paylaştıklarında ve dolayısıyla çocukların mahremiyetlerini ihlal etme riskiyle karşı karşıya kaldıklarında ortaya çıkar.
DİJİTAL ÇOCUK KAÇIRMA
Sharenting (sosyal medya ebeveynliği) ile ilgili ciddi konu, ‘dijital kaçırma’ olarak adlandırılan, yabancıların bebek/çocuk fotoğraflarını çaldığı ve internette onları sanki kendi çocuklarıymış gibi yeniden yayınladığı bir olgudur.”
GELECEĞİ DÜŞÜNÜN
- Çocuğunuzun adı arama motorlarında göründüğünde onları uyarmak için bildirimler ayarlayın.
- Sağlık sorunları veya hastalıklar hakkındaki bilgiler anonim paylaşılmalı.
- Çocukların gerçek konumu veya tam adını paylaşmadan önce dikkatli olunmalı.
- Herhangi bir mahrem durumu gösteren resimleri paylaşmamalı.
- Çocuklara, çevrimiçi bildirimler üzerinden ‘veto gücü’ vermeli.
- Paylaşımın, mevcut ve gelecekteki statülerinde sahip olabileceği etkiyi iyi düşünmeli.