Güncelleme Tarihi:
Ermenek ilçesindeki kömür ocağında cansız bedenlerine ulaşılan 18 işçiden Tezcan Gökçe'nin, her ikisi de 75 yaşında olan annesi Ayşe ile babası Recep Gökçe, söyledikleri ve yaptıklarıyla adeta olayın simgesi haline geldi. Anne Gökçe'nin, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" demesi, röportaj sırasında baba Gökçe'nin, "Gitti mi benim oğlan şimdi, saklamayın?" diye sorduğu muhabirden, "Henüz hiçbir şey belli değil. Çalışmalar sürüyor" cevabını alınca biraz rahatlaması herkesi derinden etkiledi.
Olaydan 22 gün sonra madenden oğlunun kara haberini alan Ayşe ninenin, cenaze törenindeki ağıtları, Recep Gökçe'nin yırtık ayakkabısı herkesi gözyaşına boğdu.
ÜNİVERSİTE ÜSTLENDİ
Tüm Türkiye, adeta Recep dede ve Ayşe nine ile diğer ailelerin acısına ortak oldu. Dünyanın dört bir yanından yardım telefonları geldi. Devlet yetkilileri ise olayın ilk gününden itibaren aileler için çalışma yürüttü. Bu çalışmalar kapsamında Necmettin Erbakan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi de çiftin protez diş tedavisini üstlendi. Herkesi hüzne boğan çift, gülümsemeleriyle bu sefer de herkesi mutluluklarına ortak edecek.
DİŞLERİNİ GÖRÜNCE AĞZINI KAPATTI
Dişleri takıldıktan sonra Ayşe Gökçe, hemen yanında taşıdığı aynaya sarıldı. Heyecandan dişlerini kapatan Gökçe, daha sonra uzun süre aynada dişlerine baktı. Gökçe, dişleri olmadığından birçok şeyi yemeye hasret kaldığını söyledi. Dişleri takıldıktan sonra her şeyi yiyebileceğini ifade eden Gökçe, "Çocuğum sağ olsaydı da dişsiz gezseydim. İçim kan ağlıyor. Devletimiz, milletimiz sağ olsun bize sahip çıktılar. Onlar olmasaydı ne yapacaktık?" dedi.
"TEK DİŞ İLE İDARE EDİYORDUM"
Recep Gökçe ise oğullarının, kendilerini bu şekilde görseydi çok mutlu olacağını dile getirdi. Tezcan'ın hayattayken kendilerine baktığını, yardım ettiğini, paraları yoksa para verdiğini vurgulayan Gökçe, her işlerini halleden oğullarının yaşamını yitirmesiyle tüm Türkiye'nin kendilerini tanıdığını aktardı. Gökçe, hiç tanımadığı insanların acılarına ortak olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Şimdi dişlerimizi takıyorlar. Artık rahatça yemek yiyeceğiz. Tek dişim vardı, o da çıkartılınca yemek yiyemedim. Ona güvenirmişim. Rahat yemek yiyemesem de idare ediyordum. Ne yapalım. Eşimde de beş diş vardı. Tek dişim vardı, idare ediyordum, başka çarem yoktu. Katı yiyecekleri direkt yutardım. Türkiye acımızı paylaşarak bizi bağrına bastı, mutluyuz. Herkesten Allah razı olsun. Ellerinden geldiğince yardım ettiler. Zorla ellerinden alacak değildik, onlar gönüllerinden ne koptuysa onu verdiler. Bugüne kadar hiç kimseden bir şey almamıştım, şimdi onlar verdi biz aldık, ne yapalım."
"ÇOK YIPRANMIŞLARDI"
Fakültenin Diş Eti Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Elif Öncü, çiftin dişleri olmadığına dair haberi okuyunca ekip olarak bu durumdan etkilendiklerini ve harekete geçtiklerini anlattı. Üniversite yetkilileri ve protez uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakkı Çelebi ile ortak hareket ettiklerini kaydeden Öncü, "Hastalar manevi olarak çok yıpranmışlardı. Ağızlarında hijyen sıkıntısı vardı. Gerekli işlemleri yaptık. Protez aşamasını gerçekleşirdik. Zorlu bir süreçti. Manevi olarak çok yıpranmış oldukları için destek olmak istedik ve sonuç güzeldi. Elimizden geleni yaptık" diye konuştu.
Ermenek'te kömür ocağında 28 Ekim'de meydana gelen su baskını nedeniyle 18 işçi mahsur kalmış, arama kurtarma çalışmaları kapsamında 38 gün sonra işçilerin tamamının cansız bedenine ulaşılmıştı. Soruşturma kapsamında maden ocağının sahibi Saffet Uyar ile maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey'in de aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı.