Şehriban OĞHAN/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2008 08:00
İzmirli Nesrin Saydam, boşandığı Makedon uyruklu eşinin 4 yaşındaki oğlu Taha’yı Makedonya’ya kaçırması üzerine tüm resmi makamlara başvuruda bulundu. Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil çalmadık kapı bırakmayan Nesrin Saydam, çözüme ulaşamayınca önceki gün soluğu TBMM’de aldı.
DOKUZ aydır oğlunu göremeyen 24 yaşındaki Nesrin Saydam, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in Meclis’teki odasında yaşam öyküsünü Hürriyet ile paylaştı. 17 yaşında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nü kazanan İzmirli Nesrin Saydam, aynı üniversitede öğrenim gören Makedon uyruklu Haluk Karabatak Ademi ile tanışıp evlendi. Saydam evlendiğinde 18 yaşındaydı. Bir yıl sonra oğulları Taha dünyaya geldi. Çift, üç buçuk yılın sonunda boşandı. Taha’nın velayeti, annesine verildi. Baba ise Makedonya’ya döneceği için bir ay çocuğunu görme izni aldı ve oğluyla birlikte kayıplara karıştı.
Nesrin Saydam, oğlunun eski kocası tarafından Makedonya’ya götürüldüğünü öğrenince şoke oldu. Saydam mücadelesini şöyle anlattı: "Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi’ne göre çocuğun bana iade edilmesi gerekiyor. Artık sözleşmenin her maddesini ezberledim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın internet adresine bir ay boyunca her gün mail gönderdim. Adalet Bakanlığı’na da başvurumu yaptım."
TELEFONLA GÖRÜŞÜYOR
Oğluyla ara sıra telefonla görüştüğünü anlatan Saydam, "10 Şubat doğum günüydü. ’Oğlum doğum gününü kutladınız mı, mumları üfledin mi diye sordum. Burada Müslümanlar var, mum üflemiyorlar; orada gavurlar var’ dedi. İlk zamanlarda ’Ne zaman beni alacaksın, seni özledim’ diyordu. Şimdi ’Sen beni bırakıp gittin’ diyor. Ne yapacağımı şaşırdım" dedi.
CHP’li Ersin de Adalet Bakanlığı’nın vakit geçirmeden Lahey Sözleşmesi çerçevesinde, Makedonya’da çocuğun iadesi için dava açması gerektiğini söyledi. Konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması talebiyle bir soru önergesiyle Meclis’e getiren Ersin, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nu da harekete geçireceğini söyledi.