Çoban babanın gururu
Güncelleme Tarihi:
Hasan KIRMIZITAŞ-Ali LEYLAK / DHA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2008 00:00
Şanlıurfalı Güleç Ailesi, 7 çocuğundan 3’ünün üniversiteyi kazanmasının gururunu yaşıyor. Gündüzleri babaları gibi çobanlık yapıp süt sağan, geceleri ise tek göz odada ders çalışan çocuklardan Zehra Erzincan Üniversitesi, Halil Adnan Menderes Üniversitesi, Ali de Sakarya Üniversitesi’ni kazandı.
ŞANLIURFA’da, Güleç Ailesi’nin boş zamanlarında çobanlık yapan 1’i kız 3 çocuğu bu yıl üniversiteye girme hakkı kazandı. Merkeze bağlı Kısas Beldesi’nde yaşayan ailenin 2’si kız 7 çocuğundan Zehra (22), Ali (19) ve Halil Güleç (17), gün içerisinde çobanlık yapıp koyun sağdı, akşamları ders çalışarak ÖSS’ye hazırlandı. ÖSS’yi kazanan kardeşlerden Zehra 306 puanla Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’ne, Halil 301 puanla Adnan Menderes Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne, Ali Güleç de 290 puanla Sakarya Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’ne girmeye hak kazandı. Önümüzdeki hafta kayıtlarını yaptıracak olan üç kardeş, ailenin gurur kaynağı olurken, diğer yandan Sultan ve Hasan Güleç çiftini maddi imkánsızlıklar nedeniyle "Çocuklarımızı nasıl okutacağız?" endişesi sardı. Okuma-yazma bilmeyen 55 yaşındaki çoban Hasan Güleç, şunları söyledi:
Hep cahilliğin ezikliğini yaşadım
"Ben de, böbrek hastası eşim Sultan da okula hiç gitmedik. Cahilliğin ne demek olduğunu benim gibi kimse bilemez. Hayatımda hep bunun ezikliğini yaşadım ve kendi kendime ’Ne olursa olsun çocuklarımı okutacağım’ diye söz verdim. Onlar okusun, benim gibi çoban olmasınlar diye uğraştım. Çok şükür bunda da başarılı oldum. Ama şimdi bu çocukları üniversiteye nasıl göndereceğimi bilemiyorum. Gerekirse koyunlarımı, evimi satarım ve çocuklarımı okuturum. Tek isteğim, çocuklarıma devletimizin ve hayırseverlerimizin yardım elini uzatıp burs vermeleri." Daha önce iki kez ÖSS’ye girip kazanmasına rağmen annesinin hastalığı nedeniyle okula gidemeyen Zehra Güleç, bu kez okuyup öğretmen olmayı hedefliyor. Bölgede aileleri tarafından okula gönderilmeyen kız çocuklarının okutulması için kampanyalar yapıldığını anlatan Zehra Güleç, "Ben de öğretmen olmak ve gelip memleketimde kız çocuklarını eğitmek istiyorum" dedi.
Hep cahilliğin ezikliğini yaşadım
"Ben de, böbrek hastası eşim Sultan da okula hiç gitmedik. Cahilliğin ne demek olduğunu benim gibi kimse bilemez. Hayatımda hep bunun ezikliğini yaşadım ve kendi kendime ’Ne olursa olsun çocuklarımı okutacağım’ diye söz verdim. Onlar okusun, benim gibi çoban olmasınlar diye uğraştım. Çok şükür bunda da başarılı oldum. Ama şimdi bu çocukları üniversiteye nasıl göndereceğimi bilemiyorum. Gerekirse koyunlarımı, evimi satarım ve çocuklarımı okuturum. Tek isteğim, çocuklarıma devletimizin ve hayırseverlerimizin yardım elini uzatıp burs vermeleri." Daha önce iki kez ÖSS’ye girip kazanmasına rağmen annesinin hastalığı nedeniyle okula gidemeyen Zehra Güleç, bu kez okuyup öğretmen olmayı hedefliyor. Bölgede aileleri tarafından okula gönderilmeyen kız çocuklarının okutulması için kampanyalar yapıldığını anlatan Zehra Güleç, "Ben de öğretmen olmak ve gelip memleketimde kız çocuklarını eğitmek istiyorum" dedi.