Güncelleme Tarihi:
Kıbrıs Rum yönetiminin Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarının “yasal ve kendi egemenlik haklarına uygun” olduğunu öne sürerek, Türkiye'yi bu konuda kendilerine karşı “tehditkar” tavır izlemekle suçladı.
ABD'deki düşünce kuruluşu Woodrow Wilson Merkezi'nde bir konuşma yapan Markulli, “son 6 ay içerisinde Türkiye'nin yeni bir düşmanca yüzüne tanıklık ettiklerini” iddia etti.
Türkiye'nin KKTC ile petrol arama çalışmalarını “yasa dışı” olarak tanımlayan ve kendi egemenlik sahasını ihlal ettiğini ileri süren Markulli,Türkiye'nin artan kendine güveni ve ekonomik büyümesiyle “bölge kabadayılığına”soyunduğunu iddia etti.
Markulli, Türkiye'yi AB üyelik sürecinde üzerine düşenleri yerine getirmemekle ve AB'ye kendi kurallarını dikte etmeye çalışmakla suçlarken,Türkiye'nin tüm itirazlarına rağmen, Kıbrıs Rum yönetimi olarak AB dönem başkanı olacaklarını söyledi.
KKTC ile yapılan müzakerelerde kritik konularda önemli ilerlemelerin sağlanamadığını savunan Markulli, bu konuda da KKTC yönetimini suçladı. Markulli,“Birlikte yaşamaktan başka alternatifimiz yok” diyerek, birleşmiş bir Kıbrıs'ın zenginlik ve refah açısından muazzam gelişmeler sağlayabileceğini, böyle bir Kıbrıs ile Türkiye'nin de hemen her sektörde işbirliğinden çok fayda sağlayabileceğini kaydetti.
KKTC TEMSİLCİLİĞİNDEN YANIT
Toplantının soru-cevap bölümünde söz alan KKTC'nin Washington Temsilciliği'nden Mustafa Tunç, Markulli'yi, konuşmasında genel anlamda Kıbrıslı Rumların bakış açısını yansıtmakla eleştirerek, “Bir Kıbrıslı Türk olarak biraz görmezden gelindiğim hissine kapıldım” dedi.
Tunç, “Konuşmanızda Kıbrıs Rum yönetiminin AB'ye katılımını, adayı birleştirme isteğinizin motive ettiğini söylediniz, ama bu hususla alakalı olarak bir Annan planı ve referandumu vardı ve Kıbrıslı Rumlar bu birleşme planına'hayır' dedi. O dönemde ben Kıbrıs'tayken bu bana biraz çelişkili görünmüştü. Şu anda yönetiminiz, bu sefer bir barış ve birleşme planına 'evet' demeleri için halkını teşvik ediyor mu? Eğer halkınız yine 'hayır' der ve yine bir çözüme varamazsak, AB dönem başkanlığınız sırasında, Kıbrıslı Türklerin dezavantajlarını avantaja çevirme yolunda yönetiminizin planı nedir?” diye sordu.
Markulli ise cevabında, “yeni bir anayasa hazırlamaya çalıştıklarını ve her anayasanın halk tarafından yazılması gerektiğini ama Annan planının başkaları tarafından yazılıp, çözümü Kıbrıslılara empoze etmeye çalışan bir plan olduğunu”savundu.
Markulli'nin adanın kuzeyindeki kiliselerin tahrip edilip yağmalandığına yönelik sözleri üzerine tekrar söz alan Tunç, kendisinin elinde de Kıbrıslı Türklere ait çok sayıda terk edilmiş mezarlığın, tahrip edilmiş camilerin resimleri bulunduğunu söyledi. Tunç, madalyonun iki yüzüne de bakmak gerektiğine dikkati çekerek, “Bu konularda birbirimize sadece kendi pozisyonlarımızı aktarmak yerine, işbirliği yapmalıyız. Çünkü eğer birbirimizle barışık yaşamak istiyorsak, birbirimizin dini ve kültürel mirasına saygı göstermeliyiz. Sadece Hıristiyan kültürel mirasını değil, tüm kültürel mirası korumak hepimizin ortak sorumluluğu” dedi.
CLINTON'A ŞİKAYET ETTİ
Rum Bakan, Washington'daki temasları kapsamında ABD Dışişleri Bakanı Clinton'la da görüştü.
Markulli, Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de tek yanlı başlattığı hidrokarbon arama çalışmaları nedeniyle Kıbrıs Rum yönetimine yaptığı uyarıları ABD Dışişleri Bakanı Clinton'la da görüştü.aktardı.
Markulli, Clinton'dan, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ABD'nin nüfuzunu Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı üzerinde kullanmasını istedi.
Rum radyosu, Washington'da bulunan Markulli'nin, Clinton'la yaptığı görüşmede Kıbrıs sorunu, Türkiye-AB ilişkileri ve iki tarafı ilgilendiren konuların ele alındığını duyurdu.
Markulli, Clinton'la görüşmelerinin dostane ve çok verimli geçtiğini belirterek, “Kıbrıs sorunu, müzakereler, Güney Kıbrıs'ın AB dönem başkanlığı, hidrokarbon yatakları, Noble Enerji, Amerikan hükümeti ve İsrail'le olan işbirliği ekseninde verimli bir görüşme yaptıklarını” belirtti.
ABD'DEN GÜVENCE ALDI
ABD hükümetinin, Güney Kıbrıs'ın “egemenlik hakları konusunda” ilkelere dayalı tavır sergilemesinden dolayı Clinton'a şükranlarını ilettiğini dile getiren Markulli, “Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD'nin bu tavrı gütmeye devam edeceğini teyit etti” dedi.
“Clinton'ın Rum tezlerine geniş destek verdiğini, Kıbrıs sorununun en kısa zamanda çözülmesi dileğinde bulunduğunu” öne süren Markulli, “Müzakereler konusunda kendisine anlattığım zorlukları anlayışla karşıladı” ifadesini kullandı.
Bir soruya karşılık Clinton'a, Amerikan hükümetinin, “(iki bölgeli, iki toplumlu federasyon) şeklindeki uzlaşılmış çözüm çerçevesine geri dönmesi için Türkiye'ye ve Türk tarafına nüfuzunu kullanarak Kıbrıs sorununun çözümünde rol oynayabileceğini söylediğini” aktaran Markulli, “Bizim ricamız buydu, sanırım mesaj çok anlaşılır oldu” dedi.
Markulli, görüşmede, ne kendisinin ne de Clinton'ın ABD Dışişleri Bakanlığının Kıbrıs Özel Koordinatörü ataması konusunu gündeme getirmediğini de kaydetti.