Clinton gözyaşlarıyla ifade verdi

ABD tarihinin dört yıllık görev süresinde en çok seyahat eden dışişleri bakanı olan ve 11 Eylül 2012’de yaşanan Bingazi saldırısına kadar Obama yönetiminin yıldızı olarak anılan Clinton, dün ABD Senatosu’nda Bingazi olayları ile ilgili ifade verdi. Önümüzdeki ay görevini John Kerry’ye devretmeye hazırlanan Clinton’ın daha önce geçirdiği hastalıklar nedeniyle ertelenen ifadesinde ülke nefesini tutup söyleyeceklerini beklerken, 2016’da başkan adayı olacağı konuşulan Clinton, gözyaşlarına engel olamadı. Aralarında ABD’nin Trablus Büyükelçisi Chris Stevens’ın da olduğu dört ABD'linin ölümünü anlatırken sesi titreyen Clinton, bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu tekrarladı.

SORUMLULUK BENİMDİR
Konuşmasına daha önce ABD'li diplomatların uğradığı saldırıları hatırlatarak başlayan Clinton, “Güvenlik görevlilerimizin dünyanın her yerindeki tehditlere karşı olayların yüzde 99’unda doğru hareket ettiğini unutmamalıyız” dedi. Ardından Hz. Muhammed hakkında ABD'de çekilen bir filmin YouTube’a yüklenmesiyle başlayan provokasyonların saldırıya dönüştüğü Bingazi olayları için “Sorumluluk benimdir” diyerek, “Ben Dışişleri Bakanlığı ve ülkemizi daha emin, daha güçlü ve daha güvenli bırakmaya koşullandım” diye konuştu.

BENİM İÇİN KİŞİSEL
Clinton, olaylarda ölenlerin ailelerinden bahsettiği sırada ise titreyen bir sesle gözyaşı döktü. “Bu benim için sadece bir politika meselesi değil, kişisel bir konu. Deniz komandolarının taşıdığı bayrağa sarılı tabutlar Andrews Hava Üssü’nde uçaktan indirilirken Başkan Obama’nın yanında durdum. Ve kollarımı annelerin, babaların, kardeşlerin, çocukların boyunlarına doladım” dedi.

O TALEPLERİ BEN GÖRMEDİM
Clinton, Bingazi’deki ABD Konsolosluğu’nun güvenliğinin artırılmasına yönelik bir talebin kendisine hiç ulaşmadığını zira bu tür meselelerin daha alt kademelerdeki diğer bakanlık görevlileri tarafından idare edildiğini de söyledi. Clinton, “Bingazi’yle ilgili özel güvenlik talepleriyle, bakanlığımızdaki güvenlik profesyonelleri meşgul oluyordu. Ben bu talepleri görmedim, bu talepler bana gelmedi, bunları onaylamadım ya da reddetmedim” dedi. Bakan, Hesap Verebilirlik Denetim Kurulu’nun bulgularından bir tanesinin de “bu taleplerin normal koşullarda dışişleri bakanına gelmemesi” olduğuna dikkat çekti.

KERRY KATILMADI 
Dışişleri Bakanı olmak için Senato Dışişleri Komitesi’nde tıpkı Clinton gibi ifade verecek olan Kerry, komitenin başkanı olduğu halde oturuma katılmadı. Toplantıya Kerry’den sonra başkanlığı devralması beklenen New Jersey Senatörü Robert Menendez liderlik etti. Menendez gibi komitenin diğer Demokrat Partili üyeleri görevi bırakmaya hazırlanan Clinton’a duruşma sırasında yumuşak yaklaşırken, Tennessee Senatörü Cumhuriyetçi Bob Corker gibi isimler Bakan'a sert sorular yöneltti. Clinton ise başka bir Cumhuriyetçi Senatör Ron Johnson’ın olayların neden en başta terörist bir saldırı olarak nitelendirilmediğini sormaya çalıştığı sırada olduğu gibi zaman zaman kontrolünü yitirip sinirli anlar yaşadı. Clinton, Johnson’ın sorusuna “Ne fark eder ki” diye masaya elini vurarak cevap verdi.

CLINTON'A TÜRKİYE SORUSU
Clinton’ın Senato ifadesinde, Cumhuriyetçilerin uzun süredir dile getirdiği Türkiye ile ilgili komplo teorileri de gündeme geldi. Çay Partisi’nin desteklediği aşırı sağcı Cumhuriyetçilerden Kentucky Senatörü Rand Paul, Bingazi olaylarında öldürülen Büyükelçi Chris Stevens’ın Libya’dan Türkiye’ye yapılan gizli silah sevkiyatıyla ilgisi olup olmadığını sordu. Clinton ise soru karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Suratında müstehzi bir ifade beliren Clinton, hiç böyle bir şey duymadığını söyleyerek, uzun süre kafasını yana salladı ve Senatör Rand’in sorusunu yadırgadığını belli etti. ABD’deki aşırı muhafazakâr çevreler Büyükelçi Stevens’ın, Libya’dan Suriye’deki muhalif gruplara gizlice silah gönderilmesiyle ilgilendiğini ve öldürülmesinden birkaç saat önce de Bingazi’de Türkiye Başkonsolosu Ali Sait Akın’la bu konuda görüştüğünü iddia etmişlerdi. Stevens’ın 11 Eylül günü Akın’la ABD’nin Bingazi misyonunda görüştüğü daha sonra doğrulandı. Ama Fox News kanalında da gündeme gelen, Libya’da kaybolan füzelerin Suriye’deki İslamcı militanların eline geçmesinde Türkiye’nin rolü olduğuna ilişkin iddialar kanıtlanmadı.