Çirkin ilişkiler su yüzüne çıkıyor

Deniz SİPAHİHERŞEY çorap söküğü gibi geliyor.Son yılların en büyük naylon fatura ve hayali ihracat olayında ilişkiler tek tek ortaya çıkarılıyor.Kumar paralarının nasıl aklandığı, yurtdışı bağlantıları, devletin saygın kurumlarına nüfus etmiş soyguncuların filmlere konu olacak ilişkileri gözler önünü seriliyor.Balina operasyonu kara para soruşturmasına dönüşüyor.Hürriyet Ege'nin, İzmir Otogarı'yla ilgili 13 Temmuz'da yaptığı haberin ardından İçişleri Bakanı Sadettin Tantan müfettişlerini yollayarak ihaleyi mercek altına aldı.Bu arada Belediye'nin hukukçuları arşiv taraması yaparak gerekli belgeleri teslim ettiler.Otogarı işleten İZOTAŞ şirketinin kısa vadede 25.5 trilyon, orta vadede 11.3 trilyonluk borcu bulunuyor.Şirketin tüm varlıklarının toplamı ise 27 trilyon olarak gözüküyor.İZOTAŞ'ın bugünkü mali yapısıyla kredi borçlarını ödemesi mümkün gözükmüyor.Peki ne olacak?Önce Toprakbank, sonra Vakıflar Bankası borçları karşılığında ipotek edilen Belediye'ye ait arsayı satışa çıkaracak.En az 70 milyon dolar değerindeki arsa yok pahasına, hem de Belediye'nin hiçbir mali yükümlülüğü olmamasına rağmen elden çıkmış olacak.Belgeler 3996 sayılı yap - işlet - devret modeli yasasına aykırı davranıldığını ve ihale şartlarına uyulmadığını gösteriyor.*BELGELERDEN birkaç ayrıntı daha...İlk mukavele Ege Bölgesi Otobüs İşletmecileri Derneği'yle yapılıyor, oysa yasa çok açık ‘‘Ancak sermaye şirketlerine görevlendirme yapılabilir’’ diyor.Yasa yapılacak yatırımın en az 30 gün ilan verilerek duyurulmasını, şirketlerin mali yapısının bağımsız denetim firmalarınca tasdiklenmiş bilançolarını kanıtlamalarını ve en az üç istekli arasında kapalı zarf usulüyle yapılmasını istiyor.Bunlar da yapılmıyor...Dernek, kredi talebinde bulununca karşısına engel çıkıyor; sözleşmedeki devir hakkından yararlanarak 9.11.1997 tarihinde İzmir Otobüs ve Terminal İşletmeleri A.Ş.'ye devrinden tam 18 gün sonra 27.11.1997'de Toprakbank'tan 10 milyon dolarlık kredi kullanılıyor.Belediye'yle yenilenen sözleşmede hemen hemen aynı hükümlere yer veriliyor.Bir tek 8'nci maddede bir değişikliğe gidilerek yatırımcının üst hak sahibi olarak tesisi kısmen ya da tamamen üçüncü şahsa devredemeyeceği ancak kiralama yetkisine sahip olduğu belirtiliyor.Bu arada tapudaki üst hakkı için verilen değer 5 trilyon iken, noterdeki sözleşmede bu sadece 100 milyon olarak gösteriliyor.Yani açıkça vergi kaçırılıyor.En önemlisi...Encümen, 13.11.1997'de toplanarak üst inşaat hakkının tapuya tesciline karar veriyor ve Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü'ne müracaat ediliyor.Bölge Müdürlüğü, Genel Müdürlüğe ne yapacağını soruyor.‘‘Encümen kararının olması halinde uygulayabilirsiniz‘‘ cevabını alınca Bölge Müdürlüğü onayı da veriyor.Bütün bu işlemler sabahtan akşama hallediliyor.Normal bir vatandaşın onay almak için günlerce uğraştığı prosedür sadece bir iş gününde tamamlanıyor.*VE itiraf...Bartın eski milletvekili, DYP Genel Başkan ve eski Bakan Köksal Toptan'ın ‘‘100 değil, 15 milyar aldım. İkişer, üçer milyar yardım alarak seçim masraflarını karşıladım’’ sözleri siyasetçilerimizin çok azı tarafından dile getirilen ifadeler...Toptan, bugün eleştiriliyor ama...Ben asıl ikişer üçer milyar alıp da sesini çıkarmayanlara, inkar edenlere kızıyorum.