Yaşar ANTER- Erkan GÜVENÇ- Nilüfer KANDIMIŞ/BODRUM (Muğla), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2008 14:11
MUĞLA'nın Milas İlçesi'nde, Güllük Körfezi'ndeki çipura ölümlerinin doğal şartların aniden değişmesinden ve tatlı sudan kaynaklandığı bildirildi. Körfezde numune alarak çalışmalarını sürdüren bilim adamları balıkların yenmesinde halk sağlığı açısından bir tehlike olmadığını açıklarken, balıkçılar kirlilikten yakındı.
Güllük Körfezi'ndeki Kıyıkışlacık, Gazalıkuyu ve Ziraat Adası çevresinde bu hafta görülen ve yüzbinlerce çipuranın ölmesine, bölgedeki balıkçıların 5 milyon YTL zarara uğramasına neden olan olayla ilgili basın toplantısı düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Gülşen Altuğ, fakültede görevli Doç.Dr. Süheyla Karataş, Yrd.Doç.Dr. Ahmet Akmirza ve Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Ramazan Özkaya,
balık üreticileriyle birlikte Güllük'teki Kont Otel'de balık ölümleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
‘YENİLMESİNDE, SATILMASINDA SORUN YOK’
Doç.Dr. Altuğ, 3 gündür gece gündüz süren balık ölümleri üzerinde inceleme yapıldığını ve insan sağlığı açısından bir tehlike olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Çipura ölümlerinin Sarıçay bölgesinden aşırı yağmur sularının denize akmasından, tatlı suyun deniz suyuna karışmasından ve oksijensizlikten kaynaklandığını tespit ettik. Bölgeye son 60 yılın en yüksek oranda yağışı düşmüş. Gazalıkuyu'da yani Sarıçay'ın döküldüğü noktada tek çipura bile canlı kalmadı. Çipuraların deniz suyuna karışan tatlı suya adapte olamadığı için öldüğünü düşünüyoruz. Levrekler bu konuda daha dayanıklı. Balık ölümleri giderek azalmaya başladı. Bu günden sonra yapacağımız çalışmalarda balık sağlığı açısından ölümleri inceleyeceğiz. Balıkların yenilmesinde ve satılmasında sorun yok.”
Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Ramazan Özkaya ticari yük gemileri atıkları, bölgeye yapılan binlerce konutun atıkları, Sarıçay kanalıyla gelen fabrika atıkları ve yoğun çiftlik faaliyetleri nedeniyle Güllük Körfezi'nin tükenme noktasına geldiğini söyledi. Özkaya, şöyle konuştu:
“Balıkçı şimdiye kadar hiç yaşamadığı bir kaosun içine düştü. Satışlar durdu, halkta gerginlik başladı. Balıkların insan sağlığı açısından tehlike yaratmadığı açıklaması az da olsa rahatlık yarattı. Ancak gerek iç piyasada gerekse de ihracatta üreticiler olayın şokunu atlatamadı, satışlar büyük ölçüde durdu. Balıkçıların yaşadığı krizin atlatılmasında devlet üzerine düşeni yapmalı, körfezin geleceği için acil ve önemli kararlar alınmalı. Kıyılara yakın balık çiftliklerinin bir an önce derin denize taşınması herkesin isteği.”
‘5 GÜNDÜR 2 KİLO BALIK SATAMADIK’
Yalçınkaya Balıkçılık ve Su Ürünleri Pazarlama Limited Şirketi yetkilisi Zübeyde Yalçınkaya ise, satışların bir haftadır durma noktasına geldiğini, satılan balıkların geri gönderilmeye başlandığını söyledi. Yalçınkaya, “Basında yer alan
haberler, zehirlenme iddiaları nedeniyle 50 sektördeki iş kolu da zarar gördü. 5 gündür 2 kilo balık satamadık” dedi.
Baba mesleği balıkçılığı sürdüren 44 yaşındaki Yavuz Erbek körfezin her geçen gün yok olduğunu söyledi. Erbek, “30 yıl önce babamla ava çıktığımızda 300 kilo balıkla dönerken, bu sabah 20 YTL'lik bile balık yakalayamadan döndüm. Mazot parasını bile kurtaramadım. Körfezde balıkçılık bitti. Dama deme noktasına geldik. Şu anda körfezde denize sağlam girsen hasta çıkarsın. Bu ortamda balık ölmesin de ne yapsın. Körfez ölürken, bir bakanın, milletvekilinin gelmemesi, balıkçının, körfezin durumunu incelememesi çok garip” diye konuştu.