‘Çipuralar hastalıktan ölmedi, yenilebilir’

Güncelleme Tarihi:

‘Çipuralar hastalıktan ölmedi, yenilebilir’
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2008 15:00

GÜLLÜK Körfezi'nde ölen çipuralarla ilgili Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyeleri yaptıkları açıklamada kuşkulara yanıt verdi.

Toplu balık ölümlerine herhangi bir hastalığın yol açmadığı, balıklarda insan sağlığını olumsuz etkileyebilecek parazit, bakteri ve virüse rastlanmadığı bildirildi. Ölümlere bol miktarda ani soğuk tatlı su girişinin yol açtığı kaydedilirken, bu balıkların tüketilmesinde bir sakınca olmadığının altı çizildi. Dekan Prof.Dr. Ahmet Kocabaş, doğaya saygı duyulması gerektiğini belirtip, “Kafesler ekolojik koşullara uygun yerlerde olsaydı bu ölümler yaşanmazdı. Bu çiftliklerin bir an önce açığa alınmasında yarar var. Aksi halde bugün burada yarın orada, bir başka gün başka yerde bu olaylar zinciri devam edecektir” dedi.

EÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanlığında Dekan Prof.Dr. Ahmet Kocabaş başkanlığında yapılan toplantıya aynı fakülteden Prof.Dr. Haşmet Çağırgan, Prof.Dr. Tufan Koray, Prof.Dr. Şevket Gökpınar, Prof.Dr. Baha Büyükışık, Doç.Dr. Erol Tokşen, Yrd.Doç.Dr. Ali Y. Korkut, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serap Birincioğlu katıldı. Prof.Dr. Haşmet Çağırgan, Muğla'nın Milas İlçesi Güllük Körfezi'nde 2 Ocak 2008 tarihinden itibaren görülen toplu çipura ölümlerinin araştırılarak nedenlerinin bulunması için ilk gün olayın yaşandığı yere ekip gönderdiklerini söyledi. Prof.Dr. Çağırgan şunları söyledi:
“Fakültemizden Doç.Dr. Erol Tokşen, Yrd.Doç.Dr. Ali Y. Korkut, Araştırma Görevlileri Okan Kamacı ve Egemen Nemli haberin alındığı gün acilen giderek olayın yaşandığı yerde gerekli incelemeleri ve ölçümleri yaptıktan sonra ileri tetkikler için balık, su, dip çamuru, yem örnekleri alarak döndüler. Ölü balıkların otopsileri ve organlardaki mikroskobik bulgular Prof.Dr. Serap Birincioğlu tarafından yapılmıştır.

Olay, tarihinden önce yaklaşık bir hafta süren şiddetli yağmurların sonrasında cereyan etmiştir. Güllük Körfezi'ne Sarıçay akmakta ve yağmurlardan sonra debi iyice artarak körfeze bol miktarda tatlı su girişi olmuştur. Dalyanda yapılan tuzluluk ve su sıcaklığı ölçümlerinde önemli değişiklikler saptanmıştır. Yapılan plankton muayenelerinde ölümlere neden olabilecek herhangi bir aşırı üreme ve toksikasyona neden olabilecek miktarda planktona rastlanmamıştır. Sonuç olarak ihbarın yapıldığı gün alınan örneklerde gerçekleştirilen analizlerde, toplu balık ölümlerinde, ölüm nedeni olabilecek balık patojeni tespit edilmemiş olup balıklarda insan sağlığını olumsuz etkileyebilecek parazit, bakteri ve virüse rastlanılmamıştır. Bu konuda araştırmalar devam etmektedir. Toplu balık ölümlerinin körfeze ani bol miktarda soğuk tatlı su girişi sonucunda yaşanan termal şok ve ozmotik strese bağlı olduğu kanaatine varılmıştır.”

Prof. Dr. Çağırgan bir soru üzerine geçen yıl Homa Dalyanı'nda aynı nedenle lidakilerin (çipura yavrusu) öldüğünü belirtti, “Bunlar olağan şeyler” dedi.

ÇİPURALAR DAHA DUYARLI

Bu balıkların yenilmesinde sakınca olmadığı vurgulanırken, ölümlerin herhangi bir zehirlenmeden kaynaklanmasına en önemli kanıtın çipuralarla yan yana kafeslerde yetiştirilen levreklere birşey olmaması gösterildi. Ayrı ayrı familyalardan olan çipuraların levreklerden daha duyarlı, bu tür ısı, tuzluluk değişimlerinden daha kolay etkilenen yapıya sahip olduğu kaydedildi. Yapılan analizlerde çipuraların karaciğerlerinde aşırı yağlanma tespit edildiğini, bunun yüksek enerjili beslenmeden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Serap Birincioğlu, “Bu beslenme rejimiyle çipuralarda karaciğer dokusu bitmiş, yerini yağ dokusu almış. Bu da bu tür dış etmenlere karşı çipuraları daha duyarlı hale getiriyor” diye konuştu.

ÇİFTLİKLER KIYIDAN UZAKLAŞTIRILMALI

Öte yandan Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ahmet Kocabaş, basında çipura ölümleriyle ilgili çıkan haberlerde üniversitelere ilişkin yorumlardan üzüntü duyduklarını söyledi.

Gerekli araştırmaları yaptıktan sonra açıklama yapmanın doğruluğuna inandıklarını, temkinli davrandıklarını belirten Dekan Kocabaş da çipura ölümleriyle ilgili sonuçları tekrarladı. Yenmesinde problem olmadığının altını çizen Prof.Dr. Kocabaş, kültür balıkçılığındaki hızlı gelişmeye dikkat çekti. Çipura ölümlerinden zarar gören yetiştiricilerin doğal afetlerde zarar görmüş çiftçilerin desteklendiği gibi desteklenmesi gerektiğini savunan Prof.Dr. Kocabaş, aynı olayların tekrarlanmaması için balık çiftliklerinin en kısa zamandan kıyılardan uzaklaştırılmasını istedi.

Sektörün doğaya saygılı davranması gerektiğini kaydeden Dekan Kocabaş, “Önce doğaya saygı duyulmalı, çiftlikler ekolojik koşullara yani derinlik, akıntı gibi koşullara uygun yerlere kurulmalı. Kaldırma kapasitesine yaygı duyulmalı, 10 kafeslik yere 20 kafes koyulmamalı. Kafesler ekolojik koşullara uygun yerlerde olsaydı, kaldırma kapasitesi içinde olsaydı bunlar yaşanmazdı, çünkü doğa herhangi bir zararı anında asimile eder. Bu balıkların yenmesi için bir problem yok ama bir an önce Çevre, Orman, Tarım ve Köyişleri Bakanlıkları harekete geçmeli. Bu çiftliklerin bir an önce açığa alınmasında yarar var. Aksi halde bugün burası, yarın orası olaylar zincir halinde devam edecektir” dedi.

Prof. Dr. Kocabaş, üniversite olarak her zaman sektörün yanında olup gerekli desteği verip uyarıları yaptıklarını söyledi. Bilime olan inancın artması dileğinde bulunan Prof.Dr. Kocağaş, Aydın Adnan Menderes ve Muğla Üniversitesi'nden uzmanlarla birlikte çipura ölümleriyle ilgili önümüzdeki hafta virüs yönünden bir çalışma yapacaklarını, bunun sonucunun en erken bir haftada alınacağını söyledi. Prof.Dr. Kocabaş, bu çalışma sonucunun yaptıkları açıklamayı değiştirmeyeceğini sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!