Güncelleme Tarihi:
Sokakta kısa bir yürüyüş sırasında, gençlerin oturduğu bir kafenin önünden, bir okulun kapısından ya da çocuk parkından geçerken yükselen küfürlü söylemleri duymamak mümkün değil. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümü doktora öğrencisi Hilal Ekşi, “İlkelliğin Yeniden İnşası: Duygu ve Dil Açısından Sosyal Gen Aktarımı Olarak Küfür” başlıklı tezinde, ‘neden küfrederiz’ sorusuna odaklanarak bu söylemlerin doğurduğu sonuçları ortaya koydu.
Hilal Ekşi tezinde, şiddetin oluşmasındaki sebeplere yeni bir bakış açısı getirdi.
‘ŞİDDETİN ZEMİNİ OLUŞUYOR’
Küfür kullanımının yalnızca erkeklerle sınırlı olmadığını, kadınların da kendilerine zarar veren bu söylemleri kullandığını dile getiren Ekşi, şöyle konuştu: “Kadınlar kendileri hakkında zarar verici ve aşağılayıcı söylemleri kullanırken toplumun kadına bakışı ve ona davranış biçimi nasıl değişebilsin? Ne yazık ki bu durum, kadına karşı her türlü şiddetin zeminini oluşturan bir zihniyeti öğretiyor ve şekillendiriyor. Tezimdeki, araştırma verilerini 18-35 yaş arasındaki 20 kişiden elde ettim. Genelde küfürlü söylem kullanımı, eğitim seviyesi düşük olan insanlarla özdeşleştiriliyor. Artık eğitim seviyesinin yüksekliği, statü ya da itibarlı meslek sahibi olmak küfretmemeyi beraberinde getirmiyor. Kadınlar küfürlü söylemleri erkeklerle her alanında verdikleri eşitlik mücadelesiyle bağdaştırıyor. Söylemin kendisi, kendi içinde bu kadar net bir ayrımı temsil ediyorken nasıl kadına şiddetle küfürlü söylemler arasında bir bağ olmasın? Böylece küfürlü söylemler aracılığıyla zihnimize hem sembolik şiddet yerleşiyor hem de bu anlamlar davranış biçimlerimize yansıyor.”
‘TOPLUMSAL ROLLERİN DEĞİŞMESİ ETKİLİ OLDU’
- Gençler arasında ‘küfür dili’ adında yeni bir dil oluştuğuna dikkat çeken Klinik Psikolog Merve Hacıabdurrahmanoğlu, “Kızlar artık erkeklere kıyasla neredeyse daha fazla küfürlü konuşuyor. Bu durumu kadınların toplumdaki konumunun gün geçtikçe değişmesine bağlıyorum. Eskiden erkekler için olduğu düşünülen toplumsal rolleri kadınlar da üstleniyor. Bunun sonucunda da genellikle erkeklerle özdeşleştirilen küfürlü söylemleri de daha fazla kullanıyorlar” diye konuştu.
‘SÖZEL ŞİDDET ARTARAK DEVAM EDİYOR’
- Küfürün sözel bir şiddet olduğunu ve günümüzde arttığına işaret eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurten Sargın, “Bu sözel şiddet artık gençlerin yeni iletişim dili haline gelmiş durumda. Çok ilginçtir, erkeklerin kullandığı cinsiyetçi küfürleri kadınlar da ediyor. Kızların küfürlü söylemleri daha fazla tercih etmesinin altında yatan nedenin ise ‘benim erkekten ne farkım var’ düşüncesinin olduğunu sanıyorum” dedi.
‘KONTROLSÜZ SOSYAL MEDYA KULLANIMI VAR’
- Küfürlü dil kullanımının, kız erkek ayrımı yapılamayacak kadar yaygın olduğunu belirten Bağcılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Rehber Öğretmeni Mehtap Karaca şunları söyledi: “Özellikle sosyal medyanın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü gençlerde kontrolsüz bir sosyal medya kullanımı söz konusu. Artık biz kız ya da erkek öğrenciden küfür duyduğumuzda ‘çocuk bunu nereden öğrendi’ diye soramıyoruz bile. Sıradan bir cümleyi bile küfürlü söylemlerle bitiriyorlar.”
‘NORMALLEŞMEYLE CİDDİYE ALINMIYOR’
- Cinsiyetçi küfürlerin cinsiyet fark etmeksizin yaygınlaştığını gözlemlediklerini söyleyen Atatürk Fen Lisesi Rehberlik Öğretmeni Nida Yalçın ise “Cinsiyetçi küfürlerin toplumda normalleşmesi, insanların bu tür ifadeleri daha az ciddiye almalarına ve maruz kaldıkları psikolojik şiddeti kabullenmelerine yol açıyor. Cinsiyetçi küfürler, özellikle genç bireyler üzerinde olumsuz bir etki yaratarak, onları belirli cinsiyet kurallarına uymaya zorlayabiliyor” ifadelerini kullandı.