Güncelleme Tarihi:
Uzman doktorların yanıtlamasını istediğiniz soruları ve sorunlarınızı fsaka@dbr.com.tr adresine gönderebilirsiniz. |
NEYMİŞ BU MİTLER Eş zamanlı orgazm ile ilgili mitler Cinsel fantezi ve oyunlar ile ilgili mitler Evlilik öncesi cinsel yaşam ile ilgili mitler Boşalma kontrolü ile ilgili mitler Penis boyu ile ilgili mitler Cinselliği başlatma ve sevişmenin kontrolü ile ilgili mitler Bedensel hastalık ve durumlar ile ilgili mitler Cinsel haz için cinsel birleşmenin gerekliliği ile ilgili mitler Cinsel ilişkide hep ya da hiç tutumu Cinsellik sırasında oluşabilecek doğal sorunları kalıcı bozukluklar veya sorunlar olarak görme eğilimi Cinsel tutuculuk Mastürbasyon mitleri Başarı mitleri Doğallık mitleri Modern kadınlık mitleri Eşcinsellik ile ilgili mitler |
Kim ne zaman söylemiş, nasıl kabul görmüş ve yıllarca herkesin diline dolanmış, üstelik insanlığın huzurunu bozmuş bilinmez ama mitlerin hemen hepsi hayatımızı zindan ediyor bu kesin. Özellikle de cinsel mitler, hala bir kabus olarak çiftlerin yataklarının üzerinde karabasan gibi oturuyor…
Örneğin bir kaçını saymak gerekirse, durumun vahameti biraz daha anlaşılabilir. Erkekler daima sekse hazırdır, sevişme, eşittir cinsel birleşmedir, erkekler duygularını belirtmezler, erkek kadını nasıl mutlu edeceğini bilmelidir, erkek cinsel organı sertleşmezse seviştiği kadını istemiyordur, sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır, cinsel organının büyüklüğü onun cinsel gücünü belli eder gibi daha bir çok inanış çiftlerin cinsel yaşamını bitiriyor. Üstelik bu mitler çok az değişime uğrayarak, neredeyse yüzlerce yıldır olduğu yeri koruyor.
Bu konuda, Psikonet adına yeni bir araştırma başlatan Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu ve ekibi çok ilginç sonuçlara ulaştılar.
Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu özellikle penis boyu, cinselliğin cinsel birleşmeye indirgenmesi ve cinselliği başlatma ve kontrolünün erkeğe ait olması gerekliliği ile ilgili mitlerin erkekler ve kadınlarda eşit oranda görülmesinin kendileri için şaşırtıcı olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor, “Çünkü bu mitlere daha çok erkek hastalarımızın şikayetlerinde rastlıyorduk. Ancak genellikle şikayetlerde rastlamasak ta, bu mitlerin kadınlar tarafından da taşındığını bu sonuçlardan izliyoruz.
Bu yanlış inançların yaş ve dolayısı ile deneyim ile nasıl etkilendiğini görmek için mit başlıkları seviyelerinin yaş guruplarına göre farklılıklarını inceledik” diyor.
Önemli sorunlar
Cinsel mitler araştırmasının sonuçlarının ortaya çıkardığı en önemli sorunlar ise vajinismus ve erken boşalma. Karaosmanoğlu’na göre; hatta toplumumuza ait cinsel sorunlarda vajinismus başı çekiyor diyebiliriz. Artık Avrupa toplumlarında çok azalan bu rahatsızlık, biz de ise çok daha sık görülüyor. Vajinismus neredeyse her zaman cinsel birleşmenin kadın için yaralayıcı, bedenine zarar verici bir eylemmiş gibi algılanmasını beraberinde getiren mitleri içeriyor.
Ülkeler ve mitler
Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu, bu konuda ülkeler arası karşılaştırılmış bir çalışma olmadığını ancak, ülkelerin ekonomik ve kültürel seviyelerinin, kişilerin inançlarını ve davranışlarını etkilediğini belirtiyor. Örneğin, ilk cinsel birleşme ile ilgili bedenine bir zarar geleceğini düşünen bir kadın, cinselliğin evlilik öncesi yasak kabul edildiği ülkelerde uzunca bir süre bu inançlarının gerçekçi olup olmadığını test edemeyeceğinden, iyileşmekten mahrum kalabilir. Eğer aynı kişi cinselliğin daha erken yaşlarda daha rahat bir şekilde yaşandığı bir ülkede olsa, belki de bu durumun korkulacak bir şey olmadığını görebilir. Aynı durum eşcinsellikle ile ilgili mitleri olan bir kişinin eşcinselliğin bir akıl hastalığı olmadığını, sadece cinsel bir yönelim olduğunu eğer homofobik olmayan bir ülkede olsa, öğrenebileceği durum için de geçerlidir. Dahası, eşcinselliğini saklamak zorunda kalmadan yaşayan kişileri, çiftleri gördükçe bunun bir hastalık olmadığını daha rahat anlayacaktır.
Karaosmanoğlu, “Yani, bizim gibi geri kalmış ülkelerde cinsel mitlerin oluşması ve yaygınlığı daha fazladır diyebiliriz” diyor ve ekliyor, “Cinsel mitlerin kişiye zarar vericiliği, kişinin yaşına, cinsiyetine ve pek çok diğer koşula göre değişiyor. Örneğin cinsel performans ile ilgili mitler erkekleri daha çok etkileyebilir. Bedenin cinsel birleşme ile zarar göreceği mitleri kadınları daha çok etkileyebilir. Mitler ne kadar ilkel olursa kişilerin cinsel ve sosyal yaşamı o kadar olumsuz olarak etkileniyor.”
Katılımcıların yaşlara göre dağılımı
Ekibin, internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği araştırmaya, 17 ve 50 yaşları arasında 216 (%60,5) kadın ve 141 (%39,5) erkek olmak üzere 357 kişi katıldı.
Katılımcıların cinsiyetlere göre dağılımı, %57,2 kadın, %42,8 erkek oldu. Araştırmaya katılma oranı kadınlarda daha yüksekken, erkekler ise anket sorularına daha fazla oranda cevap verdiler.
Çeşitli araştırmalara göre; en yaygın cinsel mitler Kadın ve erkek sevişirken eş zamanlı orgazm olmalıdır. |