Cinsel mitler hayatımızı karartıyor

Güncelleme Tarihi:

Cinsel mitler hayatımızı karartıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2005 14:37

Psikiyatr Dr. Alp Karaosmanoğlu ve ekibinin yaptığı “Cinsel Mitler” araştırmasının sonuçları, bu konuda çok ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor. Örneğin, ortaya çıkan en önemli sorunlar, vajinismus ve erken boşalma. Penis boyunun cinsel güç ve zevk ile doğru orantılı olduğuna ve masturbasyonun cinsel güce zarar verici olduğuna dair yanlış inanışlar da cinsel mitler arasında çok önemli yer tutuyor.

Haberin Devamı

Uzman doktorların yanıtlamasını istediğiniz soruları ve sorunlarınızı fsaka@dbr.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
Geri kalmış ülkelerde cinsel mitlerin oluşması ve yaygınlığı daha fazla. Cinsel mitlerin kişiye zarar vericiliği, kişinin yaşına, cinsiyetine ve pek çok diğer koşula göre değişiyor. Örneğin cinsel performans ile ilgili mitler erkekleri daha çok etkileyebiliyor. Bedenin cinsel birleşme ile zarar göreceği mitleri ise kadınları daha çok etkileyebiliyor. Mitler ne kadar ilkel olursa kişilerin cinsel ve sosyal yaşamı o kadar olumsuz olarak etkileniyor.

NEYMİŞ BU MİTLER

Eş zamanlı orgazm ile ilgili mitler
Erkek ve kadının eş zamanlı orgazm olmasının cinselliğin iyiliğine işaret olduğuna ait yanlış inanışlar

Cinsel fantezi ve oyunlar ile ilgili mitler
Fantezi kurmanın ve cinsellik sırasında oyunların yanlış olduğuna dair yanlış inanışlar

Evlilik öncesi cinsel yaşam ile ilgili mitler
Evlilik öncesi cinsellik olmaması gerekliliğine dair yanlış inanışlar

Boşalma kontrolü ile ilgili mitler
Gebelik kontrolünün kadına ait olduğu ve erkeğin erken boşalmasının erkeklik gücünün göstergesi olduğuna dair yanlış inanışlar

Penis boyu ile ilgili mitler
Penis boyunun cinsel güç ve zevk ile doğru orantılı olduğuna dair yanlış inanışlar

Cinselliği başlatma ve sevişmenin kontrolü ile ilgili mitler
Cinselliği başlatmanın ve sürdürürken kontrolün erkeğe ait olduğuna ilişkin inanışlar

Bedensel hastalık ve durumlar ile ilgili mitler
Kalp krizi, inme, yaşlılık gibi durumlarda cinselliğin tehlikeli olduğuna ve adet döneminde cinsellik yaşanmaması gerektiğine dair yanlış inanışlar

Cinsel haz için cinsel birleşmenin gerekliliği ile ilgili mitler
Cinsel zevk için mutlaka cinsel birşleşmenin olması gerekliliğine ait yanlış inanışlar

Cinsel ilişkide hep ya da hiç tutumu

Cinsellik sırasında oluşabilecek doğal sorunları kalıcı bozukluklar veya sorunlar olarak görme eğilimi

Cinsel tutuculuk
Cinsellik = cinsel birleşme mitleri
Cinsellik denince mutlaka cinsel birleşmenin olması gerekliliğine dair yanlış inanışlar. Bu başlık altında eşcinsel erkeklerin arasında tek cinsel ilişki yönteminin anal birleşme olduğuna ilişkin inançlar da yatar. Ancak araştırmalar heteroseksüel çiftler arasındaki anal ilişkinin eşcinsel çiftler arasındaki kadar olduğunu gösteriyor.

Mastürbasyon mitleri
Mastürbasyonun cinsel güce zarar verici olduğuna, olgun bireylerin mastürbasyon yapmayacağına ilişkin yanlış inançlar

Başarı mitleri
Cinsellikte performansın çok önemli olduğuna ilişkin inançlar

Doğallık mitleri
Cinselliğin üzerinde konuşulmaması, doğal bir şekilde gerçekleşmesi gereken bir konu olduğuna ilişkin inançlar

Modern kadınlık mitleri
Cinsel konularda aşırı aktif bir rol üstlenmenin modern kadınlığın göstergesi olduğuna dair inanışlar.

Eşcinsellik ile ilgili mitler
Eşcinselliğin doğallığa aykırı olduğuna dair yanlış inanışlar

Haberin Devamı

Kim ne zaman söylemiş, nasıl kabul görmüş ve yıllarca herkesin diline dolanmış, üstelik insanlığın huzurunu bozmuş bilinmez ama mitlerin hemen hepsi hayatımızı  zindan ediyor bu kesin. Özellikle de cinsel mitler, hala bir kabus olarak çiftlerin yataklarının üzerinde karabasan gibi oturuyor…

Örneğin bir kaçını saymak gerekirse, durumun vahameti biraz daha anlaşılabilir. Erkekler daima sekse hazırdır, sevişme, eşittir cinsel birleşmedir, erkekler duygularını belirtmezler, erkek kadını nasıl mutlu edeceğini bilmelidir, erkek cinsel organı sertleşmezse seviştiği kadını istemiyordur, sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır,  cinsel organının büyüklüğü onun cinsel gücünü belli eder gibi daha bir çok inanış çiftlerin cinsel yaşamını bitiriyor. Üstelik bu mitler çok az değişime uğrayarak, neredeyse yüzlerce yıldır olduğu yeri koruyor.

Bu konuda, Psikonet adına yeni bir araştırma  başlatan Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu ve ekibi çok ilginç sonuçlara ulaştılar.

Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu  özellikle penis boyu, cinselliğin cinsel birleşmeye indirgenmesi ve cinselliği başlatma ve kontrolünün erkeğe ait olması gerekliliği ile ilgili mitlerin erkekler ve kadınlarda eşit oranda görülmesinin kendileri için şaşırtıcı olduğunu belirtiyor ve  şunları söylüyor, “Çünkü bu mitlere daha çok erkek hastalarımızın şikayetlerinde rastlıyorduk. Ancak genellikle şikayetlerde rastlamasak ta, bu mitlerin kadınlar tarafından da taşındığını bu sonuçlardan izliyoruz.

Haberin Devamı

Bu yanlış inançların yaş ve dolayısı ile deneyim ile nasıl etkilendiğini görmek için mit başlıkları seviyelerinin yaş guruplarına göre farklılıklarını inceledik” diyor.

Önemli sorunlar

Cinsel mitler araştırmasının sonuçlarının ortaya çıkardığı en önemli sorunlar ise vajinismus ve erken boşalma. Karaosmanoğlu’na göre; hatta toplumumuza ait cinsel sorunlarda vajinismus başı çekiyor diyebiliriz. Artık Avrupa toplumlarında çok azalan bu rahatsızlık, biz de ise çok daha sık görülüyor. Vajinismus neredeyse her zaman cinsel birleşmenin kadın için yaralayıcı, bedenine zarar verici bir eylemmiş gibi algılanmasını beraberinde getiren mitleri içeriyor.

Ülkeler ve mitler

Haberin Devamı

Psikiyatr Alp Karaosmanoğlu, bu konuda ülkeler arası karşılaştırılmış bir çalışma olmadığını ancak, ülkelerin ekonomik ve kültürel seviyelerinin, kişilerin inançlarını ve davranışlarını etkilediğini belirtiyor. Örneğin, ilk cinsel birleşme ile ilgili bedenine bir zarar geleceğini düşünen bir kadın, cinselliğin evlilik öncesi yasak kabul edildiği ülkelerde uzunca bir süre bu inançlarının gerçekçi olup olmadığını test edemeyeceğinden, iyileşmekten mahrum kalabilir. Eğer aynı kişi cinselliğin daha erken yaşlarda daha rahat bir şekilde yaşandığı bir ülkede olsa, belki de bu durumun korkulacak bir şey olmadığını görebilir. Aynı durum eşcinsellikle ile ilgili mitleri olan bir kişinin eşcinselliğin bir akıl hastalığı olmadığını, sadece cinsel bir yönelim olduğunu eğer homofobik olmayan bir ülkede olsa, öğrenebileceği durum için de geçerlidir. Dahası, eşcinselliğini saklamak zorunda kalmadan yaşayan kişileri, çiftleri gördükçe bunun bir hastalık olmadığını daha rahat anlayacaktır.

Karaosmanoğlu, “Yani, bizim gibi geri kalmış ülkelerde cinsel mitlerin oluşması ve yaygınlığı daha fazladır diyebiliriz” diyor ve ekliyor, “Cinsel mitlerin kişiye zarar vericiliği, kişinin yaşına, cinsiyetine ve pek çok diğer koşula göre değişiyor. Örneğin cinsel performans ile ilgili mitler erkekleri daha çok etkileyebilir. Bedenin cinsel birleşme ile zarar göreceği mitleri kadınları daha çok etkileyebilir. Mitler ne kadar ilkel olursa kişilerin cinsel ve sosyal yaşamı o kadar olumsuz olarak etkileniyor.”

Katılımcıların yaşlara göre dağılımı
 
Ekibin, internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği araştırmaya, 17 ve 50 yaşları arasında 216 (%60,5) kadın ve 141 (%39,5) erkek olmak üzere 357 kişi katıldı.

Katılımcıların cinsiyetlere göre dağılımı, %57,2 kadın, %42,8 erkek oldu. Araştırmaya katılma oranı kadınlarda daha yüksekken, erkekler ise anket sorularına daha fazla oranda cevap verdiler.

 

Haberin Devamı

Çeşitli araştırmalara göre; en yaygın cinsel mitler

Kadın ve erkek sevişirken eş zamanlı orgazm olmalıdır.
Sevişmeyi kadın başlatmaz, aksi halde ahlaksız  kabul edilir.

Sık mastürbasyon yapanın boyu kısa kalır zaten günahtır.
Erkek cinsel organının büyüklüğü onun cinsel gücünü gösterir.

Eşcinseller psikiyatrik açıdan hastadır.

Cinsel ilişkiyi mutlaka erkek başlatır.

Erkek kadına nasıl zevk vereceğini bilir.

Sevişme anında iki taraf orgazm olursa ancak doyuma ulaşılır.

Cinsel ilişki içerisinde mastürbasyon yapılmaz.

Erkek cinsel organı sevişme anında sertleşmezse, artık  eşini çekici bulmuyordur.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!