Cinnah fısıltıları

Güncelleme Tarihi:

Cinnah fısıltıları
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2002 01:38

Hess formülü için patent tartışması

ABDULLAH Öcalan için Rudolf Hesse formülünün uygulanması geçen hafta üst düzey bir askeri yetkilinin gazetecilerle sohbetinden sonra Türk kamuoyunun gündemine geldi ve geniş destek gördü. Bu formül, Hitler'in sağ kolu, savaş suçlusu Rudolf Hess'in affa tabi olmadan hücrede ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı ceza yöntemi için kullanılıyor. Kamuoyuna üst düzey bir askeri yetkilinin açıklamasıyla yansımasına karşılık, bu formülün patenti konusunda Ankara'da ilginç bir tartışma var.

Dışişleri Bakanlığı çevreleri ‘‘Bu bizim önerimiz’’ deyip, ekliyorlar:

‘‘Bu, AB'ye yönelik hazırlıklar sırasında AB Genel Sekreterliği ve askerler arasında yürüttüğümüz görüşmeler sırasında ortaya çıkan bir düşüncedir.’’

ANAP Sinop Milletvekili Yaşar Topçu ise ‘Hess formülü’nün fikir babasının kendisi olduğunu belirtiyor. Gerçekten de Topçu, geçen şubat ayında ANAP grubunda bu formülü ortaya atmıştı. Topçu, bu konuda şöyle diyor: ‘‘Ben bu formülü önce Ocak ayında genel başkanım Mesut Yılmaz'a anlattım. Kendisi öneriyi çok beğendi ve ‘Bunu gerektiğinde kullanırız' dedi. Şubatta grup toplantısının basına kapalı bölümünde gündeme getirdim. Ardından bir general arkadaşım beni aradı ve konuşma metnini istedi. Bu metnin Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a iletildiğini biliyorum.’’

Topçu’
nun tek hatası var: Öneriyi ortaya attığında Türk Standartlar Enstitüsü'nden patent hakkını almaması...


Bürokrat dayanmıyor


MHP'li Devlet Bakanı Prof. Tunca Toskay, işinde başarılı bulunan ve pek çok ödül toplayan Dış Ticaret Müsteşarı Kürşat Tüzmen'i görevden aldı ve Japonya'ya dış ticaret müşaviri olarak atadı. Dış Ticaret bürokrasisinden yetişenTüzmen, emekliliğini istedi ve kendisini ‘‘vazife şehidi’’ olarak nitelendirdi. 2’nci şehit adayı Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı Şefik Yıldızeli. O da, DİE içinden yetişme. Görevden alınmasına ilişkin kararname imzada. 3’üncü şehit adayı ise DPT Müsteşarı Dr. Akın İzmirlioğlu. Toskay ile İzmirlioğlu çok uzun zamandan beri konuşmuyorlar. Toskay, İzmirlioğlu'nu görevden almak istedi, ancak MHP lideri Bahçeli, izin vermedi.


Asude Hanım köpeğini yalnız bırakıyor


BAŞBAKAN Ecevit'in Oran'daki evine randevusuz girebilen tek kişi Rahşan Ecevit'in kız kardeşi Asude Aral.

Asude Hanım'
ın eve büyük bir çantayla girdiğine bakılırsa, ablasına ev işlerinde yardımcı olduğu bile söylenebilir.

Ankara'daki Amerikan Haberler Merkezi'nden emekli olan ve yalnız yaşayan Aral, Çankaya'da Abidin Daver Sokak'ta oturuyor. Yalnızlığını paylaştığı tek canlı ise köpeği.

Gelgelelim, bu iri kıyım köpek apartman hayatından bir hayli mutsuz olmalı ki, bütün gün havlıyor.

Komşular Asude Hanım'ın dairesinin önünden geçerken köpeğin içeriden kapıyı tırmaladığını duyuyorlar. Havlamalar bazen, inlemeyle ağlama arası seslere dönüşüyor.

Apartman sakinlerinin şikáyeti ses değil.

Galiba köpeğin durumuna duydukları üzüntü, sesin yol açtığı rahatsızlığın üstüne çıkıyor.


IMF toplantısında caz rüzgarları


Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi'nin caz müziğine olan düşkünlüğü, Ankara bürokrasisini bilenler için sır değil. Öyle ki, basında zaman zaman mali alanda merak edilen konulara ilişkin makaleler de yazan Hamzaçebi'nin, çok etkilendiği bir konser ertesinde planladığı vergi yazısını iptal ederek, yerine dünyanın önde gelen basçılarından Charlie Haden'ı yazdığı bile olmuştur.

IMF'nin Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen ile Türkiye Temsilcisi Odd Per Brekk, geçen hafta tamamladıkları ‘İkinci Gözden Geçirme’ sırasında Hamzaçebi'ye rutin ziyaretlerini gerçekleştirirler. Ziyaret sebebi, kuşkusuz bu yılın ilk 4 aylık vergi gelirleri tahsilatıdır. Kahkonen ile Brekk, Gelirler Genel Müdürlüğü'nün, cumhuriyetin ilk yıllarında Başbakanlık olarak hizmet vermiş tarihi binasındaki makam odasına girdiklerinde, kendilerini önce bir müzik karşılar.

Çalışma saatlerinde dahi bilgisayarından caz disklerini eksik etmeyen Hamzaçebi konuklarına ‘‘Hoş geldiniz’’ derken, Odd Per Brekk, ‘‘Çalan müzik Chick Korea mı?’’ diye sorar. Hamzaçebi gibi sıkı bir cazsever olan Brekk doğru tahmin etmiştir. ‘‘Evet’’ der Hamzaçebi ve çalan albümün Gary Burton ile Chick Korea'nın ortak çalışması olduğunu söyler ve ekler: ‘‘Caz, insanın ufkunu açar. Analitik çözümler üretmesine yardımcı olur. Biz de IMF toplantılarına böyle hazırlanıyoruz.’’

Kemal Derviş'
in IMF destekli programı, böylece ‘caz destekli’ bir programa da dönüşmüş bulunuyor.


Prezervatif krizi


Tayyip Erdoğan'ın partisi bugünlerde, sürpriz krizle çalkalanıyor. İşin garibi, krizin kaynağını ‘prezervatif’ ve ‘doğum kontrol hapı’ gibi, hiç de bu partinin siyasi çizgisiyle kesişmeyen ‘seks’ objelerinin oluşturması. Olay, partinin Grup Başkanı Bülent Arınç'ın, Ankara DGM tarafından incelemeye alınan eski konuşma kasetlerinin içeriğinin su yüzüne çıkmasıyla patlak verdi.Arınç, 1990’da Konya'da Milli Gençlik Vakfı'nın toplantısında, türbandan laikliğe kadar görüşlerini aktardıktan sonra, sözü üniversitelere getiriyordu. Arınç'ın hedef aldığı üniversite ise Doğramacı ailesinin gözbebeği ‘Bilkent’ idi.Arınç, bu konuşmasında şöyle diyordu: ‘‘Üniversite kantininde krakerden çok doğum kontrol hapı ve prezervatif satılıyor. Her yerde, ‘Aşk yap, çocuk yapma' yazıları var...’’

Arınç
’ın bu sözleri AKP’de ciddi sıkıntıya yol açtı. Çünkü, Arınç'ın, ‘krakerden çok prezervatif satıldığını’ iddia ettiği bu üniversitede, partisinden bir arkadaşı da yıllardır öğretim üyesi olarak görev yapıyordu. Hem de, neredeyse Arınç'ın bu konuşmayı yaptığı günlerden beri. 1992'den Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, Arınç'ı yalanladı:

‘‘Bülent Bey yanlış yönlendirilmiş, Kampusta prezervatif ve doğum kontrol hapı satıldığını görmedim.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!