Cinnah fısıltıları

Güncelleme Tarihi:

Cinnah fısıltıları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2004 00:00

Bir teÅŸekkür bile etmiyorTÃœRKÄ°YE’nin yerleÅŸmiÅŸ bir devlet geleneÄŸi, baÅŸbakanların yurtdışı gezilerinde yaptıkları basın toplantılarına çıkarken muhakkak yanlarına o ülkedeki büyükelçiyi ve DışiÅŸleri’nin üst kademelerini de almak olurdu.Bu gelenek, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz’ın baÅŸbakanlıklarının deÄŸiÅŸmez görüntüsüydü.Bu aynı zamanda baÅŸbakanların DışiÅŸleri’ne verdikleri deÄŸeri kamuoyu önünde göstermelerine de vesile oluÅŸtururdu.AKP ile bu gelenek önemli ölçüde terk edildi. AKP’de parti ÅŸahsiyetleri diplomatların yerini aldı. MUZAFFER VEKÄ°LLER! Bu durumun en çarpıcı görüntüsü geçen nisan ayında Ä°sviçre’nin Buergenstock kasabasında gerçekleÅŸen yoÄŸun Kıbrıs müzakerelerinden sonra yaÅŸanmıştı. Görüşmelerin anlaÅŸmayla sonuçlanması nedeniyle düzenlenen törenin yapıldığı salonda AKP’li milletvekilleri ve parti yöneticileri Türk heyetine ayrılan masa ve sandalyeleri doldurunca, diplomatlar olayı uzaktan seyretmekle yetinmiÅŸlerdi.Oysa günlerce süren kritik görüşmelerin büyük bir bölümünü diplomatlar yürütmüş, formüllerin çoÄŸunu onlar üretmiÅŸlerdi. Bir iki istisnası hariç tutulursa, orada bulunmak dışında sürece fazla bir katkısı olmayan AKP’li milletvekilleri ise muzaffer bir edayla masaya çoktan oturmuÅŸlardı bile.VEKÄ°LLERE TEÅžEKKÃœR Bunun bir benzeri geçen cuma günü AB görüşmelerinin sonuçlanmasından sonra ErdoÄŸan’ın Brüksel’deki basın toplantısında yaÅŸandı. AKP’li milletvekilleri yine tam kadro ErdoÄŸan’ın yanında dizildiler.Bu arada, basın toplantısını açarken tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlamasına giden yolda katkıda bulunanlara teÅŸekkür eden BaÅŸbakan’ın, CHP milletvekilleri, muhalefet milletvekilleri ve Avrupa Parlamentosu üyelerini de sayarken, bürokrasi içinde bu alanda en yoÄŸun mesaiyi sergileyen DışiÅŸleri Bakanlığı mensuplarını es geçmesi ilginçti.Bilin bakalım kim kime ‘abi’ diyorBRÃœKSEL’deki pazarlıklar kıran kırana geçti. Nefesler tutuldu, ‘Türkiye’ye dönüyoruz’ restleri çekildi, sert sözler sarf edildi.Basına yansıyan bazı haberlere göre, ErdoÄŸan Ä°ngiltere BaÅŸbakanı Tony Blair, Ä°talya BaÅŸbakanı Silvio Berlusconi ve Alman ÅŸansölyesi Gerhard Schroder ile görüşmnesinde sinirlerine hakim olamamış ve ‘Yeter artık. Siz beni ciddiye almıyorsunuz. Bitirelim bu iÅŸi’ diyerek odadan çıkmıştı.Buna göre, DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, ErdoÄŸan’ın peÅŸinden koÅŸarak ‘Abi, lütfen yapma, bir daha deneyelim’ diyerek kendisini ikna etmiÅŸti. Gül, ErdoÄŸan’a gerçekten de ‘Abi’ diye mi hitap ediyordu?Gazetecilerin bu sorusuyla karşılaÅŸtığında Gül, ‘Ben Tayyip bey’den dört yaÅŸ büyüğüm’ demekle yetindi. Yani, bunun söz konusu olamayacağını hissettirdi. Meclis Albümüne göre, Gül 1950, ErdoÄŸan da 1954 doÄŸumlu. Gerçekten de aralarında tam dört yaÅŸ fark var.TEÅžKÄ°LATTA TERSÄ°NE...Anlaşıldığına göre, geçmiÅŸte ikisi arasında resmiyetten uzak, daha senli-benli bir iliÅŸki varmış, ancak daha sonra araya unvanlar ve siyaset dengeleri girince karşılıklı hitaplar biraz resmileÅŸmiÅŸ.Bu arada Gül’ün Ä°ktisat Fakültesi öğrencisi olarak Milli Türk Talebe BirliÄŸi’nin Ä°stanbul BaÅŸkanlığı’nı yaptığı dönemde ErdoÄŸan da Ä°mam Hatip Lisesi öğrencisi olarak birliÄŸin ‘orta mektepler’ sorumlusuymuÅŸ.Her ikisi üniversite, lise ve orta okul çağındaki gençler arasında Ä°slamcı kimlikleriyle teÅŸkilatçılık yaptıkları dönemde MTTB hiyerarÅŸisi içinde ErdoÄŸan Gül’e ‘Abi’ diye hitap edermiÅŸ.AB kararı için çok emek verdilerBAÅžBAKAN Tayyip ErdoÄŸan ve DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, AB’den ‘tam üyelik hedefiyle’ müzakere tarihi alınması için yoÄŸun bir siyasi mesai yürütürken, son saniyeye kadar sürecek olan kıran kırana diplomasi savaşının perde arkasında oldukça kalabalık bir kadro vardı. Bu kadro içinde DışiÅŸleri Bakanlığı önemli bir yer tutuyor. DışiÅŸleri eski MüsteÅŸarı UÄŸur Ziyal’in döneminde baÅŸlayan bu süreçte, pazarlığı yürüten diplomasi kadrosuna ÅŸimdiki müsteÅŸar Ali Tuygan baÅŸkanlık etti. Ancak geçen ay Roma BüyükelçiliÄŸi’ne giden Ziyal Brüksel’e çaÄŸrıldı ve yine kilit bir rol oynadı. Brüksel’e çaÄŸrılan üç büyükelçi daha vardı: Ä°spanya Büyükelçisi Volkan Vural ve hukuk alanındaki uzmanlığı ile tanınan Türkiye’nin Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki daimi delege büyükelçi Deniz Bölükbaşı ve Lahey Büyükelçisi Tacan Ä°ldem.Müzakere sürecinde AB Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar, DışiÅŸleri’nin AB’den sorumlu MüsteÅŸar Yardımcısı Volkan Bozkır, Kıbrıs’tan Sorumlu MüsteÅŸar Yardımcısı ErtuÄŸrul Apakan, AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi OÄŸuz Demiralp ön plana çıkan isimler oldular. Bu kadroyu tamamlayan isimler arasında AB Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Acet, DışiÅŸleri AB Genel Müdürü Naci Akıncı, Genel Müdür Yardımcısı AyÅŸe Asya, AB Daire BaÅŸkanı AyÅŸe Sezgin ve AB Genel SekreterliÄŸi Siyasi Ä°ÅŸler Daire BaÅŸkanı Aslıgül Üğdül de önemli roller oynadılar.Avrupa’da kamuoyu oluÅŸturma yönündeki faaliyetlerde de Ahmet Sever ve Kaya Türkmen’in yönetimindeki AB Ä°letiÅŸim Grubu’nu (ABÄ°G) da bu çerçevede saymak gerekiyor. AB aleyhine attığım nutukları duysaydınızBAÅžBAKAN Yardımcısı Mehmet Ali Åžahin, önceki gün EsenboÄŸa Havaalanı’nın Åžeref Salonu’nda Brüksel dönüşü ilk kez Ankara’ya ayak basacak olan BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan’ı beklerken, ‘Hey gidi günler hey’ diye söze girdi.Bakışlarında, ses tonunda bir hayatın muhasebesi, özeleÅŸtirisi okunuyordu. ‘Ah...’ diye devam etti Åžahin: ‘Benim eskiden AB aleyhine attığım nutukları bir duysaydınız...’ AKP’nin Trabzon Milletvekili Kemalettin GöktaÅŸ, geride kalmadı:‘Eskiden Avrupa BirliÄŸi’ne ne kadar da karşıydık. Ne çok ÅŸey söyledik. Ama zaman insanı deÄŸiÅŸtiriyormuÅŸ.’ Siyasi hayatlarının büyük bir bölümünü Milli Görüşçü olarak Necmettin Erbakan’ın rahle-i tedrisinde AB karşıtlığı yaparak geçiren, ‘Onlar ortak, biz pazar’ diyen Åžahin ve GöktaÅŸ, belli ki ciddi bir özeleÅŸtiri süreci içindeydiler. Geçen hafta CNN-Türk’ün 32. Gün programında Rıdvan Akar’ın hazırladığı AB belgeselinde yayımlanan 10 yıl öncesine ait bir arÅŸiv filmi de bu muhasebeye ışık tutacak nitelikteydi.Görüntüde ErdoÄŸan, 1992 yılında Refah Partisi’nin Ãœmraniye ilçe örgütü binasının açılışında yaptığı konuÅŸmada Kıbrıs’ı satmak isteyenler ve AB’ye şöyle verip veriÅŸtiriyordu:‘Şu anki düzen Kıbrıs’ı vermek istiyor. Nereye? Rumlar’a...Kimin öncülüğünde? Butros Gali’nin öncülüğüyle. Ve hükümet ÅŸu anda sıkıştı. Vermek istiyor. Fakat arkasına bakıyor ki, dün ver diyenler kayboldu. Çok enteresan!. Bir taraftan da ÅŸimdi Avrupa TopluluÄŸu’na girmek için koÅŸturuyor. Onlar bizi Avrupa TopluluÄŸu’na almamayı düşünüyorlar. Eee!.. Biz de girmemeyi düşünüyoruz. Avrupa TopluluÄŸu’nun asıl adı Katolik Hıristiyan Devletler BirliÄŸidir.’Ne demiÅŸler, mazi kalbimde bir yaradır...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!