OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 18, 2004 00:00
Meclis, Meclis olalı böyle zulüm görmediMECLİS lokantasında müzik eşliğinde servis yapılacağı duyurulduğunda herkes, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın bu icraatından pek memnun kalmıştı. Ancak, bu icraatın ‘Meclis, Meclis olalı böyle zulüm görmedi’ dedirtecek bir nitelik kazanabileceği kimsenin aklına gelmemişti.VEKİLLER FONDA Lokantadaki ilk müzik namelerini duyanların yüzünde önce bir tebessüm oluştu. Meclis yönetiminin kararıyla ‘bestekar milletvekillerinin eserlerinden oluşan CD’ yayına verilmişti. Yılmaz Karakoyunlu’dan Zülfi Livaneli ve Mustafa Kul’a kadar önemli bestekar vekillerin eserleri önce ilgiyle dinlendi.2 YILLIK EZİYET Ancak CD’deki bestelerin tümü aynı formatta seslendirilmişti. Klasik Türk Müziği Korosu, Livaneli’nin ‘Belalım’ şarkısını da, Mustafa Kul’un türküsünü de aynı tarzda söylemişti. İlk günler ilginç gelen CD, tam iki yıl boyunca, her öğle yemeğinde, hep aynı ton ve aynı tarzda çalınmaya devam edilince, lokantada isyan başladı.MESAM İZNİ VAR Lokantada zaman zaman ‘Yeni şarkı başlamadan kalkalım abi...’ sözleri bile duyulmaya başlandı.MESAM’dan sanatçıların eserlerini çalma izni almasına rağmen, TBMM yönetiminin iki yıldan beri aynı CD’yi çalması, ‘Herhalde lokantaya gelenlerin sayısını azaltmak için yapıyorlar’ esprisine de yol açıyor.Gündüz diplomat gece edebiyatçıAB Komisyonu’nun Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasını tavsiye eden kararında en çok emeği geçen diplomatlar arasında kuşkusuz Türkiye’nin AB Büyükelçisi Oğuz Demiralp de yer alıyor. Büyükelçi Demiralp, Komisyon’dan olumlu bir karar çıkması için geceli gündüzlü çalıştı, Ankara ile Brüksel arasındaki köprü olarak
son dakika pazarlıklarında, örneÄŸin azınlık ifadelerinin bazılarının çıkmasında kritik bir rol oynadı.RESMÄ° DELEGEMÄ°Z Tabii konu Türkiye-AB iliÅŸkileri olunca, malum son zina tartışmasında Demiralp’in AB Komisyonu ile AKP hükümeti arasında ciddi bir ÅŸekilde sıkıştığını tahmin edebilmek hiç de güç deÄŸil. Son dönemdeki sıcak krizler bir tarafa bırakılırsa, Demiralp’in Brüksel’deki mesaisinin önemli bir bölümünü yeni AB Anayasası’nın hazırlıkları üzerinde geçirdiÄŸini söyleyebiliriz. Türkiye’nin yeni AB Anayasası üzerinde yaptırdığı deÄŸiÅŸikliklere iliÅŸkin önergeler bu konferansta Türkiye’yi resmi delege olarak temsil eden Büyükelçi Demiralp’in imzasını taşıyor.ENTELEKTÃœEL ELÇİDemiralp, üstlendiÄŸi bütün bu önemli görevlere karşılık, kendisini hep geri plana çeken çizgisiyle, soÄŸukkanlı ve dengeli bir kiÅŸiliÄŸe ve kuvvetli entelektüel hasletlere sahip bir diplomat olarak tanınıyor. Ä°stanbul doÄŸumlu (1952) olan, liseyi Saint Joseph’te okuyan, ODTÜ’yü bitirdikten sonra 1977’de DışiÅŸleri’ne giren Demiralp, Münih, Tahran, BM Cenevre Ofisi gibi merkezlerde görev yaptıktan sonra 1993-97 yılları arasında Türkiye’nin Avrupa Konseyi nezdindeki Daimi Delege Yardımcısı olarak görev yaptı.GÄ°ZLÄ° KÄ°MLİĞİİsmail Cem 1997’de DışiÅŸleri Bakanı olduktan sonra üç yıl süreyle özel danışmanlığını yapan Demiralp, 2000 yılında 48 yaşındayken büyükelçi unvanını alarak Türkiye’nin merkezi Cenevre’de bulunan Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Daimi TemsilciliÄŸi’ni üstlendi, 2002 yılında da AB TemsilciliÄŸi’ne atandı. Peki, diplomat OÄŸuz Demiralp ile edebiyatçı, yazar OÄŸuz Demiralp arasında bir yakınlık var mı? Büyükelçi Demiralp, 1975 yılında Ankara’da bir araya gelerek seçkin edebiyat dergisi YAZI’yı çıkartan dört arkadaÅŸ Enis Batur, OÄŸuz Demiralp, ErtuÄŸrul Özkök ve Yavuz Çekirge ekibindeki yazar olmasın?TANPINAR OTORÄ°TESÄ°Ä°ÅŸte size Demiralp’in aslında bakanlıktaki meslektaÅŸlarının çoÄŸunun da bilmediÄŸi gizli kimliÄŸi. Demiralp, edebiyat çevrelerinde kendisini kabul ettirmiÅŸ saygın bir eleÅŸtirmen ve deneme yazarı, üstelik Türkiye’nin önde gelen Ahmet Hamdi Tanpınar otoritelerinden biri. Yapı Kredi Yayınları’ndan ‘Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi’nin OÄŸuz Demiralp’le ilgili bölümünde şöyle yazıyor: ‘EleÅŸtirel denemelerinde Türk edebiyatının güçlü kalemleri üzerinde çözümleyici bir yaklaşımla durduÄŸu, adeta ‘özel bir metafizik kurmaya yöneldiÄŸi’ görüldü. Yazılarında ancak Derleme Sözlüğü’nde bulanabilecek, dolaşıma girmemiÅŸ bazı sözcükleri sıkça kullanarak kendine ait bir dil ve anlatım geliÅŸtirdi. Ele aldığı konuları irdelerken gösterdiÄŸi titizlikle üslupçu bir yazar olduÄŸunu ortaya koydu.’ÖĞRENCÄ°YKEN BAÅžLADI Demiralp, ilk yazısı ve ÅŸiir çevirilerini Mehmet Fuat’ın çıkarttığı Cumhuriyet döneminin en saygın edebiyat dergilerinden biri olan Yeni Dergi’de 1973’te yayımladığında henüz ODTÜ’de öğrenciydi. Yazıları daha sonra Yazı, Somut, Tan, YAZKO Edebiyat, DoÄŸu-Batı, Gergedan, Argos ve kitap-lık gibi dergilerde yayımlandı. EleÅŸtirilerinde daha çok Ä°smet Özel, Yusuf Atılgan, OÄŸuz Atay, Abdülhak Åžinasi Hisar gibi çok farklı ekollere mensup romancı ve ÅŸairleri çözümledi.BENJAMÄ°N’İ Ä°NCELEDÄ° Demiralp’ın ‘Kutup Noktası’ adlı kitabı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romancılığını konu alıyor. ‘Tanrı Bakışlı Çocuk’ta ise yirminci yüzyılın en önemli Alman edebiyat eleÅŸtirmeni ve estetik kuramcılarından Walter Benjamin’in yapıtlarını inceliyor. Demiralp’in Ä°ranlı ünlü yazar Sadık Hidayet’in yapıtları üzerine kaleme aldığı ‘Kör Okur’ baÅŸlıklı kitabının yanı sıra ‘Yazı ve Yalnızlık’, ‘Okuma Defteri’ ve ‘GönderilmemiÅŸ Kartpostal Yazıları’ baÅŸlıklı kitapları da var.‘AÄžLATI’SININ PEŞİNDE Öyle anlaşılıyor ki, Demiralp bir taraftan önündeki gizli kriptoları okurken, diÄŸer yandan zihninin arka odalarında Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine notlar alan çift kimlikli bir diplomat. Ve Kör Okur kitabının sonunda vurguladığına bakılırsa, Demiralp, ‘dünyayı gerçekten deÄŸiÅŸtirmek istemiÅŸ, ama göz boyayıcı geçici reçetelere kanamamış aydınların gizli aÄŸlatısının’ peÅŸinde giden bir yazar, pardon diplomat... ErdoÄŸan’ın Amerikan esprisiBAÅžBAKAN Tayyip ErdoÄŸan’ın geçen haftaki kabullerinden biri de AGÄ°T Parlamenterler Asamblesi BaÅŸkanı ABD Kongre üyesi Alcee Hastings oldu. Hastings Floridalı. Bu eyalet ABD’nin en güneyinde, tropikal bir iklime, sıcak bir güneÅŸe sahip. Hastings, görüşmeye ErdoÄŸan’a ‘Size Florida’dan güneÅŸ ışığı getirdim’ diyerek baÅŸladı. ErdoÄŸan, oturduÄŸu yerden karşılık verdi:‘Belli oluyor zaten...’ Hastings, zenciydi.Â
button