OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 26, 2004 00:00
İksirdeki büyük sırBAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz Perşembe günü Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan’ın konuğuydu. ASO’nun Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen Meslek Komiteleri Toplantısı’nda Erdoğan’a ikram edilen içecek dikkat çekti. Küçük bir araştırma, uzaktan bulanık bir portakallı gazozu andıran bu içeceğin, orada sunulan bir ikram olmayıp ‘maiyette getirilen özel formüllü bir sağlık iksiri’ olduğunu ortaya çıkardı.MUTFAĞI KAPATTILAR Görgü tanıklarının anlatımına göre, Başbakan’ın içeceği kendisine eşlik eden korumaları tarafından bir çantada getirilip orada hazırlanmıştı. Başbakanlık koruması, elinde çantayla mutfağa girmiş ve çalışanların çıkmasını istemişti. Sonra çantasından çıkardığı şişedeki sarı sıvıyı bardağa döküp, üzerine vitamin olduğu tahmin edilen bir-iki tablet ile bir toz eklemişti. Hepsinin üstüne de ılık su ekleyerek bardağa koymuştu. COLA TURKA KAMUFLAJI Daha sonra çantasından Cola Turka Light çıkaran koruma, bir başka bardağa da onu koymuş. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra ASO’nun garsonunu çağırarak, iki bardağı da Başbakan’a götürmesini, ancak sarı sıvıyı Başbakan’ın önüne bırakıp kahverengi olanı tekrar geri getirmesini istemiş. Görgü tanıkları, bileşimi anlaşılamayan bu sıvının, yüksek tempolu çalışan Başbakan’ın direncini arttırmaya dönük bir formül içerdiği tahmininde bulunurken, beraber götürülüp geri dönen Cola Turka Light’ın ise bu özel içeceği kamufle etmeye dönük taktik aracı olduğunu söylüyor. Bu açıklamalarla yetinmeyen ve bu gizemli konuda çok yönlü ‘istihbari’ bir çalışma yapan Hürriyet, sonunda sır perdesini biraz araladı.İŞTE ÖZEL FORMÜL ‘İksir’in formülünde limon, bal ve bazı şifalı otlar da vardı. Limon ve balın öncelikle boğazdaki yanmalara, nezleye, bronşite iyi geldiği biliniyor.Formülle ilgili henüz kırılamayan şifre ise şifalı otların hangileri olduğu... Karıcığımı isterim BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan perşembe günü Ankara’da Imedya internet
haber portalının yılın lideri ödülünü aldı. Erdoğan bir ara programı sunan Yasemin Bozkurt ile de sohbet etti. ‘Yasemin’in Penceresinden’ adlı ünlülerin yaşamöykülerini konu alan programı hazırlayan Bozkurt, Erdoğan’a kendi programında kullandığı sürpriz konuk çağırma yöntemini ima ederek, ‘Şu an kapının arkasında biri bekliyor. En çok kimin olmasını istersiniz?’ diye sordu. Başbakan Erdoğan da hiç düşünmeden tek kelimelik samimi bir yanıt verdi: ‘Karıcığımı...’ Bineceği develer yüzyıl önce gitmişKKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın, 20 Temmuz’daki Kıbrıs Barış Harekatı kutlamaları sırasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e söylediği, ‘Egemenlik ve devletten vazgeçerseniz limanları açarız, diyorlar. Deveyle seyahat ederiz, devletten vazgeçmeyiz’ sözleri büyük yankı yarattı. Bu sözler, Kıbrıs için nostaljik bir önem de taşıyordu. Denktaş ‘Deveyle seyahat ederiz’ demişti ama Kıbrıs’ta develerin soyu 100 yıl önce tükenmişti.ARAPLAR GETİRDİ Kıbrıs deveyle M.S. 647’de başlayan Arap akınlarıyla tanıştı. Binlerce deve Suriye ve Mısır’dan Kıbrıs’a mavnalarla taşındı. 1900’lü yıllara kadar da deve adanın en önemli ‘seyahat araçlarından’ birisi oldu. Sıcak ülkelerin gözde yük ve yolcu taşıma hayvanı develerden, Ada’da iktidarı ele geçiren değişik güçler de vazgeçmedi.ŞİMENDİFERE YENİLDİ Öyle ki, tarihi Rum kiliselerinin süslemelerinde bile deve resimleri yer aldı. Ancak 1902 yılında Kıbrıs’ta Lefkoşa ve Magosa arasına yapılan ‘Şimendifer hattı’ deve kervanlarının da sonunu getirdi. Ve bu yokoluş, Kıbrıs Araştırmaları Dergisi’ne, ‘Kıbrıs’ta Yok Olan Hayvanlardan Deve’ makalesi ile de bilimsel bir araştırma konusu olarak girdi.SİYASETE BULAŞTI Deve yok oldu ama Kıbrıs-Annan Planı tartışmalarında ‘deve deyimleri, atasözleri’ siyasi literatürde bol bol kullanıldı. Denktaş’ın hemen hemen tüm gazetelere başlık olan ‘Deveyle seyahat ederiz, devletten vazgeçmeyiz’ benzetmesinin yanı sıra, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, ‘Kıbrıs sorunu yoktur diyerek veya devekuşu gibi başımızı kuma gömerek gerçeklerden kaçamayız’ diyerek kervana katıldı.ADI YADİGAR KALDI Annan Planı’na, karşı çıkan Ada halkının ‘Yok deve...’ tepkisini gösterdiği, planı destekleyenlerin ise getirilen değişikler için ‘Atla deve değil’ karşılığını verdiği de dolaşan fısıltılar arasında. Gelinen nokta ise, kendi giden ismi yadigar kalan develer konusunda ‘yitik’ bir deyişi akla getiriyor:‘Neler geldi neler geçti felekten /Un elerken deve de geçti elekten.’Eskidenmiş...KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın açıklamasında da geçen develer, Kıbrıs’ta 1897 yılında Limasol’daki bir hanın önünde dinlenirken (en üstte)... Bugün ise Ada’da hiç deve yaşamıyor.‘Önce Mülkiye, sonra Türkiye’ yapmasınlarBAŞBAKANLIK Müsteşarı Ömer Dinçer, geçtiğimiz ay Maliye Bakanlığı’nda bir konferans verdi. Bakanlık üst düzey yöneticileri için özel olarak düzenlenen konferansta Dinçer, kamunun yeniden yapılanması kapsamında Kamu Yönetimi Reformu’nu anlattı.ÇELİŞKİYE DÜŞTÜToplantıya katılan bürokratlar, dia gösterileri eşliğinde yaklaşık üç saat süren konferansta, Dinçer’in genel olarak ‘itiraz edilemeyecek’ şeyler söylediğini, ancak bariz bir çelişkiye düştüğünü aktardı. Erzurum
Atatürk Ãœniversitesi mezunu olan ve akademik unvanlarını ise pek çok AKP’lide olduÄŸu gibi Marmara Ãœniversitesi’nden alan Dinçer, ‘Önce Mülkiye, sonra Türkiye’ anlayışından yakınmış. Banda da alınan konferansta Dinçer, SBF mezunlarının ezici çoÄŸunlukta olduÄŸu Maliye Bakanlığı bürokratlarına, ‘Önce Mülkiye sonra Türkiye’ anlayışından vazgeçilmesi tavsiyesinde bulunmuÅŸ. ÖNYARGIDAN KURTULSUNAncak Dinçer, konuÅŸmasının ilerleyen bölümlerinde bürokrasideki önyargıların kırılması gerektiÄŸini de söylemiÅŸ. Hal böyle olunca, Mülkiyeli bürokratlar da kendi aralarında ‘KeÅŸke kendisi de Mülkiye önyargısından kurtulsa’ serzeniÅŸinde bulunmuÅŸ. Â
button