Cinnah Fısıltıları

Güncelleme Tarihi:

Cinnah Fısıltıları
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2003 00:00

Son telekulak kurbanı Ä°ngiliz BüyükelçisiANKARA'daki yabancı diplomatlar arasında bugünlerde ciddi bir tedirginlik yaÅŸanıyor. Pek çok büyükelçi, telefonda konuÅŸurken aşırı bir dikkat içinde davranıyor, sözcükleri çok seçerek konuÅŸuyor. ÇoÄŸu, hassas siyasi konulara girmemeyi tercih ediyor.Çünkü, konuÅŸmalarını ertesi günü Türk gazetelerinden okumaktan korkuyorlar. Bu tedirginliÄŸin nedeni, Ä°ngiltere'nin Ankara'daki Büyükelçisi Peter Westmacott ile AB Komisyonu'nun Türkiye'den sorumlu eski Direktörü Michael Leigh arasında yapılan bir telefon konuÅŸmasının metninin basına yansımış olması. Milliyet'in Ankara Temsilcisi Fikret Bila, geçen hafta başında yayına giren ‘‘Sivil Darbe GiriÅŸimi ve Ankara'daki Irak SavaÅŸları’’ baÅŸlıklı yazı dizisinin ilk gününde bu konuÅŸmanın geniÅŸ bir özetine yer verdi. Bila, bu konuÅŸmanın deÅŸifre edilmiÅŸ resmi belgesinin ‘‘Çok Gizli’’ kaydını taşıyan fotokopisini aynı adı taşıyan kitabının sonuna ekledi. Bila, devlet memuru deÄŸil gazeteci. Eline belge geçti mi, tabii ki kamuoyuna ulaÅŸtıracak.HÃœKÃœMETE ÖZEL SERVÄ°STürk devletinin bu resmi belgesine göre, konuÅŸma 17 Temmuz 2002 tarihinde Brüksel'deki AB Komisyonu'ndan Leigh'in Westmacott'u arayıp, ‘‘Merhaba Peter. Wolfowitz ve Mark Grossman'ın ziyaretiyle ilgili olarak arıyorum. Bu konuda söyleyeceÄŸin bir ÅŸeyler varsa, bunu Bay Verheugen'e bildireceÄŸim’’ diye söze girmesiyle baÅŸlıyor. KonuÅŸmanın önemli bir bölümünde Westmacott, Türkiye'deki siyasi geliÅŸmeleri aktarıyor, erken seçim olasılığına deÄŸinip, o tarihte birlikte parti kurmaya doÄŸru yönelen Ä°smail Cem, Hüsamettin Özkan ve Kemal DerviÅŸ'in baÅŸarı ÅŸanslarını tahlil ediyor. Belli ki, Ankara'daki Ä°ngiliz BüyükelçiliÄŸi'nin telefonları bir devlet kuruluÅŸumuzun teknik izlemesi altındaymış. Ve bu kuruluÅŸumuz, konuÅŸmayı baÅŸtan sona kaydederek Türkçe'ye çevirmiÅŸ ve hükümete servis yapmış. Bu kuruluÅŸ, doÄŸrudan BaÅŸbakan'a baÄŸlı olarak çalışıyor. O dönemde BaÅŸbakanlık makamında oturan kiÅŸi, partisinden kopmalar nedeniyle DerviÅŸ-Özkan-Cem üçlüsünün siyasi hamlelerinden rahatsız olan Bülent Ecevit'ten baÅŸkası deÄŸildi. Böylece yabancı büyükelçilerin iç politikaya iliÅŸkin tahlillerinin de bu devlet kuruluÅŸunun görev alanına girdiÄŸi ortaya çıkıyor.LONDRA RAHATSIZ OLDUDönemin devlet adamlarının bu yöndeki servislerden çok memnun kaldıkları tahmin edilebilir. Elçiliklerin telefonlarının istihbarat örgütlerince dinlenmesi pek çok ülkede karşılaşılan bir durum. Aradaki fark, bu ülkelerdeki devlet adamları kendi istihbarat örgütlerini zora sokmamak için bu tür dinleme raporlarını basına sızdırmıyorlar.Sonuçta Ä°ngiliz hükümetini ciddi bir ÅŸekilde rahatsız eden, ilgili devlet kuruluÅŸunu da zor duruma sokan tatsız bir diplomatik sorun ortaya çıktı. Bu tatsızlık yaÅŸanırken Ä°stanbul'da meydana gelen patlama, sorunun geri plana düşmesine yol açtı. Aslında bunun zamanı da deÄŸil. Bugünler, Türk ve Ä°ngiliz servisleri için El Kaide'ye karşı birlikte hareket etme zamanı.Ankara’ya ‘Fransız’GEÇENLERDE Ankara'da aralarında gazetecilerin de dahil olduÄŸu bir dizi ÅŸahsiyet Fransa'nın Ankara'daki Büyükelçisi Bernard Garcia'dan bir davetiye aldı. Garcia, davetiye sahiplerinden 20 Kasım PerÅŸembe akÅŸamı saat 19.30'da ‘‘Yeni Beaujolis’’ kutlamaları vesilesiyle vereceÄŸi resepsiyonu onurlandırmalarını rica ediyordu. Beaujolis, Fransızlar'ın ünlü yeni hasat ÅŸaraplarının adı. Belli ki, büyükelçi yeni Beaujolis ÅŸaraplarını dostlarıyla birlikte kutlamak istemiÅŸ.Bunda bir anormallik yok. Terslik, davetiyenin sol alt köşesinde yer alan resepsiyon adresinde. Ankara Büyükelçisi'nin verdiÄŸi davetin mekánı Ä°stanbul BeyoÄŸlu'nda 22. Nuru Ziya Sokağı'ndaki Palais de France, yani Fransız Sarayı. Ankara'da görevli bir büyükelçinin davetlerini Ä°stanbul'da vermesi pek sık karşılaşılan bir durum deÄŸil. Diplomatlara göre, protokole de pek uygun düşmüyor.Ancak davet Garcia'dan gelince pek ÅŸaşırtıcı olmuyor. Çünkü, Garcia'nın zamanının önemli bir bölümünü Ä°stanbul'da geçirdiÄŸi biliniyor. Bu Fransa'nın Ankara'daki temsili açısından sorun yaratıyor. Avrupa'nın diÄŸer büyükleri Ä°ngiltere ve Almanya, Ankara'da prezansı kuvvetli büyükelçiler tarafından temsil edilirken, Fransa'nın prezansında ciddi bir boÅŸluk yaÅŸanıyor. AB'nin en büyüklerinden biri olma iddiasındaki Fransa açısından bu iddiaya ters düşen bir durum yaratıyor.Garcia'nın durumu DışiÅŸleri Bakanlığı çevrelerinde de kaÅŸların kalkmasına yol açıyor. Çünkü, 2004 yılı Türkiye'nin AB'deki geleceÄŸi açısından belirleyici bir yıl olacak. Fransa'nın tam üyelik müzakereleri için tarih verilip verilmemesi kararında anahtar bir rol oynayacağı hatırlandığında, Ankara'daki geliÅŸmelerin Paris'e aktarılması da yaÅŸamsal bir önem kazanıyor. Garcia'nın özel durumu Paris'in mesajı olarak alınırsa, Fransa'nın tutumunun ÅŸimdiden olumsuz bir çizgide durduÄŸuna hükmedilebilir.AKP ve CHP'nin NATO ittifakıAKP ile anamuhalefet partisi CHP arasındaki iktidar-muhalefet çekiÅŸmesi deÄŸiÅŸik yorumlara neden oluyor.Bu çekiÅŸme yurtiçinde tüm hızıyla sürerken zaman zaman yurtdışında askıya da alınabiliyor. NATO Parlamenterler Asamblesi'nin yıllık Genel Kurul toplantısına katılmak için ABD'nin Orlando ÅŸehrine giden AKP ve CHP milletvekilleri, vatandan binlerce kilometre uzakta önemli bir birlikteliÄŸe imza attılar.Genel Kurul'un 10 Kasım'daki oturumunda Atatürk'ü anma çaÄŸrısında bulunan milletvekilleri, heyet üyesi AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem'in gelecek dönemki baÅŸkan yardımcılığı için ortak kulis de yaptılar.Muhafazakár kanat üzerindeki baskıyı AKP Ä°stanbul Milletvekili Egemen Bağış kurarken, sosyalist cephe içinde ise CHP Ä°stanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel kulis yaptı. CHP'li Gürel, böylece yurtiçinde muhalefet ettiÄŸi AKP'nin bir milletvekili için yurtdışında çalışmış oldu.Bu kulisler sayesinde baÅŸkan yardımcılığını hemen hemen garantileyen Vahit Erdem, bu görevi üstlendiÄŸinde kendi milletvekilleri kadar, rakip partinin milletvekillerine de teÅŸekkür etmek durumunda kalacak.Ali bırak koltuÄŸu, eve gelTÃœRK ekonomisinin genç patronu Devlet Bakanı Ali Babacan, göreve geldiÄŸinden beri Hazine MüsteÅŸarlığı'ndaki makamında gece geç saatlere kadar çalışmasıyla tanınıyor.Mesai saati kavramını pek fazla tanımayan Babacan aynı zamanda genç bir aile babası. Göreve geldikten sonra ikinci kez baba olan Babacan, dost sohbetlerinde sürekli ailesine gereken zamanı ayıramadığından yakınıyor.Hatta BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan'ın Malezya gezisinde gazetecilerle sohbet ederken, çocuÄŸu sorulunca ‘‘Evde o kadar az bulunuyorum ki, her gördüğümde biraz daha büyümüş oluyor. Bazen korkuyorum, bir gün geldiÄŸimde ‘Kim bu adam' diyecek’’ yanıtını vermiÅŸti.Babacan’ın bu çalışma temposundan eÅŸi Zeynep Babacan'ın sık sık ÅŸikáyetçi olduÄŸu da bir sır deÄŸil. Zeynep Babacan'ın gazete sayfalarına da yansıyan bu sitemlerinden birisi de Cinnah Fısıltıları'na ulaÅŸtı. Çok dar bir çevre içinde geçen bu konuÅŸmaya göre Babacan çifti bir Ä°stanbul seyahatinin ardından gece yarısı EsenboÄŸa Havalimanı'na vardılar.Devlet Bakanlığı makam aracına bindikten sonra Ali Babacan eÅŸine dönüp, ‘‘Sen eve git, ben makama gidip biraz daha çalışacağım’’ deyince Zeynep Babacan'ın sitemi arabanın içinde çınladı. Zeynep Babacan, ‘‘Ali bırak ÅŸu koltuÄŸu da artık evine gel’’ deyince Bakan Babacan ailesiyle birlikte evin yolunu tuttu.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!