OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 27, 2003 00:00
‘Caz’a başladıCAZIN artık uluslararası alanda kabul gören tanımlarından biriyle yola çıkarsak, ‘‘Caz, müziğin demokrasisidir’’.ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman da geçenlerde Ankara Caz Derneği'nin, Ankara Caz Festivali'nin tanıtımı dolayısıyla düzenlediği gecede yaptığı konuşmada benzer bir temayla söze girdi:‘‘Caz, her zaman özgürlük hakkındadır. Caz, ifade özgürlüğüdür. Beklenenin, tahmin edilenin ötesine bakabilme özgürlüğüdür.’’Edelman, ekledi:‘‘Caz, aynı zamanda benim çalışma dünyama, yani diplomasiye dahi giren bir Amerikan özelliğidir.’’Edelman, ardından Bosna barışının mimarı, ABD'nin eski BM Daimi Delegesi Büyükelçi Richard Holbrooke'un şu sözlerini hatırlattı:DİPLOMASİ CAZ YAPMAK GİBİ‘‘Herkes diplomasinin bir satranç oyunu olduğunu düşünür. Oysa, diplomasi caz yapmak gibi bir şeydir.’’Edelman, Holbrooke'tan bu alıntıyı yaptıktan sonra salondan kahkahaların yükselmesine yol açan şu sözleri sarf etti:‘‘Doğrusunu söylemek gerekirse, Holbrooke'un ne demek istediğini son haftalarda anlamış bulunuyorum.’’Uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı'nda çalışan, daha önce ABD'nin Finlandiya Büyükelçiliği'ni de yapan Edelman'ın, Holbrooke'un sözünü ettiği caz-diplomasi ilişkisini kurabilmesi için demek ki Ankara'ya adım atması gerekiyordu.ANKARA'DA SOLO ŞARTBu sözler, Ankara'daki mesaisine geçen ağustos ayında başlayan ABD Büyükelçisi'nin kariyerinde çok kısa zamanda geçirdiği evrimin açık sözlü bir itirafı olarak da görülebilir.Edelman, bu sözleri sarf ederken cazı diğer müzik kategorilerinden ayıran emprovizasyon, yani doğaçlama yöntemine de atıf yapıyor olmalı.Belki de, AKP hükümeti ile diplomasi yürütürken, Washington'dan gelen talimatlara bağlı kalmadan doğaçlama gitmesi, sık sık solo yapması gerektiğini anlatmak istiyor.CAZ VE ALATURKA ARMONİAncak Edelman'ın doğaçlama yaparken Ankara'da sıkça duyacağı alaturka armoni kalıplarını kısa zamanda öğrenmesi şart. Aksi takdirde, iki tarafın enstrümanları aynı seslere akortlu olsa da armonik sorunlar çıkabilir.Bu arada, davet sırasında Edelman'la bir gazeteci arasında geçen diyalog gerçekten de Edelman'ın kastettiği gibi cazın diplomasiyle bağlantısını gösterdi. Bu gazeteci, ‘‘Bu akşam burada Irak denkleminin caz boyutunu da konuşacağız’’ deyince, Edelman biraz alınarak şöyle dedi:‘‘Ne o, ABD olarak Irak'ta doğaçlama gittiğimizi mi ima etmek istiyorsunuz?’’Bakalım NATO hangi kamusal alana girecekÖNÜMÜZDEKİ 29 Ekim davetinde bir kez daha yaşanacak olan türban krizi Ankara'da uygulanan devlet protokolünün ikiye bölünmüşlüğünü bir kez daha gündeme getirdi.Ortaya çıkan ikilik, Çankaya Köşkü ve Başbakanlık Konutu'nda yabancı konuklar için verilen resmi ziyafetlerde, iki ayrı tip protokol uygulanmasına yol açıyor.Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in verdiği resmi yemeklerde Türk konuklar arasında türbanlı herhangi bir davetli bulunmuyor.Sezer gönderdiği davetiyelerde Başbakan Tayyip Erdoğan'ı eşli davet etmesine rağmen, Erdoğan Cumhurbaşkanı'nın hassasiyetini bildiği için eşi Emine Erdoğan'ı götürmüyor.BAŞBAKANLIK'TA EŞLİHer seferinde Erdoğan'ın özel kaleminden bir görevli Çankaya protokolünü arayarak Başbakan'ın yemeğe eşsiz katılacağını bildiriyor.Erdoğan kabinedeki çalışma arkadaşlarını da tembihlediği için, AKP'li bakanlar da bu konuda aynı şekilde davranıyor.Sezer'in de ‘‘Emine Hanım davetime gelmedi, çok ayıp etti’’ türünden bir üzüntü yaşamadığı tahmin ediliyor.Buna karşılık, Erdoğan'ın Başbakanlık Konutu'nda Ankara'ya gelen yabancı başbakanlar için verdiği resmi yemeklerde hem Emine Erdoğan, hem de AKP'li bakanların eşleri türbanlarıyla hazır bulunuyorlar.Ancak muhtemelen görüntülerin basında tartışma konusu olması pek arzulanmadığı için Başbakanlık Konutu'ndaki bu davetlere yalnızca Anadolu Ajansı'nın (A.A.) foto muhabiri alınıyor.Erdoğan'ın son olarak Çek Cumhuriyeti Başbakanı Vladimir Spidla onuruna Başbakanlık Resmi Konutu'nda verdiği akşam yemeğinde, Spidla Ankara'ya eşiyle geldiği için Emine Erdoğan da masada eşinin yanında yer aldı.GÖZLER ZİRVEDE Şimdi Ankara'da yanıtı merak edilen konu, gelecek mayıs ayında İstanbul'da düzenlenecek olan NATO zirvesinde hangi protokolün uygulanacağı. Zirveye katılacak olan devlet başkanları ve başbakanlar için verilecek yemeklere Erdoğan, Emine Hanım'la mı katılacak, yoksa Çankaya Köşkü'ne gittiği zamanlarda olduğu gibi yalnız mı?Zirve sırasında hem Sezer, hem de Erdoğan ayrı ayrı yemekler verebileceklerine göre, bakarsınız devlet protokolündeki ikilik NATO toplantısında da ortaya çıkar.‘Sırtımdaki hançeri çek’ diyecek miCHP'yi yıllardır bu üçlü yönetti. Aralarından su sızmazdı. İttihat Terakki'nin Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa üçlüsü İttihatçı yeminiyle ne kadar birbirlerine bağlıysa, onlar da o kadar kenetlenmişlerdi. Önder Sav ve Eşref Erdem her dönem Baykal'ın en yakınında oldular. Ancak son kurultaydan önce çarşaf liste-blok liste tartışmasında Erdem yine Baykal'ın yanında dururken; Sav, liderinin çizgisi dışında hareketlere yöneldi, hatta onu ‘‘ihanet’’le suçlandı. Triumvira (Roma İmparatorluğu'nda Julius Caesar'ın uyguladığı üçlü yönetim), CHP Kurultayı'nda en önde otururken aralarındaki gerginlik her hallerinden belli oluyordu. Bakalım, bir dönem Süleyman Demirel'in Tansu Çiller'e yaklaştığı için Necmettin Cevheri'ye söylediği iddia edilen ‘‘Sırtımdan hançeri çıkar Necmi’’ siteminde olduğu gibi, Baykal da Önder Sav'a hançer meselesini açacak mıEn çok sevdikleri AKP'liASMALI Konak, daha vizyona girmeden Türkiye gündemini etkisi altına almıştı bile. Filmin nasıl sonlanacağı tartışmaları bir yana, her oyuncusu gazete sayfalarında ayrı ayrı yer aldı günlerce.
Film, 17 Ekim'de aynı anda 400 sinema salonunda vizyona girdiğinde filmin sonunda filme katkısı bulunanlar için yer alan ‘‘Teşekkür Listesi’’nde ilginç bir isim dikkat çekti. Bu isim, 17 yıl ABD'de yaşayan, Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun iki dönem başkanlığını yapan ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Dış İlişkiler Danışmanlığı'nı yürüten AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış'tı.Filmin yapımcısı ve yönetmeni Abdullah Oğuz ile de yıllara dayanan bir dostluğu bulunan Bağış, New York'ta yapılan çekimlerin arkasındaki en büyük destekçilerden biriydi. Film çekimleri için ABD'deki çevresini ve ilişkilerini değerlendirerek birçok kapının daha kolay açılmasını sağlayan Bağış, New York'taki çeşitli izinlerin alınmasında da aracılık sağladı. Bağış filmi çok beğendiğini de özellikle vurguladı.NE DE OLSA SEÇMENİSiyasi kimliğinin yanı sıra sanatçılarla arkadaşlığına özel önem veren Bağış'ın Asmalı Konak filmindeki sanatçı ve yönetmen kadrosundaki kişilerle dostluğunun yanı sıra bir başka ilişkisi daha bulunuyor. O da, bu kişilerin Bağış'ın seçmeni olması. Aralarında Abdullah Oğuz'un da bulunduğu birçok sanatçı, Bağış'ın
seçim bölgesi olan Ä°stanbul 2. Bölge'de yaşıyorlar.Â
button