Cinnah fısıltıları

Güncelleme Tarihi:

Cinnah fısıltıları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2002 00:00

Hoca'nın otobüsünden Meclis'e giden yol28 Åžubat sürecinde merkeze alınan valiler arasında en çok dikkat çeken isimlerden biri Konya Valisi Ziyaeddin Akbulut olmuÅŸtu.Akbulut'un ismi kamuoyuna ilk kez, Åžanlıurfa ValiliÄŸi yaptığı dönemde bir dini cemaatin yönettiÄŸi vakfa belediye arazisini düşük ücretle kiraladığı yolundaki iddiaları içeren haberlerle gündeme gelmiÅŸti. Ancak Türk kamuoyunun Akbulut'u asıl yakından tanıması, 1996 yılında Konya Valisi olduÄŸu dönemde Prof. Necmettin Erbakan'la birlikte Refah Partisi'nin seçim otobüsünün üstüne çıkıp, bir de nutuk atmasıyla oldu. Akbulut'la ilgili tartışmaya sonradan iki haber daha eklendi. EÅŸi türban takıyordu. Ayrıca, üzerinde tuÄŸra bulunan ve bir hattat tarafından Osmanlıca olarak ‘‘Vali-i Åžanlıurfa’’ yazılı bir kartvizit bastırdığı da söyleniyordu.3 Kasım seçimlerinin AKP saflarında TBMM'ye taşıdığı isimlerden biri de Ziyaeddin Akbulut oldu. Ãœstelik Akbulut, TBMM İçiÅŸleri Komisyonu BaÅŸkanlığı'na seçilerek oldukça önemli bir görev de üstlendi.İçiÅŸleri Bakanlığı'na iliÅŸkin tüm yasal düzenlemeler artık Akbulut'un önünden geçecek. Gelgelelim, Akbulut, komisyon baÅŸkanlığına seçilmesiyle birlikte eski dosyaların yeniden ortalığa dökülmesinden oldukça rahatsız.Geçenlerde arkadaşımız Nuray Babacan ile yaptığı sohbette, hakkında ortaya atılan iddiaların hepsinin asılsız olduÄŸunu öne sürdü. ÖrneÄŸin 28 Åžubat sürecinde merkeze alınmasını ‘‘28 Subat'la alakası yok. Her dönem yapılan atamalardan biriydi’’ ÅŸeklinde deÄŸerlendiriyor.Refah Partisi'nin seçim otobüsünün üzerinde konuÅŸma yapmasını ise ‘‘Erbakan, Konya'ya baÅŸbakan olarak gelmiÅŸti. Ben de vali olarak baÅŸbakanı karşıladım. Partiyle alakası yoktu’’ diye savunuyor. Osmanlıca kartvizit konusuna gelince, Akbulut, ‘‘O kartvizit Suriye'de bastırıldı. O zamanlar sıkça Suriye'ye geçerek Haseki Valisi ile görüşürdük. Onun bir hediyesiydi’’ savunmasını yapıyor.Akbulut, kartvizitin üzerindeki tuÄŸrayı ise şöyle açıklıyor:‘‘Tamamen sanatsal bir amaçla yapılmıştı...’’ Akbulut'un yeni dönemde Meclis'in en renkli ÅŸahsiyetlerinden biri olacağına şüphe yok.Erbakan'ın ‘aradığı’ vali12 Temmuz 1996'da dönemin baÅŸbakanı Necmettin Erbakan'ın Konya'ya yaptığı ziyaret sırasında Vali Ziyaeddin Akbulut'un parti otobüsüne çıkması büyük yankı yaratmıştı. Akbulut, parti otobüsünün üzerinde yaptığı konuÅŸmada, ‘‘Erbakan'ın baÅŸbakanlığı ile Konya tarihi bir gün yaşıyor’’ demiÅŸti. Vali ile birlikte halkı selamlayan Erbakan da, ‘‘İşte aradığımız valiyi bulduk’’ sözleriyle Akbulut'a övgü yaÄŸdırmıştı.Kopenhag'da gece yarısı diplomasisi12 Aralık'ı 13 Aralık'a baÄŸlayan geceyarısı Kopenhag'da Hilton Oteli'nde Türk delegasyonunun bulunduÄŸu katta tam bir karamsarlık havası hákim olmuÅŸtu. Gerek AKP lideri Recep Tayyip ErdoÄŸan, gerek BaÅŸbakan Abdullah Gül'ün aÄŸzını bıçak açmıyordu. Geç saatlerde yapılan ilk kısa açıklamada, alınan kararın kabul edilemez olduÄŸu duyurulmuÅŸtu.Gazetecilere yansıyan hava, iÅŸin bir kopma noktasına kadar gidebileceÄŸi yolundaydı.Ve devreye iki büyükelçi girdi. DışiÅŸleri MüsteÅŸarı UÄŸur Ziyal ve AB Genel Sekreteri Volkan Vural, uzun seanslarda kararın pekala olumlu deÄŸerlendirilebileceÄŸini vurgulayarak, AB ile bir kopmanın olmaması için yoÄŸun çaba sarf ettiler. Sonunda ErdoÄŸan ve Gül'ün ikna olmasıyla pekala baÅŸka yönlere savrulma potansiyeli taşıyan AB süreci yeniden rayına oturmuÅŸ oldu.Tarikat karşıtı müsteÅŸar...BAÅžBAKAN Abdullah Gül'ün yaptığı ilk atama büyük dikkat çekti. Gül, devlet bürokrasisinin en tepe noktası olan BaÅŸbakanlık MüsteÅŸarlığı'na Kültür Bakanlığı MüsteÅŸarı Fikret Üçcan'ı getirdi.Bu atama, AKP grubunda ciddi bir rahatsızlık yarattı. Üçcan, AKP'ye yakınlığıyla tanınan bir ÅŸahsiyet deÄŸildi. Ãœstelik DSP'li eski Kültür Bakanı Ä°stemihan Talay'ın en yakın mesai arkadaşıydı. Ayrıca, DışiÅŸleri Bakanlığı kökenliydi. Dahası, Mülkiyeli'ydi.Gül, Üçcan'la 1990'lı yılların ortalarında Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi toplantılarına katılmak üzere gittiÄŸi Strasbourg'da tanışmıştı. Aralarında kurulan hukuk, sonradan Üçcan'a BaÅŸbakanlık MüsteÅŸarlığı'nın kapısını açacaktı.Gül Üçcan'ı müsteÅŸar yaparak, hem BaÅŸbakanlık bürokrasisini devlet tecrübesi olan birine teslim etmiÅŸ oluyor, hem de atamalarda parti yakınlığından çok liyakati ve devlet tecrübesini esas alacağını gösteriyordu. Özetle, ‘‘Biz, bizden olmayanlarla da yakın bir ÅŸekilde çalışacağız’’ mesajını vererek, devlet mekanizmasına ve topluma güven aşılamaya çalışıyordu. Üçcan'ın ‘‘Kültür Mirasımız’’ adlı önemli bir kitabı da bulunuyor. Bu kitabında Türkiye'nin kültür mirasını, Anadolu tarihi ekseninde alarak ve Hititlerden baÅŸlatarak bugünlere kadar getiriyor.Üçcan, kitabın sonunda yazdığı Sonsöz'de geleceÄŸe şöyle bakıyor:‘‘Medeniyet yolunu tarikatlara tercih etmenin doÄŸru olduÄŸuna ve Türkiye'nin, dünya milletleri arasında layık olduÄŸu yeri almak için yapmamız gereken iÅŸleri çağın gereklerine uygun olarak en doÄŸru biçimde yapmak zorunda olduÄŸumuza göre, son sözü yine Atatürk'e bırakıyoruz:‘‘Artık duramayız, kesinlikle ileri gideceÄŸiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitmeye mecburuz. Millet açıkça bilmelidir: Medeniyet öyle kuvvetli bir ateÅŸtir ki, ona ilgisiz kalanları yakar ve yok eder.’’AKP grubunda yarattığı rahatsızlığın gerisinde herhalde Fikret Üçcan'ın bu görüşleri de rol oynuyor olsa gerek.Bakalım AKP Lideri Recep Tayyip ErdoÄŸan BaÅŸbakanlık koltuÄŸuna oturduÄŸunda Üçcan'la çalışacak mı?Eski MGK'lar bir baÅŸkaydıVECDÄ° Gönül, 29 Kasım tarihindeki Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) Milli Savunma Bakanı sıfatıyla katıldı.Bu, katıldığı ilk MGK deÄŸildi Gönül'ün. Bu kurula ilk kez bundan tam 25 yıl önce Emniyet Genel Müdürü sıfatıyla girmiÅŸti. Bunu, daha sonra İçiÅŸleri Bakanlığı MüsteÅŸarı sıfatıyla katıldığı MGK'lar izlemiÅŸti.Gönül, geçenlerde 25 yıl önceki MGK'yı şöyle anlattı:‘‘İlk katılışım 1977'dir MGK'ya, Emniyet Genel Müdürü olarak. Sayın Korutürk, Reis-i Cumhur'du. Bütün kuvvet komutanları vardı, ama katılanların adedi daha azdı. Sonra baÅŸbakan yardımcıları katılmıyordu. Ufacık bir odada küçük bir masanın etrafında toplanmıştık. Çok samimi bir toplantıydı. Biz mikrofon bile kullanmıyorduk takdimimizi yaparken; dosyamızı açıp okuyorduk, herkes de dinliyordu.’’‘‘25 yıl sonra aradaki fark ne?’’ diye sorulduÄŸunda Gönül, tebessüm ederek ‘‘Teknoloji çok ileride’’ diye yanıtladı ve ekledi: ‘‘Hava da güzeldi. Çalışma ortamı gayet düzgün. Fevkalade düzgün, hizmet amaçlı bir toplantıydı.’’Gönül, ÅŸakayla karışık bir ekleme daha yaptı:‘‘İkram da daha iyiydi...’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!