Cinnah fısıltıları

335 milyar tazminatı hangi maaÅŸla ödeyecekYAKLAÅžIK üç yıl süreyle BaÅŸbakan Bülent Ecevit'in korumalığını yaptıktan sonra Ä°stanbul 3. bölge 4. sıradan DSP milletvekili adayı olan Recai Birgün'ün başı bugünlerde bir hayli dertte.Bunun nedeni, Birgün'ün geçenlerde bir gazeteye verdiÄŸi demeçte, BaÅŸkent Ãœniversitesi doktorlarını BaÅŸbakan Bülent Ecevit'in saÄŸlığını kasıtlı bir ÅŸekilde tehlikeye atmakla itham etmiÅŸ olması.Birgün'e göre, baÅŸta rektör Prof. Mehmet Haberal olmak üzere BaÅŸkent'in doktorları Ecevit'e tedavisi sırasında ‘‘art niyetle’’ davranmışlardı.YETER, DÄ°YE BAÄžIRMIÅžBirgün şöyle diyor:‘‘BaÅŸbakan'ı kandırdılar, oyaladılar, ama bile bile oyaladılar, baÅŸbakanlık boÅŸluÄŸu yaratmak isteyenlere yardımcı oldular, ekmeklerine yaÄŸ sürdüler. Görüntüyü bozsun diye bilerek kalın korse verdiler. Kalın korse BaÅŸbakan'ı kötü gösteriyordu çünkü... Eve geliyorlardı, kalabalık bir ÅŸekilde, ama inanın çoÄŸu hiçbir ÅŸey yapmadan geri dönüyorlardı.’’Birgün'ün ÅŸu sözlerine bakılırsa, kendisi Prof. Haberal ve Türkiye'nin önde gelen nörologlarından Prof. Turgut Zileli'yi bir güzel azarlamış:‘‘BaÅŸkent Hastanesi'ne son gidiÅŸimizde, ‘Efendim, biraz daha dinlenin' denilince, BaÅŸbakan'ın yanında doktorlara ‘Yeter artık' diye bağırdım.’’Prof. Haberal ve BaÅŸkent doktorlarının Birgün'ün bu demecine tepkileri bir hayli sert oldu.11 DOKTORDAN DAVAGeçen hafta Birgün aleyhine açılan davada, BaÅŸkent Ãœniversitesi Rektörlüğü, Prof. Haberal ve Ecevit'i tedavi eden heyetteki 11 doktordan her biri için ayrı ayrı tazminat talep edildi.Talep edilen tazminat miktarının toplamı 335 milyar lira.Birgün, milletvekili seçildiÄŸi takdirde milletvekili maaşı ile takside baÄŸlayarak, bu paranın bir bölümünü ödeyebilir belki.Ama seçilemez ve görevine dönerse, Emniyet Müdürlüğü'nde en alt derece olan 4. sınıf mütevazı ÅŸube müdürü maaşıyla bu tazminatı ödeyebilmesi bir hayli güç gözüküyor.Bu arada, Birgün'ün nörolojik hastalıklarda mütalaa verebilen ilk emniyet müdürü olarak tıp kongrelerinde tebliÄŸ konusu olması da pekálá mümkün.En iyi adamlarını Ankara’ya gönderdiALMANYA'nın Ankara BüyükelçiliÄŸi'ndeki ekibin kilit isimleri deÄŸiÅŸirken, Almanya'nın YeÅŸil DışiÅŸleri Bakanı Joschka Fischer'in en yakın kurmayları bu deÄŸiÅŸime damgalarını vurdular. Bu isimlerden biri büyükelçiliÄŸin iki numaralı pozisyonuna gelen ve Büyükelçi Rudolf Schmidt Ankara dışında olduÄŸu zaman maslahatgüzar sıfatıyla kendisine vekálet edecek olan Clemens von Goetze. Goetze, geçen aya kadar Berlin'de DışiÅŸleri Bakanı Fischer'in özel kalem müdürü ve özel danışmanı olarak görev yapmaktaydı. Fischer'in saÄŸ kolu olarak tanınan Goetze, görev yeri daha geçen yaz boÅŸalmasına karşılık Ankara'ya hareket etmek için Almanya'da 22 Eylül'de yapılan seçimleri bekledi, seçim günü de Fischer'in yanında yer aldı. Basından sorumlu müsteÅŸarlığa getirilen Thomas Bagger de Goetze gibi Fischer'in bürosundan. Bagger de ‘‘nutuk yazarı’’ olarak Fischer'in dış politikaya iliÅŸkin konuÅŸma metinlerini hazırlayan dar ekib içindeydi. Bagger'ın selefi Gabriela Guelil ise bir süre önce Berlin'e dönerek, Alman DışiÅŸleri Bakanlığı'nda yeni açılan ‘‘İslam Masası’’nın başına geçti. Seçimden sonra DışiÅŸleri Bakanlığı'nı koruyan Fischer'in yakın zamana kadar gözü kulağı olan ekibin Ankara'ya gelmiÅŸ olması, Türkiye'nin Almanya nezdinde taşıdığı önemi açıkça gösteriyor. ‘PamuÄŸa 30 cent’i söylemediANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz, Denizli mitingi öncesinde partililerden ilin sorunları konusunda kısa bir brifing aldı.ANAP'lı bir belediye baÅŸkanı öne atılarak, ‘‘Sayın Genel BaÅŸkanım çiftçimizin bir sorunu da pamuk prim fiyatı. Çıkın meydana, 30 cent vereceÄŸinizi söyleyin’’ dedi.Yılmaz, gülerek partili arkadaşına baktı ve ‘‘İstersen, Tansu Çiller ne veriyorsa, 5 fazlasını vereceÄŸim diyeyim’’ diye takıldı. Partili, hemen müdahale ederek, ‘‘Yok, yok öyle demeyin sadece 30 cent vereceÄŸinizi söyleyin yeter’’ dedi. YA VEREMEZSEKYılmaz, ‘‘Ekonomik durumu biliyorsun, ya veremezsek ne olacak?’’ diye sordu. Belediye baÅŸkanı ısrarla ‘‘Olsun, veremeseniz de söyleyin’’ diye diretti.Bütün seçim kampanyasını yapamayacaklarını vaat eden liderleri eleÅŸtirerek sürdüren Yılmaz, belediye baÅŸkanı arkadaşının sözlerine gülmekle yetindi. Yılmaz, Denizli mitinginde de ‘‘Pamukta prim sorununuz olduÄŸunu biliyorum. Çözmek için elimden geleni yapacağım’’ demekle yetindi.Tarihi fırçanın resmi kátibi DYP'den adayREFAHYOL döneminin en büyük krizlerinden biri, BaÅŸbakan Prof. Necmettin Erbakan'ın Libya'da çöl çadırında Albay Kaddafi'den herkesin gözü önünde ağır sözler iÅŸitmesi olmuÅŸtu. Bu ‘‘çadır skandalı’’nın devlet arÅŸivlerine geçen zabıtlarını tutma görevini o tarihte Trablus BüyükelçiliÄŸi'nde ikinci kátip olarak görev yapan Sinan Ãœlgen üstlenmiÅŸti.Ãœlgen, bugünlerde DYP'den Ä°stanbul birinci bölge 3. sıra milletvekili adayı olarak seçim kampanyası yürütmekle meÅŸgul.DYP listesine Mehmet Ali Bayar'la birlikte DTP kontenjanından giren Ãœlgen, 1999 yerel seçimlerinde de DTP'nin Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi baÅŸkan adayı olmuÅŸtu.UZMANLIK ALANI ABDiplomasi kariyeri onu Trablus çöllerine sürüklemiÅŸ olsa da, Ãœlgen'in asıl uzmanlık alanı Avrupa BirliÄŸi. ABD'de Virginia Ãœniversitesi'nde bilgisayar ve ekonomi lisansı alan Ãœlgen, daha sonra ‘‘AB Ekonomisi ve Hukuku’’ konusunda da yüksek lisans yaptı. DışiÅŸleri'ne girdikten sonra ilk yurtdışı görevi olarak Brüksel'deki AB delegasyonuna giden Ãœlgen, Libya'ya atanmasından önce de Türkiye ile AB arasındaki Gümrük BirliÄŸi müzakerelerinde aktif bir ÅŸekilde yer almıştı. Libya dönüşü DışiÅŸleri'nden ayrılarak özel sektöre geçen Ãœlgen, AB konularında danışmanlık hizmeti veren bir ÅŸirketin yönetici ortağıydı. Ãœlgen, TBMM'ye girdiÄŸi takdirde de AB'ye tam üyelik hedefinin kuvvetli bir sözcüsü olmayı hedefliyor.Â