Cinnah fısıltıları

Güncelleme Tarihi:

Cinnah fısıltıları
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2005 01:26

Haberin Devamı

Formula pistinde şampanyalı pusu

HÜKÜMETİN
zirvesinde bir süredir ‘şampanya, şarap alarmı’ yaşanıyor.

Önce TBMM Başkanı Bülent Arınç atlattı şampanya tehlikesini. Haziranda Ukrayna Devlet Başkanı Victor Yuşçenko ve eşi Katherina Yuşçenko onuruna Çankaya Köşkü’nde verilen akşam yemeğinde...

Katherina Yuşçenko ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün eşi Özenç Özkök arasında oturan Arınç, ‘şerefe seremonisi’ne sıra geldiğinde ilk kez farklı bir ‘yöntem’ sergiledi.

İçi şampanya dolu kadehi kaldırdı Arınç, hem de iki kez. Ancak diğer konukların aksine yudumlamadan masaya bıraktı. Yani temas duyusu harekete geçti, ama tat duyusu asla.

Şarapla, şampanya ile ilgili ikinci olay ise 17 Temmuz’da kayda geçti.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Soçi’de yaptığı görüşmede...

Garson iki lidere ne içeceklerini sordu. ‘Kırmızı şarap’ yanıtını veren Putin, Erdoğan’a döndü: ‘Siz de bir kadeh alır mısınız?

Erdoğan, nazik bir reflekse dayalı bu öneriyi ya da ‘salvo’yu teşekkür edip, ‘Ben cola içeceğim’ diyerek atlattı. Resmi açıklama yapılırken de her iki liderin önünde su yer aldı.

FORMULA KLASİĞİ

Ama hiç hesapta olmayan, akla bile gelmeyecek bir risk, ‘pusu’da bekliyor. Formula 1’in İstanbul’da gelecek hafta yapılacak Türkiye Grand Prix’sinde.

Tüm dünyada milyonlarca izleyicisi olan bu organizasyonun bir geleneği var. Yarış sonrası şampanya patlatılması değişmez bir Formula 1 klasiği.

ORYANTAL ÇÖZÜM

Başbakan Erdoğan da resmi programına önümüzdeki pazar günü yapılacak Formula 1 yarışlarını da aldı. Aynı gün Erdoğan’ın ödül vermek için kürsüye çıkıp çıkmayacağı ise henüz kesinleşmedi.

Ama çıkacaksa, seçenekler tükenmiş değil.

Formula 1’in yeni ülkelerinden Bahreyn’de içki yasak olduğu için şampanyalı kutlamaya, ‘oryantal’ bir çözüm bulunmuştu.

Gül suyundan hazırlanan özel bir içecek, şampanya şişelerine doldurularak pilotların bu geleneği sürdürmesine olanak verilmişti.

Aslında bizde bu çözümün hazırı, bazı eğlence yerlerinde uzun süredir var. Üzerinde ‘Akustik sanatçı şampanyası. İçilmez’ yazan, patlatılınca akustik açıdan görkemli bir ses çıkaran, ama içilmeyen ‘şampanya’ da bir çözüm olabilir.

Meclis lokantası deneysel-bilimsel

TBMM
lokantası deneysel çalışır. Bir süre önce lokanta yönetimi, ‘yöresel yemek’, ‘diyet mönüsü’ ve kalori hesabını’ bile başlattı.

TBMM Sosyal İşler Başkanlığı ise deneysel yöntemi bir adım daha ileri götürerek, Meclis lokantasına dönük memnuniyeti ölçmek için bir anket de yaptırdı.

Milletvekillerinin yüzde 71’i yemekleri, ‘lezzetli’ buldu.

Yine yüzde 81’i hijyene dikkat edildiğini de vurguladı. Yüzde 19’u ise salataların daha iyi yıkanmasını istedi. Bir de sofra servislerinde temizliğe daha fazla dikkat edilmesini. Ama her 4 milletvekilinden 3’ü servisten memnun. Geri kalan yüzde 25’lik bölüm ise belki restoranda TBMM’nin yasa çıkarma temposunu ölçüt aldığı için servisi yavaş buluyor.

Her gün zamanla yarışan basın mensuplarının yaklaşık yarısı (yüzde 42’si) ise servisin gecikmesinden yakındı. Bir yakınma da, ‘ayrıcalıklı muamele.’

YILDA 350 BİN KİŞİ

Haberin Devamı

Ancak Meclis lokantasında bir yılda ortalama 350 bin kişi yemek yiyor. Yani lokantada günde ortalama bin 600 kişi ağırlanıyor.

Bu arada yaz tatilini fırsat bilen TBMM yönetiminin lokanta ve mutfakta tadilat başlattığını da duyuralım. Havalandırmalar yenilenirken, koridorlara kadar gelen yemek kokusu için de çözüm aranıyor. Akla gelen çözümlerden birisi mutfaktaki ızgaraların yenilenmesi. Tadilatın bir de yan etkisi var. TBMM’de milletvekilleri ve mensuplarına hizmet veren büyük lokanta tadilattan sonra biraz daha küçülecek.

ŞİKAYET DE VAR

Haberin Devamı

TBMM lokantasında bir günlük tüketime de şu mönü ile örnek verebiliriz. Domates çorba 250 porsiyon, Kremalı mantar çorbası 600 porsiyon, İç pilav 40 kilo, Sade pilav 15 kilo, Kaburga sarma 200 porsiyon, Beyinli Beykoz Kebap 250 porsiyon, Hindi Kebap 300 porsiyon.

Mönüde günlük çeşitler genelde hep geniş bir yelpazede sunuluyor.

Ama herkesi memnun etmek zor. Yapılan ankete katılanların yüzde 29’u, yemek çeşidini az buluyor!

‘Her şey dahil’ şantiyede tatil

TBMM
Genel Kurulu’nda kürsüye her çıktığında, sert muhalefetiyle dikkat çeker. Hatta ‘Gerilla tipi muhalif’ eleştirilerine bile hedef olmuştur. Kimi ‘Siyaset sihirbazı’ der, çoğu onu usta bir hukukçu sanır. Ama CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz aslında mimardır.

Topuz’un uzun yıllar emek verdiği CHP’ye yeni, farklı bir hizmet olanağı bulduğunu arkadaşımız Nuray Babacan ortaya çıkardı.

Meclis’i tatil eder etmez, CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı inşaatında çalışmaya başladı. Asıl mesleği mimarlık olan Topuz, İl Başkanlığı’nın mimarı projesini de hazırladı. Ama bununla da yetinmedi, her gününü inşaatta geçiriyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bile Topuz’a, ‘Bırakın hevesini alsın, mimarlığı özlüyor’ diyerek takılıyor.

Aslında topuzun ‘gerilla tipi mimarlığı’ bu son işiyle sınırlı değil. Topuz, daha önce de CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı’nın mimarlık ve dekorasyon projesini hazırlamıştı. Kendi evini ise hızla, 2 yılda tamamladı. Yeni binanın dekorasyonun çalışmalarını da yürüten Topuz, siyasetin stresini atmak için bundan daha iyi bir yol olmadığını söylüyor. Mesleğini çok sevdiğini ve özlediğini de... Ve şunları ekliyor:

‘İl başkanlığı için iki kat alındı. Projesini ve dekorasyonunu ben üstlendim. 2 aydan beri her gün burada mesai sarfediyorum. Bana çok iyi geliyor. Siyasetin stresinden uzak saatler geçiriyorum. Ben mesleğimden hiç kopmadım. 1999’da siyasete ara verdiğimde Büyükada’da eski bir ev aldık. O evin yenileme projesini ben hazırladım ve adeta yeniden yaptım. 2 senemi aldı bitirmek.’

‘Anamuhalefetin mimarisi’
nde büyük yeri olan Topuz’un, yaz tatilini kendine göre bu denli zevkli ve dinlendiren bir uğraşıyla geçirmesi TBMM’in kritik yeni dönemindeki ağırlığı için de önemli bir ipucu.

Çok ‘hayır’lı ve enerjik olacaktır.

Diyarbakır yurtdışı mı?

Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır seyahati, adeta yurtdışına gider gibi, yurtdışı seyahati gibi takdim edilmiştir. (DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar)

Ruanda’da kadınların temsil oranı yüzde 54 ama siz Ruanda’nın demokratik bir toplum olduğunu, kadın haklarında çok ileri olduğunu söyleyebilir misiniz? (Devlet Bakanı Nimet Çubukçu)

Geniş ol, göklere bakın, /Çıkacağın günler yakın... /Yar, beni unutma sakın /Gurbet hapishanesinde. (Sabahattin Ali’nin Gurbet Hapishanesi şiirini okuyan, Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!