Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2004 01:33
Sesini duymak istiyorum
CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer'in,
‘‘medyatik’’ olmadığı, hatta medyadan olabildiğince uzak durmaya çalıştığı biliniyor.
Sezer, 7 yıllık cumhurbaşkanlığı görevine başladığı 16 Mayıs 2000'den bu yana hiçbir gazeteciye özel röportaj vermedi. Özel günlerde yaptığı
‘‘zorunlu’’ açıklamalar dışında, gazetecilerin karşısına çıkıp soruları da yanıtlamadı.
Bunun tek istisnası, geçen yıl resmen ziyaret ettiği Almanya'da Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la görüşmesinden sonra Türk Büyükelçiliği'nde yaptığı kısa basın toplantısı. Burada da, yanıtladığı sorular
‘‘Almanya temaslarıyla’’ sınırlı kalmıştı.
MEDYADAN DANIŞMAN'A ‘GÖRÜŞME’ BAŞVURUSU
Cumhurbaşkanı
Sezer, 17-18 Şubat 2004 tarihlerinde İran'ın başkenti Tahran'da yapılan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) toplantısına da katıldı. Devlet ve hükümet başkanları düzeyindeki bu toplantıda
Sezer, bir de konuşma yaptı. Türkiye, İran, Mısır, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Pakistan, Nijerya'nın katıldığı D-8'de liderler, resmi konuşmalarının ardından 65 dakika süreyle
‘‘baş başa’’ serbest görüşme yaptılar.
Bu görüşmenin ardından D-8 Tahran Bildirisi hazırlandı ve açıklandı.
Cumhurbaşkanı
Sezer, başta İran Cumhurbaşkanı
Muhammed Hatemi olmak üzere bazı liderlerle ikili görüşmelerde de bulundu. D-8 Doruğu'nu izleyen Türk gazeteciler, Cumhurbaşkanı
Sezer ile görüşme, hiç değilse ayaküstü kısa süreli söyleşme isteklerini, Dışişleri Başdanışmanı ve Sözcüsü Büyükelçi
Sermet Atacanlı'ya ilettiler.
GAZETECİLERE SELAM BİLE YOK
Hatta diploması muhabiri bir meslektaşımız
Atacanlı'ya,
‘‘Sayın Cumhurbaşkanımızın sesini sadece televizyonlardan duydum. Çıplak olarak sesini duymak istiyorum, lütfen kendisine söyler misiniz’’ dedi.
Ancak
Sezer, birçok dış gezide ve programda olduğu gibi ülkesinin gazetecileri ile selamlaşma mesafesine bile girmedi. Gazetecilerle yüz yüze gelmeden de Tahran'dan Ankara'ya döndü.
Türk gazeteciler, kendi cumhurbaşkanlarına ulaşamayınca, Türkiye'ye göre çok daha kapalı bir rejimi olan İran'ın Cumhurbaşkanı
Hatemi'ye yöneldiler.
YERLİ OLMADI BARİ İRANLI KONUŞSUN
Hatemi, İran İslam Cumhuriyeti'nin simgesi olan sarıklı ve sakallı haliyle Türk gazetecilerinin sorularını -kısa süreli de olsa- yanıtladı. Espriler yapmaktan da geri durmayan
Hatemi yanıtlamak istemediği bazı sorular için de gazetecileri, yanındaki İran Dışişleri Bakanı
Kemal Harrazi'ye yönlendirdi.
Tahran Büyükelçisi
Selahattin Alpar, Cumhurbaşkanı
Sezer onuruna Türk Büyükelçiliği'nde bir resepsiyon ve
yemek verdi. Gazetecileri ve medya ile ilişkileri çok önemsediği bilinen
Alpar, Sezer'in hoşlanmayacağını düşünmüş olsa gerek, bu resepsiyona ve yemeğe Türk gazetecileri davet etmedi.
İYİ BİR ‘IMAGE MAKER’ GEREK
Cumhurbaşkanı'nı izleyen muhabirimiz
Süleyman Demirkan Tahran'dan Ankara'ya dönünce, üst düzey bir yetkilinin,
‘‘Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştünüz mü?’’ sorusuyla karşılaştı.
Süleyman, ‘‘Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmek bir yana, bu gezide selamlaşamadık bile’’ diyerek gözlemini anlatınca, aynı yetkili samimi bir şekilde,
‘‘Sayın Cumhurbaşkanımıza iyi bir image-maker lazım. Bu iletişim çağında, bu kadar mesafeli olmak yadırganabilir’’ deyiverdi.
Türkiye’de seni benden daha çok tanıyorlarCOLA Turka reklamlarıyla Türkiye'de büyük sempati toplayan Amerikalı ünlü aktör Chevy Chase, Türkiye'ye selam yolladı. Cidde Ekonomik Forumu'na eşiyle birlikte katılan Chase, başına Suudi geleneklerine uygun ‘igal’ bağlı ‘merhama’ taktı. Chase, Cidde'de Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar ile de sohbet etti. Bayraktar'ın ‘‘Türkiye'de çok tanınıyorsunuz’’ sözleri üzerine Chase, foruma katılan eski ABD Başkanı Bill Clinton ile sohbetini aktardı. Chase, ‘‘Evet, Sayın Clinton da aynı şeyi söyledi. Hatta ‘Seni benden çok tanıyorlar' diye de ekledi’’ dedi. Chase, en yakın zamanda Türkiye’ye gelmek istediğini vurgulayarak, eşine ‘‘Clinton Türk yemeklerini çok beğendiğini söylemişti, birlikte gideriz’’ dedi.
Tebrik kartının ‘turşu’su çıktı
TBMM'de her bayram kartlarla yapılan kutlamalar, bu yıl
‘hüviyet’ değiştirdi. Milletvekillerinin birbirlerine gönderdikleri hediyeler arasında,
‘‘çorap, turşu, soğan ve kabak şekeri’’ gibi ilginç seçimler de yer aldı. Vekiller,
seçim bölgelerinin yerel ürünlerini tanıtmak amacıyla bayramı
‘‘yerli malı’’ haftasına dönüştürdüler.
Bayram kutlama kartlarına iliştirilen hediyeler arasında en çok ilgiyi, AKP Kayseri Milletvekili
Mustafa Duru'nun gönderdiği çorap, AKP Hatay Milletvekili
İsmail Soylu'nun gönderdiği soğan ve AKP Sakarya milletvekillerinin ortaklaşa gönderdiği bir kavanoz kabak şekeri çekti. AKP Sakarya milletvekilleri
Recep Yıldırım, Ayhan Sefer Üstün, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz, 550 milletvekiline bir kavanoz şeker gönderdiler.
AKP Çanakkale milletvekili
İbrahim Köşdere'nin bir kutu lokumu, CHP Adana Milletvekili
Atilla Başoğlu'nun turşusu da dikkat çekti.
Nuray BABACAN/ANKARA