Cinnah fısıltıları
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2004 01:35
Fırçadan korkan karanfil çiğnesin
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ı dün akşam ABD'ye götüren uçakta 80 dolayında gazeteci vardı.
Ve gazetecilerin bir bölümü tedirgindi. Nasıl tedirgin olmasınlar. New York'a direkt uçuş yaklaşık 11 saat sürecekti. Ve bu kadar uzun bir yolculuğa iki kadeh atmadan sabırla tahammül edebilmek İslamcı kesim hariç tutulursa, gazeteci milletinin üstesinden gelebileceği bir iş değildi.
ALKOL AZARI
Erdoğan'ın yurtdışı gezilerinde uçakta içki ikramı yapıldığı için ‘lojistik destek’ açısından bir sorun yok.
Sorun, Erdoğan'ın yılbaşı gecesi bir kadeh içtiği için Vatan Gazetesi muhabiri Nuri Sefa Erdem'i‘‘Ağzın leş gibi alkol kokuyor, edepsizce soru sorma’’ diye azarlamış olması.
Ve Amerika yolundaki gazetecilerin açmazı: İçseler bir türlü, içmeseler bir türlü... İçseler ve ardından Erdoğan'a hoşlanmadığı bir soru yöneltseler Başbakan'dan ‘‘Ağzın kokuyor’’ diye azarı işitebilirler.
RADAR UYARISI
Neyse ki, bir meslek kuruluşu olan Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Saydamer, formülü buldu. Saydamer, Erdoğan'a eşlik edecek gazetecilere önce ‘‘Meslektaşlarımız içerken miktarda makul olsunlar’’ dedi ve Erdoğan'ın radarına yakalanmamaları için şu öneriyi getirdi:
‘‘Nuri Sefa arkadaşımızın yaşadığı tecrübeden sonra aynı duruma düşmemek için pratik bir çözüm var. İçtikten sonra karanfil çiğneyebilirler. Uçakta bulamazlarsa, naneli çiklet de işe yarar.’’
Gelgelelim, karanfil çiğneyen gazeteciler için küçük bir risk var. Adları ‘‘Karanfil Hoca’’ya çıkabilir...
İspanya'dan ‘Gönül’ haçı
‘Viva la kooperasyon i ermandad turko espanyola!’
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün ağzından İspanyolca dökülen ve ‘‘Yaşasın Türkiye-İspanya işbirliği ve kardeşliği’’ anlamına gelen bu sözleri, Bakan'dan İspanya Kralı majesteleri Juan Carlos'a giden bir dosluk mesajıydı.
Gönül, kendisine İspanya'nın Büyük Askeri Liyakat Haçı'nın tevdi edilmesi nedeniyle düzenlenen törendeki konuşmasını İspanyolca bir finalle kapattı.
AMİGO'DAN ÖVGÜ
Gönül, İspanyolca başka cümleler de okudu, ancak İspanyol BüyükelçisiManuel De La Camara'nın özel konutundaki törene katılan Türk konukların anlayabildiği tek sözcük Bakan'ın ağzından çıkan ‘‘dostum’’ anlamındaki ‘‘amigo’’ idi.
Bakan'a İspanya Kralı Carlos adına Liyakat Haçı'nı takan De La Camara, konuşmasında Mülkiye ve mülki idare kökenli olan Gönül için övgü dolu ifadeler kullandı ve hükümette bulunmasına verdikleri önemi şu sözlerle aktardı:
‘‘Yönetimdeki uzun tecrübesi, liberal görüşlü demokratik karakteri ve iyi derecede yabancı dil bilgisi, kendisini demokratikleşme ve reforma öncelik veren yeni bir hükümet için değerli kılmaktadır.’’
Gönül'e İspanya'nın en yüksek kraliyet nişanının verilmesinin en önemli nedeni, geçen yıl Afganistan'dan dönen 62 İspanyol askerin öldüğü Trabzon'daki uçak kazasında gösterdiği yardımcı tutumdu.
O ARTIK EKSELANS
De La Camara, ‘‘Kendisinin bu olayda verdiği yakın şahsi desteği hiçbir zaman unutmayacağız. Sayın Gönül kazadan sonra erken saatlerde bizimle birlikte oradaydı. Savunma bakanımız kendisinin desteğine minettardır. Bu haçı İspanya halkının takdirinin bir kanıtı olarak kendisine takdim ediyoruz’’ dedi.
Gönül'ün taktığı ‘haç’ın kendisine sağladığı haklar arasında ‘‘ekselans’’ olarak hitap edilme ayrıcalığı da bulunuyor.
Gönül, böylelikle AKP'nin ilk ekselans ve de amigo üyesi oldu.
Fifty Fifty
ÇARŞAMBA günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde kalabalık bir heyetle Başkan George Bush'un ofisinin bulunduğu Beyaz Saray'ın batı yakasındaki bölümünden içeri girecek. Aynı anlarda First Lady Laura Bush'un çalışma mekánının bulunduğu Beyaz Saray'ın doğu yakasındaki kapısından içeri Türk hanımlar heyeti girecek. Beyler Kıbrıs'ı ve Irak'ı çözmeye çalışırken, hanımlar da bir çay partisinde daha çok sosyal konular üzerinde sohbet edecekler.
TÜRBAN ÇIKARMASI Hanımlar görüşmesi, bir tür türban çıkarması olacak. Çünkü Emine Erdoğan'ın yanı sıra Dışişleri bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül ve Hazine Bakanı Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan da bulunacak. Bu ziyaretteki türban ağırlıklı görüntünün yol açtığı tartışmalar sürerken, çay partisinde Türk kadının görüntüsü açısından dengenin kurulduğu ortaya çıktı. Bunun nedeni geziye katılan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dış Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen'in başı açık eşleri Sevim Gönül ve Perihan Tüzmen'in de Emine Erdoğan'a eşlik edecek olmaları.
AMAN DİKKAT Ayrıca Türk büyükelçisi Faruk Loğoğlu'nun ressam eşi Mevhibe Loğoğlu'nun da ekibe dahil olmasıyla sayı 3-3 dengelenmiş oluyor. Bu arada Washington'da Emine Erdoğan'ın mihmandarlığını yapacak olan olan İstanbul Milletvekili Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Bağış da heyete dahil olursa denge 4-3 başı açıklardan yana kayacak. Türkiye'deki türban ve örtünme tartışmasının Beyaz Saray'a protokoller düzlemdeki diyalektik yansıması bu şekilde gözüküyor. Dikkat! Heyetin kompozisyonundaki en ufak bir değişiklik bu dengeyi altüst edebilir.
Denktaş satılık değil
DÜNYANIN en prestijli eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesi geçenlerde ‘‘Türk Dış Politikasının Geleceği’’ başlıklı bir kitap yayımladı. Kitap, geçenlerde Ankara'da düzenlenen bir panelle Ankara'daki diplomatlara ve akademisyenlere tanıtıldı. Kitabın editörlerinden Yunanistan'daki Makedonya Üniversitesi profesörlerinden Prof. Dimitris Keridis de panele konuşmacı olarak katıldı. Prof. Keridis, konuşmasında bir ara KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a oldukça ağır bir dille yüklenmeye başladı, ‘‘Denktaş bitti. Artık pazarlanabilecek biri değil. Türkiye daha fazla onu pazarlamaya kalkmasın. Satmıyor...’’ dedi.
Tam bu sırada panelistlerden Prof. Mümtaz Soysal baş parmağıyla mikrofona tıkladı. Prof. Keridis, susarak Prof. Soysal'a söz verdi.
‘‘Excuse me, but... (Afedersiniz, ama)’’ diye söze girdi Prof. Soysal ve ekledi:
‘‘Sayın Denktaş satılık değildir... (Mr. Denktaş is not for sale.)’’
Salonda konuklara bir tebessüm dalgası yayıldı.
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ı dün akşam ABD'ye götüren uçakta 80 dolayında gazeteci vardı.
Ve gazetecilerin bir bölümü tedirgindi. Nasıl tedirgin olmasınlar. New York'a direkt uçuş yaklaşık 11 saat sürecekti. Ve bu kadar uzun bir yolculuğa iki kadeh atmadan sabırla tahammül edebilmek İslamcı kesim hariç tutulursa, gazeteci milletinin üstesinden gelebileceği bir iş değildi.
ALKOL AZARI
Erdoğan'ın yurtdışı gezilerinde uçakta içki ikramı yapıldığı için ‘lojistik destek’ açısından bir sorun yok.
Sorun, Erdoğan'ın yılbaşı gecesi bir kadeh içtiği için Vatan Gazetesi muhabiri Nuri Sefa Erdem'i‘‘Ağzın leş gibi alkol kokuyor, edepsizce soru sorma’’ diye azarlamış olması.
Ve Amerika yolundaki gazetecilerin açmazı: İçseler bir türlü, içmeseler bir türlü... İçseler ve ardından Erdoğan'a hoşlanmadığı bir soru yöneltseler Başbakan'dan ‘‘Ağzın kokuyor’’ diye azarı işitebilirler.
RADAR UYARISI
Neyse ki, bir meslek kuruluşu olan Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Saydamer, formülü buldu. Saydamer, Erdoğan'a eşlik edecek gazetecilere önce ‘‘Meslektaşlarımız içerken miktarda makul olsunlar’’ dedi ve Erdoğan'ın radarına yakalanmamaları için şu öneriyi getirdi:
‘‘Nuri Sefa arkadaşımızın yaşadığı tecrübeden sonra aynı duruma düşmemek için pratik bir çözüm var. İçtikten sonra karanfil çiğneyebilirler. Uçakta bulamazlarsa, naneli çiklet de işe yarar.’’
Gelgelelim, karanfil çiğneyen gazeteciler için küçük bir risk var. Adları ‘‘Karanfil Hoca’’ya çıkabilir...
İspanya'dan ‘Gönül’ haçı
‘Viva la kooperasyon i ermandad turko espanyola!’
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün ağzından İspanyolca dökülen ve ‘‘Yaşasın Türkiye-İspanya işbirliği ve kardeşliği’’ anlamına gelen bu sözleri, Bakan'dan İspanya Kralı majesteleri Juan Carlos'a giden bir dosluk mesajıydı.
Gönül, kendisine İspanya'nın Büyük Askeri Liyakat Haçı'nın tevdi edilmesi nedeniyle düzenlenen törendeki konuşmasını İspanyolca bir finalle kapattı.
AMİGO'DAN ÖVGÜ
Gönül, İspanyolca başka cümleler de okudu, ancak İspanyol BüyükelçisiManuel De La Camara'nın özel konutundaki törene katılan Türk konukların anlayabildiği tek sözcük Bakan'ın ağzından çıkan ‘‘dostum’’ anlamındaki ‘‘amigo’’ idi.
Bakan'a İspanya Kralı Carlos adına Liyakat Haçı'nı takan De La Camara, konuşmasında Mülkiye ve mülki idare kökenli olan Gönül için övgü dolu ifadeler kullandı ve hükümette bulunmasına verdikleri önemi şu sözlerle aktardı:
‘‘Yönetimdeki uzun tecrübesi, liberal görüşlü demokratik karakteri ve iyi derecede yabancı dil bilgisi, kendisini demokratikleşme ve reforma öncelik veren yeni bir hükümet için değerli kılmaktadır.’’
Gönül'e İspanya'nın en yüksek kraliyet nişanının verilmesinin en önemli nedeni, geçen yıl Afganistan'dan dönen 62 İspanyol askerin öldüğü Trabzon'daki uçak kazasında gösterdiği yardımcı tutumdu.
O ARTIK EKSELANS
De La Camara, ‘‘Kendisinin bu olayda verdiği yakın şahsi desteği hiçbir zaman unutmayacağız. Sayın Gönül kazadan sonra erken saatlerde bizimle birlikte oradaydı. Savunma bakanımız kendisinin desteğine minettardır. Bu haçı İspanya halkının takdirinin bir kanıtı olarak kendisine takdim ediyoruz’’ dedi.
Gönül'ün taktığı ‘haç’ın kendisine sağladığı haklar arasında ‘‘ekselans’’ olarak hitap edilme ayrıcalığı da bulunuyor.
Gönül, böylelikle AKP'nin ilk ekselans ve de amigo üyesi oldu.
Fifty Fifty
ÇARŞAMBA günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde kalabalık bir heyetle Başkan George Bush'un ofisinin bulunduğu Beyaz Saray'ın batı yakasındaki bölümünden içeri girecek. Aynı anlarda First Lady Laura Bush'un çalışma mekánının bulunduğu Beyaz Saray'ın doğu yakasındaki kapısından içeri Türk hanımlar heyeti girecek. Beyler Kıbrıs'ı ve Irak'ı çözmeye çalışırken, hanımlar da bir çay partisinde daha çok sosyal konular üzerinde sohbet edecekler.
TÜRBAN ÇIKARMASI Hanımlar görüşmesi, bir tür türban çıkarması olacak. Çünkü Emine Erdoğan'ın yanı sıra Dışişleri bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül ve Hazine Bakanı Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan da bulunacak. Bu ziyaretteki türban ağırlıklı görüntünün yol açtığı tartışmalar sürerken, çay partisinde Türk kadının görüntüsü açısından dengenin kurulduğu ortaya çıktı. Bunun nedeni geziye katılan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dış Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen'in başı açık eşleri Sevim Gönül ve Perihan Tüzmen'in de Emine Erdoğan'a eşlik edecek olmaları.
AMAN DİKKAT Ayrıca Türk büyükelçisi Faruk Loğoğlu'nun ressam eşi Mevhibe Loğoğlu'nun da ekibe dahil olmasıyla sayı 3-3 dengelenmiş oluyor. Bu arada Washington'da Emine Erdoğan'ın mihmandarlığını yapacak olan olan İstanbul Milletvekili Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Bağış da heyete dahil olursa denge 4-3 başı açıklardan yana kayacak. Türkiye'deki türban ve örtünme tartışmasının Beyaz Saray'a protokoller düzlemdeki diyalektik yansıması bu şekilde gözüküyor. Dikkat! Heyetin kompozisyonundaki en ufak bir değişiklik bu dengeyi altüst edebilir.
Denktaş satılık değil
DÜNYANIN en prestijli eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesi geçenlerde ‘‘Türk Dış Politikasının Geleceği’’ başlıklı bir kitap yayımladı. Kitap, geçenlerde Ankara'da düzenlenen bir panelle Ankara'daki diplomatlara ve akademisyenlere tanıtıldı. Kitabın editörlerinden Yunanistan'daki Makedonya Üniversitesi profesörlerinden Prof. Dimitris Keridis de panele konuşmacı olarak katıldı. Prof. Keridis, konuşmasında bir ara KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a oldukça ağır bir dille yüklenmeye başladı, ‘‘Denktaş bitti. Artık pazarlanabilecek biri değil. Türkiye daha fazla onu pazarlamaya kalkmasın. Satmıyor...’’ dedi.
Tam bu sırada panelistlerden Prof. Mümtaz Soysal baş parmağıyla mikrofona tıkladı. Prof. Keridis, susarak Prof. Soysal'a söz verdi.
‘‘Excuse me, but... (Afedersiniz, ama)’’ diye söze girdi Prof. Soysal ve ekledi:
‘‘Sayın Denktaş satılık değildir... (Mr. Denktaş is not for sale.)’’
Salonda konuklara bir tebessüm dalgası yayıldı.