OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2003 00:00
Bahçeye dönüşESKİ TBMM Başkanı Ömer İzgi, son seçimde partisi MHP Meclis dışında kalınca, bahçeye döndü. Aslında bu dönüşün temelinde ‘daüs-sıla’ yani sıla özlemi var.İzgi, Konya Doğanhisarlı. Doğanhisar'da tarım dışında, dağların arasındaki vadilerde meyve, sebze, fasulye, soğan da yetiştiriliyor. İzgi de nostaljisini, sıla özlemini Ankara Gölbaşı'ndaki evinde elinde çapa, bahçede sebze yetiştirerek gideriyor.SEN DE KÖYLÜYMÜŞSÜNHukuk mastırı yapan, geçen dönem TBMM başkanlığını yürüten İzgi'nin elinin bahçeciliğe yatkınlığı, çevresindekileri de şaşırtıyor.İzgi, Hürriyet Gazetesi'nin Parlamento Şefi Nuray Babacan'a ‘‘bahçeye dönüşünü’’ anlatırken, ‘‘Yoldan geçenler bana, sen de bizim gibi köylüymüşsün diyorlar’’ diyor.Bahçeye dönmekten mutlu olduğunu da gizlemiyor İzgi:‘‘Yeni evimizin bahçesinde elime küreği, çapayı, beli alıyorum, sabah akşam çalışıyorum. Kendime bir bahçe yaptım, her şeyi yetiştiriyorum. Bahçeyle uğraştığımı görenler önce yadırgadılar. Çevrede çalışan işçiler bakıp, böyle Meclis Başkanı olur mu diyorlardı. Bahçede ot temizlerken, yanıma sokuldular. Siz de bizim gibi köylüymüşsünüz dediler. Bahçeyle uğraşmak, beni çok rahatlatıyor.’’MİSAFİRE TAZE SEBZEİzgi'nin evine gelen misafirler de ürettiği sebzelerden nasipleniyor. ‘‘Evime gelen misafirlere taze taze sebze yediriyorum’’ diyen İzgi, misafirlerin her birine 2-3 kilo fasulye verdiğini de söylüyor.Uygun adım marş marşBAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, 4 Eylül'de Sivas'ta toplanan Bakanlar Kurulu'na da kafasındaki, Türk askerinin Irak'a ne zaman, hangi görev tanımıyla, nasıl gideceği sorularıyla gitti. Sivas'ta da gazetecilerin Irak'a asker gönderme konusunda yoğun sorularıyla karşılaştı. Ve Erdoğan bir soruya, ‘‘Şu anda bizim Irak'a asker gönderip göndermeme konusunda verilmiş bir kararımız yok. Kaldı ki biz ancak bütün bu değerlendirmelerden sonra tezkere hazırlar veya hazırlamayız. Şu anda değerlendirme yapmak durumundayız. Bu değerlendirmelerden sonra da adımımızı atarız’’ yanıtını verdi.SİVAS'TA FLU COMO'DA NETSivas'ta, kendisi gibi koyu renk takımlı, güneş gözlüklü, beyaz gömlekli korumalarıyla birlikte düşünceli düşünceli yürüyen Erdoğan, önceki gün İtalya'da Como Gölü kıyısındaki görüşmelerde, düşünceli halini üstünden atmış gibi görünüyordu. Washington Post'un Beyaz Saray'a yakınlığı ile tanınan William Safire'nin sorusu üzerine, Irak'a asker gönderilmesi konusuna kişisel olarak olumlu baktığını söyledi. Erdoğan bu kez tezkere konusunda umutlu olduğunu da, ‘‘Geçen dönemdeki atmosfer şu anda yok’’ sözleriyle ortaya koydu. Ankara kulislerinde Erdoğan'ın bu açıklamaları, Irak'a gönderilecek Türk askerleri için ‘‘Uygun adım marş’’ biçiminde yorumlandı.Dışişleri kulisinde torpil sıkıntısıDIŞİŞLERİ Bakanlığı'ndaki büyükelçi atamalarına ilişkin kararnamenin garip bir şekilde gecikmesi, dedikodulara yol açtı. Dışişleri Bakanlığı üst yönetiminin hazırladığı taslak geçen temmuz ayı sonunda bakan Abdullah Gül'e sunulmuş, ardından bir daha taslaktan
haber alınamamıştı.ELÇİLERİN UMUDU AKPDışişleri kulislerine yayılan fısıltılara bakılırsa, kararnamenin uzamasının gerisinde bazı Dışişleri mensuplarının önemli AKP şahsiyetlerini devreye sokarak kararnameyi delme çabaları rol oynamış.Dönemler, iktidarlar değişiyor, ancak torpil müessesesi her şeye direnmeyi bir şekilde başarıyor. Dışişleri Bakanlığı da bundan müstesna değil.Attan düşerken tutsaydın yaBAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ı takip edenler iyi bilir, yanından bir an için bile ayrılmayan en yakınındaki isim yakın koruması Maksut Karal'dır. Karal, Başbakanlığın Koruma Müdür Yardımcısı. Karal'ın bir özelliği de Erdoğan başbakanlık görevini üstlendikten sonra hiç izin yapmamış olması. Bir tek gün bile Erdoğan'ı bırakmayan, hafta sonları bile yanından ayrılmayan Karal, ancak Başbakan evine gittikten sonra kendisi de evine gidebiliyor. Yine Erdoğan günlük programına başlamadan en az bir saat önce de yanındaki yerini alıyor. Erdoğan'ın İstanbul gezilerine de sürekli katılan Karal, Başbakan attan düştüğü zaman da yanındaydı. Diğer korumalar gibi Karal da Erdoğan'ın attan düşmesini engelleyememişti. At kazasının ardından tatilini yapmak üzere Ekinlik Adası'na giden Erdoğan'ın yanında yine Karal vardı. Bir sabah güne erken başlayan Başbakan
balık tutmak istedi. Erdoğan yanına sadece Karal'ı alarak kayıkla denize açıldı. Ancak kayıkta geçen esprili bir diyalog denizde kaybolmadı ve Cinnah Fısıltıları'na yansıdı.Erdoğan balık tutarken bir ara ayağa kalktı. Erdoğan, dengesiz olan kayıkta ayağa kalkınca, Karal da hemen hafifçe doğrulup ‘‘vaziyet alarak’’ Başbakan'ın düşmesini engellemek için tetikte beklemeye başladı. Erdoğan, Karal'ın
yay gibi gergin bu halini görünce, ona dönerek espriyi patlattı:‘‘Maksut, madem tutacaktın, attan düşerken tutsaydın...’’Kadın general çok yakındaGENELKURMAY BaÅŸkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Gazi Orduevi'nde verdiÄŸi 30 AÄŸustos resepsiyonunda, Genelkurmay'ın Türkiye'nin her ilinden Ankara'ya getirdiÄŸi öğrenci temsilcileriyle de uzun uzun sohbet etti. Özkök bu sohbette kendisini hem ÅŸaşırtan, hem de mutlu eden bir diyalog yaÅŸadı. Orgeneral Özkök, TekirdaÄŸ'daki öğrencileri temsilen gelen Funda Aydın'a ileride ne olmak istediÄŸini sorunca, ‘‘Asker olup sizin gibi genelkurmay baÅŸkanı olmak istiyorum’’ yanıtını aldı.MÃœJDEYÄ° VERDÄ°Bu yanıta sıcak biçimde gülümseyen Özkök, ‘‘Yaşım seni beklemeye müsait deÄŸil. Ayrıca, hiç kadın genelkurmay baÅŸkanı olduÄŸunu da duymadım’’ esprisini yaptı. Uzun pazarlıklardan sonra Funda Aydın savaÅŸ pilotu olma hedefine razı oldu. Ancak general olma iddiasından da vazgeçmedi. Ve bu konuda Orgeneral Özkök'ten müjdeyi aldı. Özkök, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetkleri'nde iki üç yıl içinde ilk kez bir kadın general de olacak’’ açıklamasını yaptı. Orgeneral Özkök, öğrencilerle sohbetini özlü ve felsefi bir öğütle noktaladı:‘‘Çocuklar, aslında ne olmak istediÄŸiniz o kadar da önemli deÄŸil. Önemli olan hangi iÅŸi yaparsanız yapın, o iÅŸi çok iyi yapmaktır...’’Â
button