Güncelleme Tarihi:
Bangkok'ta bütün bir gün, 'ha uçtuk, ha uçuyoruz' diye bir gece konuklandık. Bir milyar, ikiyüz milyon nüfuslu ülkede pilot, personel kıtlığı mı var diye takılıyorum, orda tanıştığım genç öğretmen Mr. David Dickman'a. ‘‘Çinli dilber, Taylandlı dilberden daha cazibelidir benim için, bundan başka bir fikrim yok’’ diyerek gülümsüyor, ABD yurttaşı Mr. Dickman. Pekin'e, Guanzhou üzerinden gecikmeli Çin Havayolları ile bu hayallere dalarak, rüzgarı nemli bir pazar günü öğleden sonra vardım.
Pekin Havalimanı'nda para bozdurmak için, açık tek gişenin önündeyim. İçeride kurumla oturan askeri üniformalı genç bay dıştaki makineyi parmağıyla gösteriyor. Dolar karşılığı Yuanlar itirazsız dökülüveriyorlar.
*
Xuanwumen Caddesi. Çin Havayolları karşısında Pekin Kapital Sineması'nın bitişiğindeki Çin lokantasındayım.
Yanımdaki masada, yeni evlenmiş bir çift var. Bayan konuşmak ister benimle. Bay ciddi ciddi atıştırıyor. Bayan üniversiteyi yeni tamamlamış, birkaç hafta önce evlenmişler. Her ikisi de devlet kurumlarında iş sahibi.
İkisinin aylık kazancı bin yuan dolaylarında; yarısı kiraya gidiyormuş.
Bu paranın üçte birini bayan, üçte ikisini bay kazanmaktaymış.
Toplam yüz doların biraz üstünde bir şey. (Tarım kesiminde bu miktar kişi başına düşen altı aylık gelirdir).
*
Camdan caddeye karışık duygularla bakıyorum. Yağmur hafifçe çiseliyor. Kaldırıma yaklaşıp park eden yeni bir otomobili gösteriyorum bu genç bayana: ‘‘Çin'de böyle bir özel otomobile sahip olmak mümkün mü?’’
‘‘Evet, mümkün. Son üç dört yıldır değişmeler oldu. Nasıl gerçekleşir, bizler de şaşırıyoruz...’’
Genç bayan ile bay çubuklarla atıştırmayı sona erdirdiler.
Bitişikte, Pekin Merkez Sineması Titanik filmini gösteriyor. Orada bilet sırasına girecekler. Titanik tişortları, müziği ezgisi...
Titanik romansının romantik dalgaları her yeri sarıyor.
*
Pekin'de, Fast East Hotel'deki odama çıktım. Kat sorumlusu kadın, deste anahtarları şangırdatıp kapıyı açtı, anahtarı alakoydu kendisinde.
Odama her girişte, o gelip kapımı açacak... Otelin lokantasında sebzeli pirinç lapası bekliyorum.
Basık tavanlı bir mekan. Temiz, şık giyimli, saygılı, güzel bayanlar servis yapmakta. Onlu, yirmili masalarda sini içinde yemekler, mangal üstündedir.
Kasalarla bira yanlarda, yerde. İçme, yeme sırasında sigaralar tütüyor. Bay başkanlar, parmak arasında sigarayı tutarak ayağa kalkıp, el kol, gövdesel dil eşliğinde konuşuyor sırayla. Coşku aşamalarında şişeler tokuşuyor... Her masada bir iki kadın görüyorum.
Bu devlet oteli, partinin Pekin'e gelen konuklarını ağırlıyor.
*
Guilin kentinde üç özel, bir devlet otelinde konakladım. Tavsiye sonucu vardığım ilk özel otelde geceyi geçirmeden, paramı alıp kaçtım.
Bu otelin genç, güzel bayanlarla bayların güpegündüz buluşma yeri olduğunu kavradım birkaç saat içinde. Tek başına bir gezgin için risklidir!
Konakladığım öteki özel otelde geceleyin telefon geldi: ‘‘Şimdi senin odana geleceğim’’ diyen dilber sese ‘‘çok yorgunum’’ diyebildim korkuyla.
Aynı dilber ses, Nanning kentindeki (özel otel) odamda gece yarısı uyandırdı beni: ‘‘Şimdi odana geleceğim! Tamam mı?’’
Kendimi hurilerin arasına, rüyamda Cennet'e atılmış hissettim...
Çekik gözlü huriler nerede
Her hafta on yeni Protestan kilisesinin açıldığı bir ülkede kadının durumu nasıl olabilir? Hindistanlı kadın, için genel şeyler söylenebilir. Güney ve Orta Amerikalı (Kızılderili) yerli kadın, İsveçli, Alman, İngiliz kadınları üzerine genel sözler bulunur. 'Devrim' sonrası yeniden yapılanma denemesine girişilen devasa Çin'de ise kadın konusunda genelleme yapmak kolay olmasa gerektir. Ama yine de söyleyebiliriz ki, aristokrasi ve orta sınıfa bağlı kadın tipi, devrim sonrası yok olmuş.
Bu kadın imajları sadece masallarla antropoloji alanında kalmış. Tarih sahnesinde varlık nedenini yitiren aristokrat ve orta tabaka kadın yerine 'modern kadın' tipi, günümüzdeki Çin'de aktif rolünü almış. Modern Çinli kadını New York, Londra, Paris Bulvarları'ndaki kadınlardan ayıredemeyiz; çünkü global hayata entegre olmuşlar. Sadece giyim kuşam, kozmetik eğilimlerle açıklanacak bir durum değil bu; değişim, etik, estetik, entelektüel, teknik alanlarda da gerçekleşmiş. Modern dünya nimetlerini tatma ve bununla kültürlenme, Çin'de, 'Yeni Kadın' tipini ortaya çıkarmış.
Komünist toplumsallaşma olmasaydı, aynı sonuç Çinli kadında bugünkü gibi gerçekleşemezdi, diyebilecek miyiz? Çinli kadın, 'devrim nimetleri'nden ne kadar yararlanabilmiş?
Doğu toplumlarındaki ataerkil dokunun, Çin'de eridiğini hayal edemeyiz. Aynı işi yapan kadın
ve erkek arasında gelir farkları var Çin'de. Dünyanın her yerinde var, tamam. Fakat komünist öğretinin
önerdiği eşitlik ilkesine göre, Çinli kadının durumuna bakmalıyız sanırım.
Çin'de erkek çocuk doğurmak, kadınlar için bir kabusu aşma psikozudur. Tek çocuk sınırının, doğurma özgürlüğü üstündeki baskısı mıdır bu?
Yoksa ailenin 'soyun' devamını erkek çocukta arayan geleneksel kültürün yaşam sorunu mudur?
Erkek çocuk sahibi oluncaya kadar dünyaya gelen kız çocuklarının yüzde kaçı hayatta kalma hakkına sahiptir bugünkü Çin'de? Yanıtını bulamayız!
a) Kadınlarla erkekler arasındaki ekonomik eşitsizlik,
b) Kızlarla, oğlanların doğum ertesi hayatta kalma hakları eşitsizliği Çin'de var bugün.
Madalyonun karşı yüzündeki Çinli kadını burada görebiliriz.
Evet, partinin çeşitli kademelerinde az sayıda kadın bulunabilir. Bu kadınlar partinin seçkin erkek üyeleri için yapılan seminer, eğitim, toplantı, şenlik, eğlence ve tören günlerinde erkekler onuruna bira şişesini havaya kaldırıp 'yaşasın başkanımız' diyebilir de!
Bay başkanlar onuruna evet! Bu da bir özgürlüktür şüphesiz, erkek kültürünün hakim olduğu toplumlarda...
Ejderhanın büyüsü masallarda kaldı
Pekin'e inmeden önce masallardan alınmış hayallerim vardı... Şöyle ki geleneksel dans ritmine ipekler içinde salınarak eşlik eden kuğuyu anımsatır çekik gözlü huriler hayal etmiştim. Hurilerin peşinde renk renk kuyrukları upuzun efsunlu birkaç Çin ejderhası raks ediyordu keyifle, kaşlar çatık, dudaklarda ise Çinli gülümseme... Goncagül dudaklı kadının varlığı bu ejderhaların büyüsüne bağlanıyordu. Oysa, onları göremedim. Bu kadın imajları sadece masallarla antropoloji alanında kalmış. Yerini, modern dünya nimetlerini tadarak değişen, New York sokaklarında rastlayabileceğiniz türden kadınlara bırakmış...