Güncelleme Tarihi:
Dünyamız büyük bir değişim ve karışıklığı bir arada yaşıyor. Barış ve kalkınma ana konular. Ancak süper devletlerin müdahale gücü zayıflamış olsa da bir birine meydan okumalar alttan alta işleniyor. | |
Diyalog, yüzeyde var gibi görünse de aslında yaşanan derin bir güvensizlik. Asıl tehdit açlık, sefalet, refahın paylaşımındaki adaletsizlik. Uluslararası bilinç bu durumun terörü beslediğini kabullenmekte güçlük çekiyor, üstüne üstelik bu çelişkileri alttan alta devletler körüklüyor. Barış ve huzur bu yolla yok oluyor. Ya her yer güvenli olacak ya da hiçbir yer! | |
| |
11 Eylül ile birlikte aslında Çin'in önünde bir kutu kapama oyunundan başka bir şey oynanmadığı ortaya çıkmıştır. Gerilim sanıldığı gibi İslam alemiyle verilen ve Medeniyetler Çatışması adıyla takdim edilen dinler-kültürler savaşı değildir. | |
Medeniyetler Çatışması, adını hak edecekse eğer bu iki ülke arasında cereyan etmektedir. Çin'i daha medeni bulduğum için söylüyorum. Onlar yeni bir sanayileşme modeli, uyumlu küresel güç, ahenkli sosyal toplum sloganlarıyla, hegemonyacılık ve tek taraflı küreselleşmeye karşı bir tutum sergiliyorlar. | |
Feng-sui'nin esası gereği, arkanıza koruyucu bir dağ almadan önüne yerleştiğiniz denizin içinden bir hazine yaratamıyorsunuz. İşte evini, toprağını bu esasla konumlandıran Çinli, dünyaya da böyle konuşlanmış durumda. Arkasındaki dağ; geçmişi, tarihi, sabırlı ve çalışkan halkı. Önündeki denizi hazineye çevirirken, okyanus ötesinden suyun dibini bulandıranlar var tabi. | |
Bugün dünyanın yükselmekte olan ağırlıklı görüşü, gösterdiği ekonomik devleşme sürdürülebilir mi, gerçekte bir yumuşak güç mü yoksa genişlemeci, saldırgan bir emel içinde mi karışıklığını kafalarımızda yaratmaya çalışan hegemonyacı tek yanlı küresel güce karşı dengeleyici ve ümit bağlanılan bir ülke olarak görüyor Çin'i. | |
Hem küreselleşmenin teröre neden olarak yarattığı tahribatı gidermek hem de kendine oynanan oyunları bozmak için Çin'e önerim, bu gerilimin ve enerji yolunun fay hattı üzerinde bulunan laik ve istikrar üreten özelliği ile daha köklü bir ilişki temelinde Türkiye üzerinden Batıya ve İslam alemine açılması olacaktır. Bu durum dünyamız için bir Çinerji yaratacaktır. |