Güncelleme Tarihi:
NİSAN AYINDA YAŞANAN SALDIRI SONRASI GÖRÜNTÜLER
XINHUA: Çin’de bir okul saldırısı daha: en az 7 ölü
Son dönemde yaşanan anaokulu baskınları ardından hükümetin güvenlik önlemlerini artırmasına rağmen yaşanan saldırıda en az 6 çocukla beraber bir öğretmenin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Xinhua Haber Ajansı, Çin'de okullara yerleştirilen güvenlik kameraları ve artırılan güvenlik görevlilerine rağmen, Hanzhong şehrinin Nanzheng bölgesinde bulunan anaokulunda TSİ 03.00'da yaşanan saldırıda en az yedi çocuğun öldüğünü geçti.
Yetkililer saldırıyı düzenleyen kişinin anaokulunun yakınlarında evi bulunan 40 yaşlarındaki Wu adlı bir köylü olduğunu açıkladı.
Çin'de son dönemde yaşanan beşinci saldırının yaşandığı yaklaşık 4 milyon nüfuslu sanayi şehri Hanzhong'da yaklaşık 2,000 bin ek polis okullarda güvenlik sağlamak için görevlendirilmişti.
Sosyologlar saldırıların akıl sağlığı bozuk ve aşırı stres yaşayan insanlar tarafından düzenlendiğini ve bu duruma çok hızlı değişim gösteren Çin toplumunda görülen sosyal eşitsizliğin neden olduğunu belirtti.
Çin'de yaşanan okul saldırıları Mart ayında sekiz çocuğun akıl sağlığı bozuk olan eski bir klinik doktoru tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü Fujian eyaletinde başlamıştı. 28 Nisan tarihine ise eski bir öğretmen Guangdong eyaletinde bir ilkokulu basarak 17 öürenci ve bir öğretmeni bıçakla yaralamıştı.
Sosyologlar, yaşanana saldırılara rağmen basının saldırılara fazla yer vermediğini, ancak artırılan güvenlik önlemleriyle toplumda korku ve huzursuzluğu artırdıklarını öne sürdü. Diğer yandan, en son saldırının yaşandığı Fujian eyaletindeki bir okul etrafında ellerine sopa alan veliler nöbet tutmaya başladı.
FINANCIAL TIMES: IMF direktöründen euro bölgesine uyarı
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) başkanı Dominique Strauss-Kahn, euro bölgesindeki ülkelerin, uluslararası bütçe koordinasyonunu getirecek yeni bir sisteme yönelik büyük adımlar atması gerektiğini söyledi.
Strauss-Kahn, yaşanmakta olan ve piyasaları alt üst eden krizin tekrarını önlemek için üye ülkeler arasında kısa vadeli mali transferler yapılması fikrini gündeme getirdi.
Financial Times’a özel bir röportaj veren Strauss-Kahn’ın bu teklisi 16 ülkelik euro bölgesinde ortak bir ekonomi politikasına doğru yol açacak ancak birliğin en güçlü ekonomisi Almanya’nın bu fikre sıcak bakması beklenmiyor.
Strauss-Kahn’ın bu yorumları euronun dolara karşı değer kaybettiği sırada geldi. Avrupa para birimi Cuma günü açıklanan ve rahatlama yaratan kurtarma programından önceki seviyesinin de altına indi.
BBC: Fransa adım adım burka yasağına ilerliyor
Fransa Parlamentosu’nda dün yapılan oylamayla burka kınandı. Oylanan teklifte burkanın “ulusun onur ve eşitlik değerlerine bir aşağılama olduğu” ifade edildi. Bağlayıcı olmayan karar oybirliğiyle kabul edildi ancak oylamayı protesto eden 30 komünist milletvekili salonu terk etti.
Bu yılın sonlarına doğru Fransa’da burkanın yasaklanması için bir kanun çıkarılması bekleniyor. Böylece Fransa Belçika’dan sonra bu tür örtülerin kamusal alanda kullanılmasını yasadışı olarak nitelendiren ikinci ülke olacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, parlamentodan geçen ay yasağı gündemine almasını isterken yüzü kapatan örtüleri kadınların üzerindeki bir baskı mekanizması olarak tanımladı ve Fransa’da böyle şeylerin istenmediğini söyledi.
Ancak karşıtlar yasağın Fransa’da yaşayan büyük Müslüman azınlığı yabancılaştırabileceğini söylüyor. Ülkenin en üst düzeydeki yürütme makamı olan Devlet Konseyi de yasanın anayasaya aykırı olabileceği görüşünde.
THE ASSOCIATED PRESS: İsveçli karikatüriste saldırı
Hz. Muhammed’in karikatürlerini çizerek Müslümanları öfkelendiren İsveçli Lars Vilks, Salı günü yaptığı açıklamada bir üniversitede konferans verirken saldırıya uğradığını söyledi.
Uppsala Ünivesitesi’ndeki konferansı sırasında ön sıradan bir dinleyicinin kalkıp kendisine “kafa attığını” söyleyen Vilks, yaralanmadığını ancak gözlüğünün kırıldığını söyledi. Saldırganın kimliği ya da akıbeti bilinmiyor.
Vilks olaydan önce 15 kişilik bir grubun bağırdığını ve konuşmayı engellemeye çalıştığını söyledi. Vilks, “Bu kişilerin büyük bir kısmı saldırıdan sonra salonun ön taraflarına geldiler ve güvenlik güçleriyle çatıştılar. Bu sırada beni başka bir odaya götürüyorlardı” dedi.
İsveç haber ajansı TT olaydan sonra iki kişinin tutuklandığını duyurdu ancak Uppsala Polisi yorum yapmaktan kaçındı.
Bir İsveç gazetesinin internet sitesinde olayla ilgili yayımlanan videoda salondaki bazı kişilerin “Allahu ekber” diye bağırdıkları, polisin de bu kişilere karşı biber gazı ve sopalarla müdahale ettiği görülebiliyor. ABD’de JihadJane olarak bilinen Coleen LaRose Vilks’e suikast düzenleme suçundan tutuklanmıştı.
THE NEW YORK TIMES: Karzai ziyaretinde yüzler gülüyor
Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai adına verilen Dışişleri Bakanlığı resepsiyonuyla Beyaz Saray Afgan lideri etkileme çalışmalarına başladı.
Bir gün süren toplantıların ardından verilen resepsiyonun ABD ile Afganistan arasındaki ilişkilerin gücünü ve kapsamını ortaya koyması amaçlanıyordu. İki ülke arasındaki ilişkiler inişli çıkışlı bir seyir izliyor.
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Başkan Karzai’ye askerler ülkeyi terk ettikten çok sonra bile ABD’nin Afganistan’da bir ortak ve dost olarak varlığını sürdüreceğini söyledik. Bağlılığımız güçlü ve kalıcıdı” dedi.
Karzai de aynı şekilde Afganistan’ı ABD’nin dostu ve müttefiki olarak tanımladı. Savaşta yaralanan ve uzuvlarını kaybeden ABD askerlerinin bulunduğu bir hastaneyi ziyaretinin ardından konuşan Karzai doğru kelimeleri bulmakta zorlandı.
Öte yandan Clinton iki ülke arasında yaşanan gerginliklere de değinmeyi ihmal etmedi. ABD ile Afgan hükümetinin her zaman aynı fikirde olmayacağını söyleyen Clinton bu duruma olumlu bakmaya çalıştı. Clinton, “Önemli konularda farklı düşünebilmemiz ortak hedeflerimizi gerçekleştirmemiz için bir engel değildir. Aksine anlamlı bir diyalog ve kalıcı bir stratejik ortaklık için gerekli olan güven düzeyini yansıtır” dedi.
THE WASHINGTON POST: Petrol şirketleri çevre felaketinde suçu birbirine atıyor
Petrol endüstrisinin üç büyük şirketi, Meksika Körfezi’nde yaşanan petrol felaketi hakkında Salı günü Senato’da verdikleri ifadelerde birbirlerini suçladı.
Kuyunun sahibi BP, petrol kazı işlerinden sorumlu Transocean ve taşeron şirket Halliburton, 11 kişinin ölümüne yol açan Deepwater Horizon kuyusunun batışıyla ilgili suçu birbirlerine attı.
BP Transocean’ın patlama önleyicisinin gerektiği gibi çalışmadığı söyleyip şirketin “testlerde ortaya çıkan anormal basınç değerlerini” göz ardı ettiğini söylerken Transocean, BP’nin aldığı kararları ve Halliburton’ın çimento bloklarının sorumlu olduğunu ifade etti.
Halliburton da BP’den kendilerine gelen talimatlara harfiyen uyduklarını ve Transocean’ın kuyu çimentoyla kapatılmadan önce ağır çamurun yerine deniz suyu doldurmaya başladığını söyledi.
THE TIMES: Papa “Kilise’nin günahlarını” kabul etti
Papa ilk kez dün Roma Katolik Kilisesi’ni kasıp kavuran çocuk tacizi skandalıyla ilgili olarak Kilise’nin sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini söyledi. Portekiz ziyaretinde konuşan 16’ncı Benediktus, ”dışarıdaki düşmanlar”dan çok “Kilisenin içindeki günahların” suçlanması gerektiğini söyledi.
“Affedilmenin adaletin yerini tutmayacağını” ifade eden Papa Kilise’nin “ibadeti ve af dilemeyi yeniden öğrenmek zorunda olduğunu” belirtti.
Papa’nın sözleri Vatikan’ın üst düzey isimleri tarafından da takdirle karşılandı. The Times’a konuşan bir yetkili bu sözlerin Kilise’nin skandalları ele alış biçiminde dev bir değişiklik anlamına geldiğini ifade etti.