Çince hizmet veren tek hastane

Dünyagöz Hastaneler grubu, göz konusunda tam gün çalışan 150 kişilik tecrübeli hekim kadrosuna sahip. Gözle ilgili tüm branşlarda hizmet verebilen tek sağlık grubu olma özelliğini sürdüren hastane yurtdışındaki yatırımlarıyla da adından söz ettirmeye başladı. Grubun yöneticilerinden Dr. Gülferi Yıldırım Öğün'le Dünyagöz'ün yeni hedeflerini konuştuk:

- Dünyagöz'ün geldiği nokta ve hedefiniz nedir?

Dünyagöz şu anda Türkiye’de 10 Avrupa’da 5 noktada bulunan hastane ve klinikleri ile yılda 22 bin yabancı hastayı ağırlıyor. Türkçe ve İngilizce de dahil toplamda 11 dilde hastanelerimizde göz hastalıklarıyla ilgili tedavi yapabiliyoruz. Çinçe dahi konuşabilen hekimlerimiz mevcut. Çinli bir hastanın gözünü tedavi edebilecek hizmeti verebiliyoruz. Rusça, Almanca, Yunanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Arapça, Bulgarca, Romence ve İbranice konuşan hekimlerimiz mevcut. Hedefimiz 2010 sonuna kadar yeni açılacak Kiev ve Moskova kliniklerimiz ile 2011’de hasta sayımızı 50 bin kişiye çıkarmak. Özellikle lazer göz tedavisi katarakt, keretakonus, retina, göz estetiği, kornea nakli alanlarında hasta yoğunluğumuz olduğunu söylemek mümkün. Lazer konusunda söz sahibi olan lasic tekniğinin mucidi Girit Üniversitesi Oftalmoloji Bölüm Başkanı Ioannis Pallikaris’le stratejik işbirliği yaptık.

- Türkiye sağlık sistemindeki yapısal değişim sizi nasıl etkiliyor?

Kamuda sağlık kalitesinin yükselmesiyla uzmanlaşma daha da önem kazanacak. Sağlıkta şartlar uzmanlaşmayı kaçınılmaz kılar noktaya doğru götürüyor. Belli alanlarda uzmanlaşıp ön plana çıkan ve nitelikli sağlık hizmetleri veren hastaneler daha çok tercih edilecekler. Dünyagöz’ün yıllardır kendi alanında tek branş hastanesi olarak faaliyet göstermesi bize rakabette açık avantaj sağlayacak. Daha çok tercih sebebi olacağız. Biz bir branş hastanesi olarak 15 yıldır tam gün çalışan 150 hekim kadrosuyla hizmet veriyoruz. Dolayısıyla tam gün yasasını da destekliyoruz.

Dünyagöz Hastaneler Grubu olarak bugün göz alanında, 19 ayrı branşta hizmet veren tek hastaneyiz. Bunu sadece Türkiye için söylemiyorum. Dünya geneline baktığınızda; Amerika’da, Avrupa’da ya da Uzakdoğu’da, sadece göz alanında büyümüş, zincir hastane grubu bulunmuyor. Bunu gururla söyleyebilirim. Aynı zamanda Türkiye’nin sağlık alanında dünyada en bilinen markası konumundayız.

Elbette bu durum bize hem ülkemizde hem de uluslararası alanda büyük avantajlar sağlıyor. Örneğin çok yakın bir süre önce dünyanın en büyük fonlarından biri olan NBK Capital, Dünyagöz’ün yüzde 30 hissesini satın aldı. Türkiye’de sağlık sektörünü incelediklerinde tek bir branş hastanesi olarak bizim farkımızı gördüler ve gelip ortak olmak istediler. Bu aslında uluslararası sermayenin bize bakışını da gösteriyor.

- Sadece tek bir alanda hizmet vermek sizce Türkiye’de önemli bir trend haline gelecek mi? Hastaneciliğin geleceğinin daha çok bu yönde şekilleneceğini söyleyebilir miyiz?

Hastanecilikte branşlaşma kesinlikle önem kazanacak. Sağlık hizmetlerinde farklılaşan gruplar rekabet avantajı yakalacak. Dünyagöz’ün göz konusunda yaptığı branşlaşmanın bir benzerini bugün kanserde, kalpte, tüp bebekte, estetikte, dişte, nakillerde görüyoruz. Geldiğimiz bu durum bizim 15 yıl önce branş hastanesiyle yola devam etmemizin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Sağlıkta branşlaşma hiç kuşkusuz yüksek kaliteyi ve nitelikli sağlık hizmetlerini de beraberinde getirecek.

Yakın dönemde Sağlık Bakanlığı’nın regülasyonlarında çoğunlukla ülke içindeki sağlık politikalarının düzenlenmesi öncelikli konu olarak yer aldı. Bu konuda bakanlığın desteğinden bahsetmek az da olsa mümkün. Ancak Türkiye genelinde bu konunun en profesyonel uygulamacısı olduğumuzu söyleyebileceğim bizler ve bu konuda çalışan diğer tam hizmet hastaneleri kendi çabaları ve ilişkileri ile bu süreçleri yönetiyorlar. Belki de ilerleyen dönemde bakanlığın bu konuda çalışan sağlık kuruluşlarını bir araya toplaması mümkün olabilir.