Güncelleme Tarihi:
İki ülke görüşmelerde petrol ve doğalgaz anlaşmaları imzaladı. Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, anlaşmaların “çığır açacak” nitelikte olduğunu söyledi.
İki lider dün görüşmelere sıcak mesajlarla başladı. 59 yaşındaki Xi, gençliğinde Rus edebiyatı okuduğunu söyledi. 60 yaşındaki Putin ise Rusya ve Çin’in “yüzyıllardır devam eden ilişkilerinin zirvesinde” olduklarını kaydetti.
30 YILLIK GAZ ANLAŞMASI
Rusya ve Çin uzun süredir müzakereleri devam eden 30 yıllık doğalgaz ticareti konusunda dün prensipte anlaştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin lideri Xi Jinping, Gazprom ve Çin Ulusal Petrol Şirketi arasında 30 yılı kapsayan anlaşma şartlarını Moskova’da yapılan çalışma toplantısında ele aldı.
Gazprom Başkanı Aleksey Miller yaptığı açıklamada, “Anlaşma yıl sonuna tamamlanır. Arzın 2018’de başlaması planlanıyor” dedi.
Uzun süredir müzakereleri devam eden taslak anlaşmaya göre Çin, Rusya’dan yıllık 60 milyar metreküpe kadar doğalgaz alımı yapacak. Böylece Çin, Almanya’yı geçerek Rusya’nın en büyük doğalgaz ithalatçısı konumuna gelecek.
Miller, Çin’e doğalgaz arzının doğu Sibirya doğalgaz boru hattı üzerinden yapılacağını kaydetti. Gazprom’a göre Sibirya doğalgaz boru hattının ilk ayağı 2017 sonunda aktif hale gelecek.
PETROL ANLAŞMASI DA İMZALANDI
Çin Ulusal Petrol Şirketi, dünyanın en büyük petrol üreticisi unvanına sahip olan Rus devlet petrol şirketi Rosneft’le petrol alım anlaşması da imzaladı.
Çin Kalkınma Bankası’ndan alınacak 2 milyar dolarlık kredi karşılığında Rosneft, 25 yıl boyunca petrol arzı sağlayacak. Rosneft Başkanı Igor Seçin, 2009’da imzalanan yıllık 15 milyon ton petrol arz miktarının 31 milyon tona çıkarılabileceğini söyledi.
ULUSLARARASI KONULARDA GÜÇ BİRLİĞİ
Putin geçtiğimiz hafta karşılıklı ticaretin geçtiğimiz yılda beşe katlandığını ve 2012’de 87.5 milyar dolara çıktığını açıklamıştı.
Ancak iki ülke arasındaki ticaret hacmi Rusya-AB ile Çin-ABD arasındaki ticaret hacminden çok daha az.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin iki daimi üyesi, ticaretin yanı sıra Suriye başta olmak üzere uluslararası meselelerde de kader birliği yapmış gözüküyor. Her iki ülke de Suriye'deki savaş, Kuzey Kore ve İran'ın nükleer faaliyetlerine yönelik Batı'nın sert tutumuna karşı ortak bir tavır sergiliyor.