Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2007 00:00
Hrant Dink cinayeti zanlısı Ogün Samast’ın, güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri sayesinde yakalanması, kameraların yaşamın içine biraz daha girmesine neden oldu. Zaten son yıllarda yükselen satış grafikleri ile evlerde, işyerlerinde ve fabrikalarda sık rastlanır olmuşlardı. Ama son olaydan sonra satışlarında belirgin artışlar başladı.
Güvenlik kameraları, artan suç oranına paralel yükselen satış grafiği ile şehir hayatının içine girdi. Bu tür kameralar Türkiye’de her yıl yüzde 20 büyüyen bir pazarda alıcı buluyor. Geçtiğimiz yılki hacmi yaklaşık 300 milyon dolardı. Artık sokakta, mağazada, lokantada, bankada, ofiste, kısacası kent içinde dolaştığımız her yerde, bize bakan bir güvenlik kamerasının objektifi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Emniyet yetkilileri, güvenlik kameralarının adi suç ve terörle mücadelede önemli bir rol oynadığını savunuyor. Sivil toplum örgütleri ise kameraların aslında suçu önleyemediğini ve bireylerin kişisel özgürlüklerini ihlal ettiğini iddia ediyor. Ama bir gerçek var ki, kameralar işe yarıyor. Suç oranını sıfırlamıyor ama, takıldıkları ev, sokak ve işyerlerinde daha az olay yaşanıyor. Hırsızlar genellikle, güvenlik kamerası bulunmayan yerlere girmeyi tercih ediyor. Diğer yandan meydana gelen olayların aydınlatılması yönünde büyük fayda sağlıyorlar. Kişilerin dikkatini çekmeyen, gözün atlayabileceği bir detayın kameralar tarafından saniye saniye kaydedilmesi ve bunların sonsuz tekrarlarla incelenmesiyle çok önemli deliller ortaya çıkıyor.
Güvenlik ve gizli kamera uzmanı Engin Giray, dünyada ve ülkemizde kişisel veya kurumsal güvenlik amacıyla kullanılan güvenlik kameralarının hızla yayıldığını anlatıyor: "Sağımız solumuz, önümüz arkamız kameralarla doldu. Türkiye’deki pazar büyüdükçe kameralarla yaşamaya daha çok alışacağız. Küçük dükkanlardan büyük işyerlerine, fabrikalardan eğitim kurumlarına, sanayi tesislerinden otoparklara kadar her yere kameralar takılıyor. Toplumda herkes güvende olmak istiyor. Bu yüzden son birkaç yılda talep patlaması yaşanıyor" diyor.
MALİYETİN UCU AÇIK
Bizdeki güvenlik kameraları genellikle Çin ve Tayvan’dan ithal ediliyor. Bu nedenle fiyatları ucuz. En basit olanları 40 YTL civarında. Buradan alınan görüntüler bilgisayar ekranından izlenebiliyor. Tabii bilgisayarda dijital video kayıt cihazı kartı olması şartıyla. Bu kartın fiyatı 100 dolardan başlayıp 700 dolara kadar çıkıyor.
Sistemin sağlıklı ve net görüntü alabilmesi için çözünürlük derecesi ve hızının iyi olması gerekiyor ki, bu da kurulum maliyetinin ucunun açık olmasına neden oluyor. Görüntülerin kaydedilmesi ve uzaktan izlenebilmesi yöntemine göre, fiyat katlanarak binlerce dolara kadar çıkıyor. Bu arada kimi kameralar yönlendirildiği alanı ekranda gösterirken, kimileri internet üzerinden ya da network ağlarıyla uzaktan izlemeye olanak sağlıyor. Özellikle geceleri dış güvenliği sağlamak için kullanılan gece kameraları da var. Ortam karanlık bile olsa, star-light adı verilen bir teknoloji ile, mevcut renklerin yaydığı ışınları yakalayarak görüntü oluşturuyor. Bu sayede hiç ışık olmayan bir alanda bile net görüntü alınabiliyor. Bu tür kameraların fiyatı 240 YTL’den başlıyor.
KAMERAYLA MÜŞTERİ ANALİZİ
Güvenlik kameraları yalnızca güvenlik amacıyla kullanılmıyor. Büyük alışveriş merkezleri, bu kameralardan elde ettikleri görüntüleri müşterilerini daha iyi tanımak için kullanıyor. Kameraların çektiği görüntüler izlenip, müşterilerin kapıdan girer girmez hangi noktalara yöneldiği belirleniyor. O bölgelerdeki çekici unsurların ne olduğu araştırılıyor. Müşteriler, hangi rafa bakıyor, hangi ürünle daha fazla ilgileniyor diye bakılıyor. Rafların düzenlemesi bu bilgilere göre yapılıyor.
DÜNYAYI 45 MİLYON GÜVENLİK KAMERASI GÖZLÜYOR
Günümüzde dünya genelinde 45 milyonun üzerinde güvenlik kamerası var. Sadece İngiltere’de 4.2 milyon kamera bulunuyor. Londra’da bir İngiliz, sokağa çıktığında gün boyunca 300 kez, ortalama 4.8 dakikada bir güvenlik kameralarına yakalanıyor. Her 14 İngiliz vatandaşına 1 kamera düşüyor.
10 yıl içinde kamera sayısının dünya genelinde 65 milyona çıkması bekleniyor.
İzleme sistemleri sadece kent içi kameralarla sınırlı değil. Otoyollardaki hız kameraları dünyada her gün 150 milyon otomobilin görüntüsünü alıyor.
İlk kapalı devre güvenlik kamerası 1942’de Alman Nazi Ordusu tarafından V2 füzelerinin denemeleri sırasında teknik hataları yakından görmek amacıyla kullanıldı.
İngiltere, 1956’da Kraliçe’nin geçit töreni sırasında 4 güvenlikkamerası yerleştirerek, kamusal alanda izleme sistemine geçen ilk ülke oldu.