Çiller dini sömürüyor

Güncelleme Tarihi:

Çiller dini sömürüyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Fazilet Partisi 1. Bölge dördüncü sıra milletvekili adayı Merve Sefa Kavakçı'yla, tiyatroya gittik, Yılmaz Erdoğan'ın ‘‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?’’ adlı oyununu izledik. Sonra da sohbet ettik. Merve Kavakçı, 1968'de Ankara'da doğmuş. TED Ankara Koleji'nden sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bir yıl okumuş. Doktorluğun kendine göre olmadığına karar vermiş, ABD'de Texas Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği eğitimi görmüş. ABD'den döndükten sonra Refah Partisi'ne katılan Kavakçı, Hanımlar Komisyonu Dış İlişkiler Sorumlusu olarak çalışmış. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı'nın kızı olan Merve Hanım'ın annesi de Alman Dili ve Edebiyatı profesörü olarak çalışmış. Ana-babası ABD'de yaşayan Merve Kavakçı da ABD'de eğitim görürken evlenmiş. Bir süre önce eşinden ayrılan genç aday iki çocuk annesi. Kolej yıllarından beri başörtü taktığını söyleüyor.

Oyunda bir bölüm var. ‘‘Anlarsan yalnızlık çekersin.’’ Bunu not ettiğinizi gördüm. Erafınız yeterince kalabalık değil mi?

Bunun kişisel manası da var. Çok bilen çok yalnız kalıyor.

Aileniz başörtü takmanıza karşı çıktı mı?

Hayır. Annem Avusturya Lisesi mezunu. Babam da kolejli. Sonra ODTÜ'ye gitmiş. Bizim ailede bir ODTÜ geleneği vardır. Yani öyle sonradan bazı şeyleri görmüş insanlar değiller.

Bilgisayar mühendisi oldunuz ama mesleğinizi yapmayıp Refah Partisi'ne katıldınız. Bu nasıl oldu?

ABD'de de aktiftim. Dönünce de hemen partiye katıldım. Ben insanın kendisini aşması için mutlaka bir yerlerde bir şeyler yapması gerektiğini inanıyorum. Bu siyaset de olabilir başka birşey de. Ben demokrasi mücadelesi için bu partiye katıldım.

FP çizgisinde farklılaşma var. MNP, MSP ve RP, Batı'ya en çok karşı çıkan partilerdi. Hala FP'nin yayın organları bu çizgiyi sürdürüyor. Halbuki FP, Batı siyasal sistemi içinde gelişmiş olan demokrasinin en büyük savunucusu olduğunu söylüyor.

FP'ye yakın olan yayın organlarının Batı düşmanı olacağına inanmıyorum. Gittim ve Batı'yı gördüm; bana kucak açıp misafir ettiler. Ayrıca hangi yayınlardan bahsettiğinizi bilmiyorum. Örneğin Akit gazetesi geçenlerde benimle bir söyleşi yaptı. Soruların hiçbiri dostça değildi. Biz kendimizi yeterince anlatamadığımızdan öyle bir sonuç çıkıyor olabilir. FP, demokraside samimidir ve hep öyle olmuştur. Anti demokratik uygulamalardan da en fazla zarar gören bizleriz.

Çiller beni savunacak mı?

Ama RP, DEP milletvekilleri TBMM'den atılırken sesini çıkardı mı? Susurluğa ‘‘fasa fiso’’, bir dakika karanlık eylemi yapanlara ‘‘mum söndü‘ ya da ‘‘gulu gulu dansı yapıyorlar’’ diyen onlar değil miydi?

Ben o zaman Türkiye'de değildim. Ne olduğunu tamamen bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var ki biz çifte standarda karşıyız. Herkes için full demokrasi istiyoruz. Batı'daki demokrasinin aynısının ülkemizde de olmasını istiyoruz.

Genel bir kanı var: FP demokrasiyi sadece kendisi için istiyor ve bir araç olarak görüyor.

Demokrasi bir amaç olamaz ki. İnsanların mutluluğu için bir araçtır. İnsanların birbirleriyle kavga etmeden, huzur içinde yaşamalarının aracıdır demokrasi.

Buradaki araç mantığı, totaliter bir sisteme ulaşmak için kendisi için demokrasi istemek. Başkaları anti demokratik uygulamalar altında inlerken ses çıkarılmamasının sebebi de budur diye düşünülüyor.

O dönemde ben burada değildim. Ayrıca yine aynı dönemde diğerleri ne yaptı? Örneğin Tansu Çiller bas bas ‘‘Ben Refah'la asla ortak olmam’’ dedi. Sonra geldi birlikte koalisyon kurdu.

Çiller'i samimi buluyor musunuz?

Hayır. Asla samimi değil.

Peki Çiller din sömürüsü yapıyor mu?

Tamamıyla yapıyor. Mitinglerinde başörtüsü dağıtıyor. Geçen gün, ‘‘Dinin kefili benim’’ dedi. Allah'ın dininin kefili tüm Müslümanlardır, halktır. Sen kim oluyorsun da kefil olabiliyorsun diye sormazlar mı insana.

Parlamentoda sorunlarla karşılaşacaksınız...

Evet. Son dönemde sadece FP değil bütün partiler demokratikleşme mücadelesi içinde. Türkiye'nin en önemli hedefi demokratikleşmedir. Millet olarak demokrasi yolunda ilerliyoruz. Onun için inanıyorum ki çağdaş geçinen bağnaz kafalar var. Bunların ufak bir grup olduğuna inanıyorum ama etkinlikleri fazla. Bunlar beni sırf onlar gibi olmadığım için kabul etmiyorlar. 19 Nisan'da bugün meydanlarda demokrasiyi savunuyorum diyenler sınav vereceklerdir. Merve Kavakçı'nın başörtüsü sorun olduğunda Tansu Çiller'in tavrı ne olacaktır hep beraber göreceğiz.

Kanunlara uyarım

Leyla Zana'yı da halk seçmişti ama olanları gördünüz.

Ben o dönem Türkiye'de değildim. Öyle olmuşsa zannediyorum yanlış olmuştur. Yani kanuni hakkı elinden alınmışsa diyorum. TBMM iç tüzüğünü değiştirirlerse başımın üstünde yeri var. Başörtüsüyle girilmez deniyorsa girmem o zaman. Onu değiştirmedikleri müddetçe benim mecliste olmam gerekiyor. Ben kanunlara uyan bir insanım.

Neden milletvekili oluyorsunuz, Türkiye için projeleriniz mi var? Meclis çatısı altında diğerlerinden farklı ne yapacaksınız?

Ben ilk anda hiç birşey yapmadan da birşeyi temsil ediyorum. Durmam dahi bir görevin parçası. Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde kadınsı yönün bir göstergesidir benim milletvekili koltuğunda oturmam. Türkiye'nin yüzde 54'ü hanım. Meclisteki diğer hanım milletvekilleriyle birlikte kadın sorunlarının çözümü için adımlar atmayı hedefliyorum. Medeni Kanun'da yapılacak olan iyileştirmeler için mücadele edeceğim.

Medeni Kanun dediniz de aklıma geldi. TESEV'in yaptığı son araştırmada, nüfusun yüzde 10.7'si, erkeklerin dört kadınla evlenmesi gerektiğini savunuyor. Bunların büyük bölümü de bildiğiniz gibi FP çatısı altında. Kadınların en büyük sorunu böylesi bir zihniyet değil mi?

Onu söyleyenlerin İslamiyet’i çok fazla bilmediklerine inanıyorum. Bu hükümlerin şartları İslamiyet’te açıkça ifade edilmiştir. Yani bırakın dördü birden çok kadın almanın hükümleri ifade edilmiştir.

Siz kişisel olarak böyle bir hükmü kabul ediyor musunuz? Bu hüküm şöyle ifade edilmiştir, ‘‘dört kadını idare edebilecek maddi ve fiziki güçte olabilmek.’’ Bu koşulları yerine getiren biriyle kabul eder misiniz?

Asla kabul etmem. O zaman bakın ben size birşey söyleyeyim, asla kabul etmem çünkü İslam'da böyle bir hakkım var. Bunu biliyorum çünkü benim babam fıkıh profesörü. Bir kadının kendi üzerine eş almama hakkı vardır. Şimdi ben bu konuya nokta koyup kapatmak istiyorum. Çünkü bu benim kendi kendime edindiğim bir İslami bilgi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!