Çılgın kalabalıktan uzak

Güncelleme Tarihi:

Çılgın kalabalıktan uzak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Eski İstanbul'u en iyi yansıtan yerlerden biridir Tünel. Tarihi binaları, metrosu, pasajı... Uzun bir süre kendi haline bırakılmış, yer yer metruk hale gelmiş bir semt. Bir zamanların gözbebeği olan Tünel, son yıllarda yeniden hareketlenmeye başladı. İstanbul Life'ın son sayısında Hülya Polat imzasıyla yer alan haberi yayımlıyoruz.

Tünel'e gitmeniz için önce Taksim-Galatasaray arasındaki kalabalığı sabırla alt etmeniz, sonra da kendinizi tam Galatasaray'ın ortasındaki tellere tünemiş güvercinlerin kötü sürprizlerinden korumanız gerekiyor. Galatasaray'ı geçtikten sonra daha rahat nefes almaya başlarsanız şaşmayın, Tünel'e yaklaşıyorsunuz. Tabii Taksim kalabalığına girmeden Karaköy'den şehrin tek ve tarihi metrosuyla Tünel'e çıkmanız da mümkün, hem daha az yorularak.

Tünel, İstiklal Caddesi'nin vahası desek abartmış olmayız herhalde. Bunu düşündürtmesi için pekçok neden var. Ancak bugünlerdeki en önemli belirti, Tünel'deki değişim. Önceleri kiracı olduğu eski binayı alıp, restore ettiren ve 1987'den beri Şeyhbender Sokak'ta yaşayan ressam Muzaffer Akyol, değişimi ‘‘Tünel'in kaybolan ruhunu yeniden bulması’’ olarak tanımlıyor. 1970'li yıllarda özellikle sanatçıların sık geldikleri Tünel, 90'ların sonunda yeniden sanatçıları, en çok da buraya yerleşen ressamları ağırlıyor. Bu doku değişimine Asmalımescit, Sofyalı ve Şeyhbender Sokak ile Tünel Geçidi'nde açılan kafeler, kitapçılar, sanat galerileri ve caz kulüpleri de katkıda bulunuyor.

11 yıldır Sofyalı Sokak'ta özellikle tarih kitapları yayımlayan Eren Kitabevi, değişimin ilk temsilcilerinden. Hálá 1800'lü yıllarda yapılmış binaların yer aldığı Tünel'i kültür hayatının merkezi olarak gören Muhittin Eren, altı yıl önce yine Sofyalı Sokak'ta açtığı Ottomania ile 16. yüzyıldan 19. yüzyıla uzanan gravürlere, tarihi kitap ve haritalara kucak açıyor.

1800'lü yıllarda yapılan Tünel Geçidi ise , hem Sofyalı Sokak'a açılan bir geçiş noktası, hem de güzelliğiyle baş döndüren bir vaha. Altı yıldır geçitte olan Artrium Sanat Galerisi, dededen bakırcı olan, ‘‘Anadolu'da Türk Bakırcılık Sanatının Gelişimi’’ adlı bir kitap da yazan Gündağ Kayaoğlu'nun Anadolu Sanat Galerisi, vitrininde Asım Can Gündüz'ün gitarını görebileceğiniz Zuhal Müzik ve diğerleri...

Değişimin sonuçları

Geçidin güzellik noktası ise Geçit KV. Bir buçuk yıl önce açılan Geçit KV, önceleri tek bölümden oluşuyordu. Diğer iki bölümün de eklenmesiyle gelişen kafe, dışardaki masaları, çiçeklikleri ve özenle hazırlanmış ayrıntılarıyla tam bir cennet. Kiş ve ince belli bardakta çay da cabası. Geçit KV'nin yöneticisi Hacer Gündoğdu, geçidin dünya adreslerinden biri olduğunu düşünüyor. Tüketimin Tünel için en büyük tehlike olduğunu söyleyen Hacer Gündoğdu, bu yüzden klip ve reklam çekimlerine karşı mücadele ediyor.

Değişimin sonuçları Tünel'de görüştüğümüz birçok insanın ortak korkusu. Tünel'in Ortaköy'e dönüşmesinden, turistik olmasından ve bozulmasından korkuyor Tünel'in yeni sakinleri. Bu oluşum kaçınılmazdır diyenler de var, doku bozulmaz diyenler de. Bu arada Tünel'deki emlak fiyatları gitgide artıyor. İçi yenilenmiş eski binalarda kiralar mark ve dolar üzerinden hesap edilirken Müeyyet Sokak'ta Refika Kafe'nin üstü ve yanındaki restore edilmiş 60 metrekarelik daireler 600 dolardan kiraya verilmeye başlandı bile.

Belgesel eylül ayında

Kasım 98'den beri Müeyyet Sokak'ta yer alan Refika , Tünel'in biraz da avantgarde kafelerinden. Tünel'e farklı bir insan profili de kazandıran Refika'nın yöneticisi Defne Koryürek, değişime olumlu bakanlardan. Koryürek, steril ortamlarda büyük şehirli olunmadığını, Tünel'deki insan çeşitliliği ile kendini büyük şehirli hissettiğini ve Tünel'in en önemli eksiğinin bir sinema salonu olduğunu söylüyor.

Tünel'in çeşitliliğini sadece kafeler ve sanat galerileri oluşturmuyor. Tombak Dergisi Tünel'de çıkarılıyor. Eskilerden Refik Meyhanesi, yaz boyunca sokağa çıkardığı masalarla gelenleri ferahlatıyor. Hálá zanaatlarını sürdüren aynacılar, cilacılar ve döşemeciler, yeni sayılmasına rağmen dünyaca ünlü müzisyenleri ağırlayan Babylon, Tünel'deki ilk caz kulübü Gramafon, 4-5 sene önce Tünel'e taşınan Büyük Mason Locası dokunun diğer önemli öğelerinden.

Bu arada Osmanlı'nın 700. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle Tünel'in tarihini ve bu bölgede yaşayan sanatçılarla yapılan röportajları içeren 7-8 bölümlük belgesel eylül ayında yayımlanıyor. Tünel meraklılarına duyurulur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!