Güncelleme Tarihi:
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 8 Haziran'da verilen kararın gerekçesi yazılıp taraflara tebliğ edildi. 37 sayfadan oluşan gerekçeli kararda, sanık Çilem Karabulut'a neden oy çokluğuyla 15 yıl hapis cezası verildiği ve ayrıca mahkeme başkanı Ogün Maden'in verilen karara, "ceza verilmemesi" gerektiği yönündeki muhalefet şerhine açıklık getirildi.
Gerekçeli kararda, ahlaki, vicdani ve yasal olarak kabulü mümkün olmayan kadına karşı şiddet ile aile içi şiddetin üzerinde ciddiyetle durulması gereken çok boyutlu ve sosyal bir olgu olduğu belirtildi.
ÇİLEM'İN SAVUNMASI İNANDIRICI BULUNMADI
Kararda, savunmalarının inandırıcı olmadığı belirtilen Çilem Karabulut'un eşi Hasan Karabulut tarafından 2 yıl içinde değişik zamanlarda tokat atmak, yumrukla vurmak, eliyle iteklemek gibi şiddete rağmen ailesine sığınmadığı, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurarak gerekli yardımları almadığı, kimlik değiştirmeyi de içeren koruyucu tedbirlere başvurma imkanı bulunduğu halde öldürdüğü eşi ile aynı evi paylaşmaya devam ettiği ifade edildi.
Çilem Karabulut'un aile mahkemelerinden alınan tedbir kararlarını şikayetinden vazgeçerek kaldırttığı belirtilen kararda, olayın meydana geldiği
gün eşinin kendisini Antalya'ya fuhuş yaptırmak amacıyla götüreceği, buna zorladığı yönündeki savunmasının da doğrulanamadığı kaydedildi. Olay sırasında eşi tarafından darbedildiği savunmasının da kesin olarak doğrulanamadığı ifade edilen kararda, Hasan Karabulut'un öldürülürken uyuyup uyumadığının da belirlenemediği belirtildi.
NEDEN MEŞRU MÜDAFAA UYGULANMADI
Gerekçeli kararda, Çilem Karabulut'a neden meşru müdafaa ve meşru savunmada sınırın aşılması hükümlerinin uygulanmadığı da şöyle açıklandı:
"Somut olay değerlendirildiğinde, sanığın olaydan yaklaşık bir gün sonra alınan raporunda yeni darp ve cebir izine rastlanılmaması karşısında olay günü savunmalarında belirttiği şekilde yönelmiş bir saldırı olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle meşru savunmanın şartlarından olan saldırıya ilişkin koşulların oluşmadığının kabulü gerekeceği, bir anlığına sanığın savunmalarına itibar edilerek saldırının varlığı kabul edilse dahi savunmalarına göre maktulün saldırısının hayatına yönelik olmadığı, maktul sanığı olay günü öldürmek isteseydi üzerinde taşıdığı suçta kullanılan atışa hazır vaziyette bulunan silah ile bunu yapabileceği, bu nedenle meşru savunmanın savunmaya ilişkin şartlarından saldırı ile savunma arasında oran bulunması şartının gerçekleşmediğinin kabulü ile belirtilen nedenlerle sanık hakkında şartları oluşmayan meşru savunma hükümleri uygulanmamıştır."
Gerekçeli kararın son bölümünde mahkeme başkanı Ogün Maden'in oy çokluğuyla verilen 15 yıl hapis cezasına koyduğu Çilem Karabulut'a "ceza verilmemesi" yönünde verdiği muhalefet şerhinin gerekçesi de yer aldı.
KARARA İTİRAZ ETTİLER
Çilem Karabulut'un avukatı İsa Ayanoğlu, gerekçeli kararı değerlendirerek, "Gerekçeli kararı inceledik. Çilem'e verilen 15 yıl hapis cezasına itiraz ettik. Yargıtay'ın, mahkeme başkanının Çilem'e ceza verilmemesi yönündeki şerhine göre karar vereceğini düşünüyoruz. Çilem, meşru müdafaa sınırları içinde eşini öldürmek zorunda kalmıştır." dedi.
Çilem Karabulut, 2013 yılında evlendiği bir çocuğunun babası Hasan Karabulut'u kendisine şiddet uygulayıp, fuhuşa sürüklemek istediği gerekçesiyle 8 Temmuz 2015'te tabancayla vurarak öldürmüştü. Tutuklanan Çilem Karabulut, Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesinde tahrik ve iyi hal indirimi ile 15 yıl hapis cezasına çarptırılıp, 50 bin lira kefaletle tahliye edilmişti. Öldürülen Hasan Karabulut'un ailesinin tahliyeye itirazı ise Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince oy çokluğu ile reddedilmişti.